RC Uçak ve Helikopter Uçurma Tekniklerine Değisik Bir Yaklasım ile

Aman Evren hocam ben hiç öyle çay kahve falan içip keyif yapanını görmedim heli uçururken, o işte bir terslik olmasın. :lollol: :lol: :lol:

Heliciler eğlenmeyi ve keyif yapmayı bilmiyorsa benim kabahatim ne ???


Ama bu düşüncenin bir kademe türevini alırsak karşımıza şöyle bişey çıkıyor;

Duran veya yavaş da olsa hareket eden oryantasyon dışı bir helinin burnu hangi yöne bakıyor? Tamam uçakta durup dinlenme şansın yok (diyorlar ama hover diye bir şey var, üstelik helicilerin ilk öğrendiği en temel manevra.. neyse) ama uçak sedece tek bir yöne (ileri) gidebilen bir makine olarak oryantasyon konusunda baya avantaj sağlıyor heliye göre, bence :)

Ben öyle türev integralden anlamayan bir mühendisim ? bana bunlarla gelme lütfen :)

Öncelikle uçağın hoveri ile helinin hoverinin kontrol mekanizmasının çok farklı olduğunu söylemek lazım :) sonuç uçan şeyin havada asılı kalması ama onu sağlayan mekanizmalar farklı.

Benim kastettiğim aslında biraz farklı ama iyi ifade edememişim, oryantasyon kaybı sonrasında eğer pilot hızlıca bu kaybı giderip yeniden uçağın yada helinin “oryantasyonunu” geri kazanamazsa zaten sonuç kaçınılmaz kırımdır. Bu “hızlıca” ifadesi de yükseklik ve harekete bağlı değişiklik gösterir tabiki. Benim tam olarak kastettiğim oryantasyon geri kazanıldıktan sonraki aşamalar, o anın yarattığı heyecan yatışana kadar geçen sürede ne yapılabileceği. Helide hover yapmak zaten en başta kazanılması gereken ve “nispeten” basit, refleksleşmiş bir beceri. Yani modeli hovera alinca kucuk ve reflekslesmis komutlarla model “guvende” tutulabilir. Ote yandan ucakta, ki ben ucak diyince warbird kastederim genelde :) aletin duz ucusu yine nispeten basit ve reflekslesmis bir beceri olmasina ragmen meret her saniyede 15-20 metre pilottan uzaklasmak zorunda, yani ya soyle duz ucayim bi 20-30 sn sakinleseyim sonra bakariz duruma dersen o modeli kaybetme ihtimalin var. Yani kisacasi yapabilecegin en basit ve sakin sey olan modeli paternde “ucurmaya” devam etmen gerekli. Kısacası, benim soylemeye calistigim sey her iki meretteki bu “minimum kontrol gerekliliklerini” yan yana koydugun zaman pilotun isinin ucakta daha zor oldugu şeklinde :)

Çay kahve opsiyonel özellikler ve aklıma şu hikayeyi getirdi :)

Harbiyeden sınıf arkadaşı olan iki pilot yıllar sonra bir tatbikatta karşılaşırlar. Birlikte kol uçuşundayken avcı uçağı pilotu olan, nakliye uçağı pilotu olan arkadaşına nispet yapmak için “bak şimdi ne yapacağım” der ve tonolar atarak nakliye uçağının bir tarafından diğer tarafındaki koluna geçer. Buna karşılık nakliye uçağı pilotu da “güzel, şimdi sıra bende, bak ne yapacağım” der. Avcı pilotu bekler ama hiçbir hareket olmaz. Bir süre sonra dayanamaz ve arkadaşına ne yaptığını sorar, beriki de “arkaya geçip kendime bir fincan kahve aldım geldim” der...
 
Bizim helide en büyük sıkıntımız heralde sürekli değişen referanslar... Önü arkası sağı solu altı üstü sürekli değişiyor 3d manevralarda... Uçakta da benzer uçuşlarda aynı zorluklar mevcuttur.

Onun dışında helide çoğunlukla tail-in hover... Uçakta da ortalama hızda belli bir paternde uçurmaya devam etmek.... Benzer zorluklardadır heralde...

Geçmiş zamanlardan bir iki video koyalım:

Bu VIDEOYU görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu VIDEOYU görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
 
Uçağın düz uçuşuyla helinin tail-in hoverının zorluğunu eş sayabiliriz (yakın tecrübede pilotlar için) ama sorun şu ki uçağı sürekli düz uçuşta tutamazsın :) uçağı paternde “uçar durumda” tutmayı helide bir dakika içinde 20 sn tail in, sonra 10 sn side in, sonra 20 sn nose in sonra da 10 sn daha side in hover yapmak gibi düşünebiliriz belki ???
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: Türker Akgün
Helinin öğrenme eğrisi daha dik diyorlar ama ne kadar doğru ne kadar yalan bilmiyorum :)
Bu eğriyi, zamanında uçakcı iken heli’yi deneyen ama daha sonra “Bu şeytan işi” deyip bırakanlara sormak lazım :laugh::laugh:
Uçağın düz uçuşuyla helinin tail-in hoverının zorluğunu eş sayabiliriz (yakın tecrübede pilotlar için) ama sorun şu ki uçağı sürekli düz uçuşta tutamazsın :) uçağı paternde “uçar durumda” tutmayı helide bir dakika içinde 20 sn tail in, sonra 10 sn side in, sonra 20 sn nose in sonra da 10 sn daha side in hover yapmak gibi düşünebiliriz belki ???
Bu muhabbetin sonunda “Uçak uçurmak, Heli uçurmak çoook daha zordur” şeklinde bir çıkarım çıkarsa, şaşırmayacağım :lollol::lol:
 
Anladığım kadarıyla, çeşitli uçak kategorileri arasında "warbird" uçurmak zor bir iş, belki en zoru değil, ama kolay olmadığı kesin. Ama değişik kategorilere bakacaksak, en zor uçak kategorisinden daha zor bir heli kategorisi mutlaka vardır :lollol: Zaten kullanıcı sayılarına da bakarsak, araba, multi, uçak derken, heli uçucusu o kadar az sayıda ki... Akıllı insan işi değil, deli olmak lazım :evil:
 
Akıllı insan işi değil, deli olmak lazım :evil:

Abi mesele tamamen duygusal :) tamamen balsa yada epp helikopter yapılabildiği zaman, ve sadece basit bir motor esc ve ucuz servolarla uçurulabildiği zaman heli kullanıcı sayısı da zıplar merak etme :)


Muhabbetin sonu daha çok, "ben daha uzağa çiş yaparım"'a gidiyor. :lol:
Her ne yaparsak yapalım, doğru dürüst yapacaksak zordur...

Rüzgar arkadan mı esiyor yoksa karşıdan mı :)



Abi topiği hemen değiştirelim, uçak uçurmak mı zor , helikopter mi , gibisinden bir başlıkla , herkes eteğindeki taşları döksün , gitti güzelim konu yav :lollol:

İyi fikir ?Adminler konunun bu kısmını taşısınlar, hani Türker'in boksör edasıyla çektiği bir video vardı ya, o konunun altına eklesinler ordan devam edelim :)
 
Abi mesele tamamen duygusal :) tamamen balsa yada epp helikopter yapılabildiği zaman, ve sadece basit bir motor esc ve ucuz servolarla uçurulabildiği zaman heli kullanıcı sayısı da zıplar merak etme :)

Abi soyle dusunelim; ortalama bir 700’luk helinin ucar maliyeti 2000$. Sadece İstanbul’daki 2000$ uzeri ucaklarin sayisi tum Turkiye’deki helikopterlerin (450 ve uzeri tum siniflar) sayisindan fazladir gibi geliyor bana. Cok mu attim? :D
 
Abi soyle dusunelim; ortalama bir 700’luk helinin ucar maliyeti 2000$. Sadece İstanbul’daki 2000$ uzeri ucaklarin sayisi tum Turkiye’deki helikopterlerin (450 ve uzeri tum siniflar) sayisindan fazladir gibi geliyor bana. Cok mu attim? :D

Bilmem hiç saymadım ama doğru olabilir.

Ama doğrudan uçak ve heli sayısını karşılaştırmak bence doğru olmaz, kişi sayısını karşılaştırmak daha doğru olur.

Olay sadece o 2000$ı verip aleti uçar durumda tutmakla kalmıyor ki. 2000$ lık bir heli ile uçağın işletme/bakım ve olası kırımlarda tamirat bedelleri arasındaki fark çok büyük malesef...
 
Abi olmaz, biz hususi başlığı değiştirdik, siz medeni tartışma ortamına çekiyorsunuz muhabbeti.Çamur atalım,palavra sıkalım, birbirimize sataşalım yav ??
Ben ilk çamurumu atıyorum, uçak tembel adam işidir, Heli , araştırmacı,bilimsel, çalışkan ve zor işleri seven adam işidir.
Hadi ben kaçtım ;D
 
Maliyet açısından bakarsak olaya, aslında bakım/kırım masrafları da koymaz bir takım kitleye... Bu kitleyi açık ifade etmem gerekirse, kulüplerde takılan, belli bir işletme sahibi (patron), üç tane high-end kumanda, 5-10 tane pahalı uçak edinmiş "kodaman" tayfa...

Şimdi bu adam uçağı bırakıp heliye girse, belini bükebilir mi bakım kırım masrafları? sanmıyorum.

Peki neden heliye girmiyor? Bir kere yurtiçinden "parasını bastırıp" alamıyor, çoğunlukla yurtdışına bağımlı. Uçakta çok sayıda hobi mağazası var. 5K atıp, extra330 alabiliyor anında. 5-10K daha atıp motorunu, mks servosunu falan alabiliyor...

Bir de zorluk var tabii, yok diyen kendini kandırır. Uçağın düz uçuşu ile helinin hoverı benzer zorluklar dedik. Ama tatmin konusunda farklılıklar var, Düz uçuşa sağda solda dönüş için biraz aileron (az bir ihtimalle de rudder) ekledi mi, biraz da iniş kalkış olayını becerebildi mi... Tamam işte fazlasına gerek duymayabiliyor, bütün gün sağdan sola soldan sağa gelip gidiyor ve sonunda bugün de güzel uçtum diyerek tatmin olabiliyor.

Heli ise tam şeytan... Hover asla tatmin etmiyor, tail in pozisyonda sağa kay sola kay ileri git geri gel de sarmıyor bir yerden sonra... Kaşındıkça kırımlar oluyor, kırıldıkça maddiyatı bir kenara günlerce bekleme oluyor. Yurtiçi bir piyasası yok zaten. Sarmıyor yani sonuç olarak... "O kadar para verdim keyif almıyorum"a gelip çatıyor olay...