Eski FPV günlerinden kesitler

Keske elimdeki son Albatros kitini 3-5 sene evvel satmasaymışım.

Amanın, o kit şu anda ağırlığınca altın değerinde :)

Ama sabit kanatlılarında en büyük sıkıntısı, multikopter gibi olduğu yerden kalkamaması ve iniş kalkış için geniş bir alana ihtiyaç duymaları.

Evet bu konuda multikopter yada helikopterle karşılaştırılamazlar, ama bu planör tarzı platformlar için, eğer alan yeterince açıksa, en azından tırmanış/yaklaşma yapılabilecek açık alan varsa, yerde fazla alana ihtiyaç olmuyor, elden atılarak uçulup çok küçük alanlara inilebiliyor, hatta inişte elle tutmak bile mümkün. Yine gemi örneğine dönersek, iniş kalkış yaptığım alanın uzunluğu sadece 8 metre idi :)

Evren bey, bu arada, gemi kazası görevinde o 900 m'lik mesafeyi görerek nasıl uçtunuz? :eek: Çünkü o mesafeden, bir de o hava koşullarında modeli görmek imkansız bir şey. En azından benim için. :rolleyes:

Öncelikle yalan olmasın diye geri dönüp ölçtüm google earth üzerinden, 900 değil 897 metre imiş ;D

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu kadar uzakta, hatta bazen daha da uzakta uçmak aslında bir nevi öğrenilen bir yetenek, beyin ve göz eğitiliyor diyebilirim :)

Planöre başlamadan önce patlar motorlu uçaklarla 300 m uzağa gidip “amma da uzaklaştım haa” derdim :) planöre başlayınca 300 metrelik menzille yarışmada hiçbir şey elde edemeyeceğimi gördüm, gittikçe daha uzağa daha uzağa derken 2m planörleriyle 1km sınırını zorlayıp geçebilir, F3j planörleriyle de 1.5 km’yi zorlayabilir hale geldim. Bu bana özgü bir şey de değil, pekçok arkadaşımda da bu gelişimi gördüm. Sümer abi bile çok uzaktaki planörü uçurabiliyordu öyle düşünün :p:evil::evil: