cessna 206 stationair yapımı (zamanı geldi :) )

Ben gerilmedim. Sen de gerilme bence. Burada benzer yollardan geçmiş kişiler bütün iyi niyetleri ile sana yol göstermeye çalışıyorlar. Ne yazık ki bu çabalar boşa gidiyor. O nedenle ben artık bu konuya katkı sağlayacak bir şey yazmak istemiyorum. Sonuçta erişkin bir insan istediği yolu seçmekte özgürdür. Kimsenin fikrini, önerisini dinlemek zorunda da değildir. Eminim ki kafana koyduğun Cessna'yı yapıp en güzel şekilde uçuracaksın...
Aslında Sergen Yalçın ile Rıza Çalımbay örneklerini vermek istiyordum ama bir işe yaramayacağını düşünüyorum. Kolay gelsin.
 
cessna 206 stationair yapımı (zamanı geldi :) )

Sümer Yamaner' Alıntı:
Ben gerilmedim. Sen de gerilme bence. Burada benzer yollardan geçmiş kişiler bütün iyi niyetleri ile sana yol göstermeye çalışıyorlar. Ne yazık ki bu çabalar boşa gidiyor. O nedenle ben artık bu konuya katkı sağlayacak bir şey yazmak istemiyorum. Sonuçta erişkin bir insan istediği yolu seçmekte özgürdür. Kimsenin fikrini, önerisini dinlemek zorunda da değildir. Eminim ki kafana koyduğun Cessna'yı yapıp en güzel şekilde uçuracaksın...
Aslında Sergen Yalçın ile Rıza Çalımbay örneklerini vermek istiyordum ama bir işe yaramayacağını düşünüyorum. Kolay gelsin.

teşekkür ederim sümer abi bende gerilmedim benim için sorun yok akıl akıldan üstündür ben her zaman bir konuyu bilsem de bir kişiye danışırım belki benim yöntemimden başka bir yöntem vardır diye güzel abim yazmak yada yazmamak senin iradende ben zorlayarak bir şey yazdıramam yaparken zaten fotograflıyacam ve bittiğinde burada sergileyecem
 
Ynt: Ynt: cessna 206 stationair yapımı (zamanı geldi :) )

Sümer Yamaner' Alıntı:
Mesutttttt!
Tek servoyla elevatör ve rudder kumandasına takılmadın da 250 grama mı takıldın?! :lol:

abi valla bugun izinliyim biraz rahatsizimda , kizimla yatakta oynarken gordum konuyu ve yazdim :) bu detayi ben farketmedim bile :D

LG-D802 cihazımdan Tapatalk 2 ile gönderildi
 
cessna 206 stationair yapımı (zamanı geldi :) )

kolay gelsin adem nediyelim :D , şimdiden eline sağlık
 
Ynt: Ynt: cessna 206 stationair yapımı (zamanı geldi :) )

Mesut AKIN' Alıntı:
abi valla bugun izinliyim biraz rahatsizimda...
Geçmişler olsun üstad, mevsimden midir nedir bilinmez hastalıktan kırıldık valla bu sene hepimiz. :rolleyes:
 
Ynt: Ynt: cessna 206 stationair yapımı (zamanı geldi :) )

Türker Akgün' Alıntı:
Geçmişler olsun üstad, mevsimden midir nedir bilinmez hastalıktan kırıldık valla bu sene hepimiz. :rolleyes:
Eskiler sey derdi "kis sert gecmezse mikroplar olmez, yazin hastalik cok olur" derdi. Zannedersem 2014 basimiza gelen durum da bu oldu :laugh: :D Bu arada gecmis olsun ustad.
 
cessna 206 stationair yapımı (zamanı geldi :) )

güncel..

ana iniş takımına frenleri de takmış bulunuyorum

 
cessna 206 stationair yapımı (zamanı geldi :) )

adem bozkurt' Alıntı:
....ana iniş takımına frenleri de takmış bulunuyorum

Bu fren sistemini sen mi akıl ettin yoksa bir yerden mi gördün Adem ??
 
cessna 206 stationair yapımı (zamanı geldi :) )

Mehmet Kucuksari' Alıntı:
Bu fren sistemini sen mi akıl ettin yoksa bir yerden mi gördün Adem ??

ben akıl ettim abi dün akşam ben yaptım başka yerde bulunur mu bilmiyorum sürekli düşündüğüm bir sistemdi servo kollarının uçlarına şimdi bilya tarzı dönen şey kattım tekerleği kesmiyor baskı uyguluyor frenliyor
 
cessna 206 stationair yapımı (zamanı geldi :) )

Ah Adeem , Ah kardeşiiim , nelerle vakit harcayıp , kendini yoruyorsun.Sana burada üstadlar ne demeye çalıştı , sen ısrarla bu model için uğraşmaya devam edip , ben dahil üstadları hayıflandırıyorsun.Şimdi diyorlardır ki , biz bu arkadaşa birşey anlatamamışız galiba .......
O model , o ağırlıkla , landing süratinde yere inerken , o minicik servo kollarını falan hiç dinler mi , mantığını kullan biraz , model gitmeye çalışacak sen adamın ayaklarına çelme takacaksın , uçak burun üstü hop çakıl.Uçak taksi yapmaya başlayınca sadece elevatör ile yavaşlatılabilir (Üstadlarım kızmasın ben de tam bilmiyorum)
Bana kızmıyorsun değil mi bu yazdıklarım için , tamam fikrine saygım var , güzel şeyler düşünüyorsun , elini de bu işlere sevdirmişsin , bunu da takdir ediyoruz ama ,hem zamanını hem emeğini hem paranı harcama bu kadar bence.Al bir trainer , önce uçmayı , uçuşun mantığını , uçağın uçarken ve inerken veya kalkarken istediği gücü , donanımı, pilotajı falan öğrenmeye çalış.Sonra öğrenince bu işleri daha bilinçli , daha kısa sürede ve daha verimli olarak yapacağına yürekten inanıyorum. :saygilar:
 
cessna 206 stationair yapımı (zamanı geldi :) )

Hakan Ülgenalp' Alıntı:
Ah Adeem , Ah kardeşiiim , nelerle vakit harcayıp , kendini yoruyorsun.Sana burada üstadlar ne demeye çalıştı , sen ısrarla bu model için uğraşmaya devam edip , ben dahil üstadları hayıflandırıyorsun.Şimdi diyorlardır ki , biz bu arkadaşa birşey anlatamamışız galiba .......
O model , o ağırlıkla , landing süratinde yere inerken , o minicik servo kollarını falan hiç dinler mi , mantığını kullan biraz , model gitmeye çalışacak sen adamın ayaklarına çelme takacaksın , uçak burun üstü hop çakıl.Uçak taksi yapmaya başlayınca sadece elevatör ile yavaşlatılabilir (Üstadlarım kızmasın ben de tam bilmiyorum)
Bana kızmıyorsun değil mi bu yazdıklarım için , tamam fikrine saygım var , güzel şeyler düşünüyorsun , elini de bu işlere sevdirmişsin , bunu da takdir ediyoruz ama ,hem zamanını hem emeğini hem paranı harcama bu kadar bence.Al bir trainer , önce uçmayı , uçuşun mantığını , uçağın uçarken ve inerken veya kalkarken istediği gücü , donanımı, pilotajı falan öğrenmeye çalış.Sonra öğrenince bu işleri daha bilinçli , daha kısa sürede ve daha verimli olarak yapacağına yürekten inanıyorum. :saygilar:

mrb düşüncelerinize saygım var abi fakat neden takla atsın ki onu anlamadım ana iniş takımın frenler ve indiğinde sert bir şekilde sıkıştırma yapmayacak hafif hafif sıkıştırma iile duracağına benim inancım var deneyelim görelim abi uçak yere inip ilerlerken hafif bir sıkıştırma ile uçağın takla atacağını ben zannetmiyorum diyelim ki attı o zaman ben de diyecem ki siz haklıymışsınz bu bu kadar basit ;)
 
cessna 206 stationair yapımı (zamanı geldi :) )

Tamam Adem'ciğim , tamam :D , sen nasılsa bunu yapmaya kafaya koymuşsun , yapmışsın da zaten , ümit edelim ki dediğin gibi çalışsın , inşallah çalışır da , ben de burada yazdıklarımdan dolayı mahcup olayım. :embarras: ...Kolay gelsin kardeşim....... :halay: :halay:
 
cessna 206 stationair yapımı (zamanı geldi :) )

Hmmm ilginç bir tasarım olmuş ama scale görünüm güme gitmiş. Klasik olarak fren sistemleri doğrudan lastiğe teması kabul etmezler. Farklı bir yüzey isterler. Örneğin bisiklet frenleri. Sıktıkları yer asla lastik değildir. Jantı yani metali sıkarlar. Ama bence işin asıl ilginç yanı şu... Şimdi o uçakla son yaklaşmadayız. Her iki el de sürakli aktif olmak zorunda. Örneğin elevatörle pitch tutarken gaz ile çöküşü denetliyor, rudder ile pisti tuttururken aileron ile de yatışları alıp kanatları yere paralel tutuyoruz. Teker koyduktan sonra ellerimiz yine aktif. Çünkü pist içinde kalabilmek için istikamet tutmamız gerekiyor. O arada bir elimiz stikten ayrılıp gidip bir butonu bulacak ve hassasiyetle doze edilmiş bir fren komutu verecek öyle mi... Süpermiş yahu... Bu artık yetenekten de öte bir durum oluyor.
Biz ARF bir uçak bile toplasak, birçok ayrıntısını ilk uçuştan sonraya bırakırız. Örneğin cowling takmayız, varsa retractları kapatmayız falan. Hatta havada test edip etkilerini iyice anlamadan flap bile açmayız ilk uçuşlarda. Önce uçağı düzgün uçar hale getirir, fantezileri sonraya bırakırız. Fantezileri de adım adım gerçekleştirir, uçuş karakteristiğine etkilerine bakar, gerekirse modofiye gerekisre iptal ederiz. Ben kişisel olarak öyle yetenekli birisi değilim. Etrafımda çok yetenekli arkadaşlarım da var. Çok deneyimliler de var. Acemiler de. Ama bir uçağa fren sisteminin montajı ile başlayan bugüne kadar yoktu. Yeni bir şey daha öğrenmiş oldum.
Adem kardeşim fren ile uçağın niye takla atacağını sormuş. Eğer yeterli bir uçuş deneyimi olsaydı bunu sormayacaktı. Deneyelim görelim demiş. Genelde genç ve sabırsız arkadaşların yaklaşımıdır bu. İnsanlar "bilgi"'den, "öğrenmek"'ten neden korkarlar bilmiyorum. Her şeyi deneyerek yapamazsınız hayatta. Bazı temel noktalar vardır ki denemeniz gerekmez. Sizden önce binlerce kez denenmiş ve sonucu alınmıştır. Örneğin bir gökdelenin 30.katından atlarsanız (paraşütsüz vs) ölürsünüz. Size bunu söyleyene, "dur bi de ben deneyeyim" derseniz bu artık nasıl tanımlanır bilemiyorum.
Ben uçuş eğitimimi T67 ile aldım. Biz o uçakta inişte neredeyse hiç fren kullanmazdık çünkü gerekmezdi. Freni apronda park ederken kullanırdık. Haa dur bak şimdi hatırladım. Ben Stationair ile Samsun Trabzon uçmuştum. Uçağın freni hiç yoktu. Ciddiyim. Fren hiç çalışmıyordu. Gayet güzel gittik, geldik. Model uçakta frene takıldığınızda Allah kolaylık versin demekten başka bir şey kalmıyor.
Neyse çok konuştum yine. İzleyelim bakalım ne yenilikler öğreneceğiz. Kolay gelsin.

Havacılıkta çok değer verdiğim bir özdeyiş vardır:
Başkalarının hatalarından ders alın. Çünkü tümünü tek tek yapıp öğrenecek kadar uzun yaşayamazsınız. :)
 
cessna 206 stationair yapımı (zamanı geldi :) )

Sümer Yamaner' Alıntı:
Hmmm ilginç bir tasarım olmuş ama scale görünüm güme gitmiş. Klasik olarak fren sistemleri doğrudan lastiğe teması kabul etmezler. Farklı bir yüzey isterler. Örneğin bisiklet frenleri. Sıktıkları yer asla lastik değildir. Jantı yani metali sıkarlar. Ama bence işin asıl ilginç yanı şu... Şimdi o uçakla son yaklaşmadayız. Her iki el de sürakli aktif olmak zorunda. Örneğin elevatörle pitch tutarken gaz ile çöküşü denetliyor, rudder ile pisti tuttururken aileron ile de yatışları alıp kanatları yere paralel tutuyoruz. Teker koyduktan sonra ellerimiz yine aktif. Çünkü pist içinde kalabilmek için istikamet tutmamız gerekiyor. O arada bir elimiz stikten ayrılıp gidip bir butonu bulacak ve hassasiyetle doze edilmiş bir fren komutu verecek öyle mi... Süpermiş yahu... Bu artık yetenekten de öte bir durum oluyor.
Biz ARF bir uçak bile toplasak, birçok ayrıntısını ilk uçuştan sonraya bırakırız. Örneğin cowling takmayız, varsa retractları kapatmayız falan. Hatta havada test edip etkilerini iyice anlamadan flap bile açmayız ilk uçuşlarda. Önce uçağı düzgün uçar hale getirir, fantezileri sonraya bırakırız. Fantezileri de adım adım gerçekleştirir, uçuş karakteristiğine etkilerine bakar, gerekirse modofiye gerekisre iptal ederiz. Ben kişisel olarak öyle yetenekli birisi değilim. Etrafımda çok yetenekli arkadaşlarım da var. Çok deneyimliler de var. Acemiler de. Ama bir uçağa fren sisteminin montajı ile başlayan bugüne kadar yoktu. Yeni bir şey daha öğrenmiş oldum.
Adem kardeşim fren ile uçağın niye takla atacağını sormuş. Eğer yeterli bir uçuş deneyimi olsaydı bunu sormayacaktı. Deneyelim görelim demiş. Genelde genç ve sabırsız arkadaşların yaklaşımıdır bu. İnsanlar "bilgi"'den, "öğrenmek"'ten neden korkarlar bilmiyorum. Her şeyi deneyerek yapamazsınız hayatta. Bazı temel noktalar vardır ki denemeniz gerekmez. Sizden önce binlerce kez denenmiş ve sonucu alınmıştır. Örneğin bir gökdelenin 30.katından atlarsanız (paraşütsüz vs) ölürsünüz. Size bunu söyleyene, "dur bi de ben deneyeyim" derseniz bu artık nasıl tanımlanır bilemiyorum.
Ben uçuş eğitimimi T67 ile aldım. Biz o uçakta inişte neredeyse hiç fren kullanmazdık çünkü gerekmezdi. Freni apronda park ederken kullanırdık. Haa dur bak şimdi hatırladım. Ben Stationair ile Samsun Trabzon uçmuştum. Uçağın freni hiç yoktu. Ciddiyim. Fren hiç çalışmıyordu. Gayet güzel gittik, geldik. Model uçakta frene takıldığınızda Allah kolaylık versin demekten başka bir şey kalmıyor.
Neyse çok konuştum yine. İzleyelim bakalım ne yenilikler öğreneceğiz. Kolay gelsin.

Havacılıkta çok değer verdiğim bir özdeyiş vardır:
Başkalarının hatalarından ders alın. Çünkü tümünü tek tek yapıp öğrenecek kadar uzun yaşayamazsınız. :)

abi sana ben yanıtımı bu şekilde vermek istiyorum

bu benim düşüncem ve siz kendi düşünceniz ile kalabilirsiniz alaycı konuşmanızdan da belli ki siz sadece görünen ve olanla yetinmektesiniz

sümer bey bakın ne buldum özellikle siz izleyiniz video nun 4.05 saniyesine özellikle izleyin
Bu VIDEOYU görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol



Albert Einstein’dan 10 Hayat Dersi
Albert Einstein’dan 10 Hayat Dersi
Hayatın karmaşıklığı içinde insanların sahip olmaya çalıştığı yegâne değer ölçütü hiç şüphesiz elde edilecek olan başarıdır. Bu başarıyı elde etmenin çeşitli yolları mevcuttur ve başarıya ulaşmış olan her insanın bu yönde kullanmış olduğu birçok yöntem vardır. Bu yöntemlerden biri de ünlü fizikçi Albert Einstein’ın başarı ölçütleridir. Bu doğrultuda Albert Einstein, bu ölçütlerini on madde olarak sıralamaktadır.

1) Merakınızın peşinden gidin.

Albert Einstein’a göre başarı merdivenlerinin ilk basamağı meraktır. Kişi başarıya ulaşma yolunda her daim merakını takip etmelidir. Bugün dünya bu konuma geldiyse, bilinmelidir ki, bu merak ile ortaya çıkan sorgulama ve bu yönde yapılan araştırmaların bir sonucudur. Başarı için özel bir yeteneğe ihtiyaç yoktur. Olması gereken tek şey tutkulu bir merak ve bu yönde izlenecek yoldur.

2) Azim paha biçilmezdir.

İkinci basamakta karşımıza çıkan en önemli nokta sabır ve başarıya ulaşmak için gereken mücadeledir. Sabır ve mücadele birbirini harekete geçiren iki unsurdur. Ortaya çıkan sorunlar, karşılaşılan engeller kişiyi yıldırmamalıdır. Aksine kişi sorunlarla mücadele etmekten vazgeçmelidir ve çıkmış olduğu her yolda kararlılıkla yürümelidir.

3) Bugüne odaklanın.

Burada vurgulanmak istenen, yapılan işe konsantre olmak ve sahip olunan bütün enerjiyi o an yapılan işe harcanmaktır. Bu aşama, gerçekleştirilmediğinde başarısızlığı ortaya çıkarabilecek faktörlerden biridir. Belki de, günümüzde insanları başarı yolunda sekteye uğratan odaklanma sorunudur ya da neye odaklanılması gerektiği konusunun tam olarak bilinmemesidir. Oysaki yapılması gereken şey çok basit; an itibariyle meşgul olunan işe odaklanmak. Yani, bugüne. Düne ya da yarına değil.

4) Hayal gücü güç verir.

Albert Einstein, “Zekânın gerçek göstergesi hayal gücüdür, bilgi değil.” sözüyle hayal gücünün ne kadar önemli olduğunu vurgulamakta ve geleceği belirlemede hayal gücünün etkinliğine işaret etmektedir. Salt bilginin başarıya ulaşmada yeterli olamayacağı ve bilginin hayal gücüyle birleştirilerek bir anlam kazanacağı sonucu ortaya çıkmaktadır bu cümleden. Hayaller kişiyi bekleyen güzellikleri bir yansıması gibidir. Bu yüzden hiç kimse hayal gücünün hantallaşmasına izin vermemeli ve başarı merdivenlerini çıkma noktasında hayal gücünü etkin bir şekilde kullanmalıdır.

5) Hata yapın.

Başarı merdivenlerini tırmanma yolunda hata yapmak belki de insanların en çok korktukları durumlardan biridir. Fakat şöyle bir gerçek de mevcut bulunmakta ki, bunu görmezden gelmek en büyük hata olsa gerek. Bu gerçek şudur; yapılan her hata doğruya ulaşmada izlenebilecek bir yoldur. Aslında her hata, varılacak olan doğrunun bir habercisidir. Bu yüzden, hiç kimse hata yapmaktan korkmamalıdır.

6) Anı yaşayın.

Burada vurgulanmak istenen geçmişe ya da geleceğe yaşadığımız an içerisinde odaklanmanın gereksiz olduğudur. Aslında önemli olan içinde bulunan ana odaklanmak ve anı yaşamaktır. İçinde bulunduğunuz anda dünü ya da yarını değiştirmek pek mümkün değilken, içinde bulunduğumuz anı değiştirmek olası bir durumdur.

7) Değer yaratın.

Bu cümlede vurgulanan temel nokta zamanın sadece başarılı olmak için harcanmasından ziyade zamanı değerli olmaya ayırmaktır. Eğer ki, kişi değerli olursa başarı zaten kendiliğinden gelecektir.

:coolxf: Farklı sonuçlar beklemeyin.

Bu maddede vurgulanmak istenen nokta ise, hayatı tekdüze yaşayarak farklı görünmenin olanaksız olduğudur. Eğer ki, kişi hayatının değişmesini istiyorsa, bunun için önce kişi, kendisini değiştirmelidir. Bireyler şunu unutmamalıdır ki; her şey bireyin kendisinde başlar ve bireyin kendisinde biter.

9) Bilgi deneyimden gelir.

Teorik olarak edinilen bilginin kişiye sadece felsefi bir bakış açısı kazandıracağı ve gerçekte bu bilginin bilindiği konusunda soru işaretlerinin meydana geleceğinin bir göstergesidir bu. Bilgiyi bilmenin yolu onu deneyimlemektir. Yani, bilgiyi tam olarak bilmek, teorik olarak edinilen bilgileri “yaşayarak öğrenmek”ten geçer. Gerçek hayatta uygulama alanı bulunmayan bir bilginin yaşama şansı da pek olası değildir. Sahip olunan her bilgi, gerçek hayata uyarlanmalı ve yaşamın adeta bir parçası haline getirilmelidir.

10) Kuralları öğrenin, daha iyi oynayın.

Hayat, bir oyun iken başarı da bunun bir parçasıdır. Bu oyunda başarıya ulaşmak için yapılması gereken ise bu oyunun kurallarını bilmek ve oyunu kurallarına göre oynamaktır. Oyunu sadece kurallarına göre oynamak da yeterli değildir. Bu durumda, başarıya ulaşmak için bir fark yaratılmalıdır. Yani, aynı zamanda da oyunu herkesten daha iyi oynamak gerekmektedir. Asıl fark, işte budur.

Hayatın bir parçası olan başarı merdivenlerini başarıyla tırmanan Albert Einstein temel olarak bu on madde üzerinde yoğunlaşmaktadır. Yaşamı boyunca elde etmiş olduğu başarılar ise bu durumu doğrular niteliktedir. Başarıya ulaşmak isteyen bireylerin bu maddeleri bilmeleri yeterli olmayacaktır. Bu durumu olumlu bir şekilde sonuçlandırmak isteyenlerin yapmaları gereken ise bunu bir yaşam biçimi haline getirmeleri olacaktır. Hayatın sürekliliğine kıyasla bireylerin yaşamı daha kısa olabilir. Fakat yaşam boyunca ulaşılan başarılar, hayatın sürekliliği paralelinde her daim mevcut bulunacaktır. Aynı zamanda Sokrates’in “Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir.” sözü de yeni başarıların kapısını aralayacak kilit bir noktadır. Unutulmamalıdır ki, insanoğlunun her zaman ve herkesten öğreneceği çok şey vardır.
 
  • Beğen
Tepkiler: adnan_kaptan