Merhaba hobidaşlar, bu hobiyle 2010-2012 senelerinde uğraşıp hiçbir zaman eve kırımsız bir şekilde dönememem sebebiyle, modelciliği bırakan bir kardeşinizim O zamanlar bu kırım meselelerini kendi beceriksizliğime, taklit kitler kullanmama versem de son zamanlarda fikrim değişmekte olup, bunu sizlerle paylaşmak istedim.
Fikrimi değiştirmeme sebep olan başlıca etmenler; model helikopter sektöründe hem üreticilerdeki, hem kullanıcılardaki aşırı şekildeki düşüşe rağmen drone piyasasındaki gelişmelerdir. Nasıl oldu da model helikopter tarafı uçurumdayken, drone'lar dört yıllık bir süre içerisinde liderliğe oturdu? Ben bunun sebebini, ilk defa bir firmanın (Firma malum DJI) hem mekanik, hem elektronik (yazılım) alanıyla da uğraşmasına bağlıyorum. Helikopter zamanlarımda hatırlıyorum ki ne kadar pahalı ivmeölçer (gyro) alınsa, ne kadar pahalı kuyruk servosu alınsa da, o helikopter her zaman dengesiz uçuyordu. Çünkü o elektronik parçaları tasarlayan adam, kullandığımız helikopter modeline göre tasarlamamıştı. Piyasada onlarca, yüzlerce; tasarımları farklı helikopterler vardı. Birinde düzeltme için servoya bir birimlik etki servo kollarının uzunluğu, swasplate'in ölçüleri, swasplate'den pallere giden linklerin uzunlukları, pallerin kesit alanı, pallerin uzunlukları, atalet momenti, ağırlık gibi daha onlarca farklı parametreyle beraber her helikopterden farklı sonuçlar alınmasını sağlıyordu. Büyük ihtimalle bu sorunları çözmek için elektronik üreticileri işlem gücü çok yüksek ivmeölçer ve servolar yapmaya çalıştı ki 400 dolara dizüstü bilgisayar alınan ortamda, 500 dolara ivmeölçerler, 200 dolara kuyruk servoları vardı Ki bu yüksek işlem güçlü ivmeölçerler, milisaniyelik daha hassas etkilerle halen dengesiz bir uçuş profiline sebep oluyorlardı çünkü bu elektronik parçanın hedeflediği bir helikopter modeli yoktu. İvmeölçer verdiği etkinin, helikoptere olan tepkisini bilemediği için, çok kısa aralıklar ile tabiri caiz ise deneme-yanılma ile görevini yapmaya çalışıyordu. Ki bu pahalı elektronik aksamlara rağmen dengesizlik, boyutları küçük helikopterlerde (450-500 sınıfları) halen tedirgin ediciydi. Diğer bir sorunlu konu var ki o da;
Tabi ki model helikopterde çok fazla mekanik parça olmasıydı. Hele flybarless (flybar çubuksuz) sistemler gelmeden önce daha da felaketti parça sayısı yönünden. Bu kadar fazla sayıda parçaya sahip olan üstüne seri üretim yapılmak istenen bir makineyle haliyle eve sağlam dönmeniz biraz zorlaşıyor, bence. Kaç kere mülayim bir şekilde alan turu atarken, link başlarından birinin kırılıp da helikopterin yere çakılmasını izlemiştim. Demem o ki helikopter üreticileri ve elektronik üreticilerindeki iletişimsizlik bu sona sebep oldu. Bir drone üreticisi firma da çıkıp golü attı, zirveye oturdu. Tipik kendi işletim sistemini yapan Apple telefonları ile, Android telefonlar arasındaki rekabete benzedi
Bilmiyorum, bazen bu hobiye tekrar dönesim geliyor. İkinci elde çok uygun ilanlar var ama biliyorum ki yine aynı şeyler olacak. Sizlerin de yorumunu öğrenmek isterim, saygılarımla...
Fikrimi değiştirmeme sebep olan başlıca etmenler; model helikopter sektöründe hem üreticilerdeki, hem kullanıcılardaki aşırı şekildeki düşüşe rağmen drone piyasasındaki gelişmelerdir. Nasıl oldu da model helikopter tarafı uçurumdayken, drone'lar dört yıllık bir süre içerisinde liderliğe oturdu? Ben bunun sebebini, ilk defa bir firmanın (Firma malum DJI) hem mekanik, hem elektronik (yazılım) alanıyla da uğraşmasına bağlıyorum. Helikopter zamanlarımda hatırlıyorum ki ne kadar pahalı ivmeölçer (gyro) alınsa, ne kadar pahalı kuyruk servosu alınsa da, o helikopter her zaman dengesiz uçuyordu. Çünkü o elektronik parçaları tasarlayan adam, kullandığımız helikopter modeline göre tasarlamamıştı. Piyasada onlarca, yüzlerce; tasarımları farklı helikopterler vardı. Birinde düzeltme için servoya bir birimlik etki servo kollarının uzunluğu, swasplate'in ölçüleri, swasplate'den pallere giden linklerin uzunlukları, pallerin kesit alanı, pallerin uzunlukları, atalet momenti, ağırlık gibi daha onlarca farklı parametreyle beraber her helikopterden farklı sonuçlar alınmasını sağlıyordu. Büyük ihtimalle bu sorunları çözmek için elektronik üreticileri işlem gücü çok yüksek ivmeölçer ve servolar yapmaya çalıştı ki 400 dolara dizüstü bilgisayar alınan ortamda, 500 dolara ivmeölçerler, 200 dolara kuyruk servoları vardı Ki bu yüksek işlem güçlü ivmeölçerler, milisaniyelik daha hassas etkilerle halen dengesiz bir uçuş profiline sebep oluyorlardı çünkü bu elektronik parçanın hedeflediği bir helikopter modeli yoktu. İvmeölçer verdiği etkinin, helikoptere olan tepkisini bilemediği için, çok kısa aralıklar ile tabiri caiz ise deneme-yanılma ile görevini yapmaya çalışıyordu. Ki bu pahalı elektronik aksamlara rağmen dengesizlik, boyutları küçük helikopterlerde (450-500 sınıfları) halen tedirgin ediciydi. Diğer bir sorunlu konu var ki o da;
Tabi ki model helikopterde çok fazla mekanik parça olmasıydı. Hele flybarless (flybar çubuksuz) sistemler gelmeden önce daha da felaketti parça sayısı yönünden. Bu kadar fazla sayıda parçaya sahip olan üstüne seri üretim yapılmak istenen bir makineyle haliyle eve sağlam dönmeniz biraz zorlaşıyor, bence. Kaç kere mülayim bir şekilde alan turu atarken, link başlarından birinin kırılıp da helikopterin yere çakılmasını izlemiştim. Demem o ki helikopter üreticileri ve elektronik üreticilerindeki iletişimsizlik bu sona sebep oldu. Bir drone üreticisi firma da çıkıp golü attı, zirveye oturdu. Tipik kendi işletim sistemini yapan Apple telefonları ile, Android telefonlar arasındaki rekabete benzedi
Bilmiyorum, bazen bu hobiye tekrar dönesim geliyor. İkinci elde çok uygun ilanlar var ama biliyorum ki yine aynı şeyler olacak. Sizlerin de yorumunu öğrenmek isterim, saygılarımla...