- Katılım
- 30 Kas 2014
- Mesajlar
- 4,685
- Tepkime puanı
- 20,211
- Yaş
- 48
- Konum
- Wallingford / İngiltere
- İlgi Alanı
- Uçak
Keske elimdeki son Albatros kitini 3-5 sene evvel satmasaymışım.
Amanın, o kit şu anda ağırlığınca altın değerinde
Ama sabit kanatlılarında en büyük sıkıntısı, multikopter gibi olduğu yerden kalkamaması ve iniş kalkış için geniş bir alana ihtiyaç duymaları.
Evet bu konuda multikopter yada helikopterle karşılaştırılamazlar, ama bu planör tarzı platformlar için, eğer alan yeterince açıksa, en azından tırmanış/yaklaşma yapılabilecek açık alan varsa, yerde fazla alana ihtiyaç olmuyor, elden atılarak uçulup çok küçük alanlara inilebiliyor, hatta inişte elle tutmak bile mümkün. Yine gemi örneğine dönersek, iniş kalkış yaptığım alanın uzunluğu sadece 8 metre idi
Evren bey, bu arada, gemi kazası görevinde o 900 m'lik mesafeyi görerek nasıl uçtunuz?Çünkü o mesafeden, bir de o hava koşullarında modeli görmek imkansız bir şey. En azından benim için.
![]()
Öncelikle yalan olmasın diye geri dönüp ölçtüm google earth üzerinden, 900 değil 897 metre imiş
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu kadar uzakta, hatta bazen daha da uzakta uçmak aslında bir nevi öğrenilen bir yetenek, beyin ve göz eğitiliyor diyebilirim
Planöre başlamadan önce patlar motorlu uçaklarla 300 m uzağa gidip “amma da uzaklaştım haa” derdim