Radyo Kontrollü Helikopterlerin Sorunları ve Bunun Sonuçları Üzerine

Katılım
18 Haz 2014
Mesajlar
187
Tepkime puanı
158
İlgi Alanı
Heli
Merhaba hobidaşlar, bu hobiyle 2010-2012 senelerinde uğraşıp hiçbir zaman eve kırımsız bir şekilde dönememem sebebiyle, modelciliği bırakan bir kardeşinizim :) O zamanlar bu kırım meselelerini kendi beceriksizliğime, taklit kitler kullanmama versem de son zamanlarda fikrim değişmekte olup, bunu sizlerle paylaşmak istedim.

Fikrimi değiştirmeme sebep olan başlıca etmenler; model helikopter sektöründe hem üreticilerdeki, hem kullanıcılardaki aşırı şekildeki düşüşe rağmen drone piyasasındaki gelişmelerdir. Nasıl oldu da model helikopter tarafı uçurumdayken, drone'lar dört yıllık bir süre içerisinde liderliğe oturdu? Ben bunun sebebini, ilk defa bir firmanın (Firma malum DJI) hem mekanik, hem elektronik (yazılım) alanıyla da uğraşmasına bağlıyorum. Helikopter zamanlarımda hatırlıyorum ki ne kadar pahalı ivmeölçer (gyro) alınsa, ne kadar pahalı kuyruk servosu alınsa da, o helikopter her zaman dengesiz uçuyordu. Çünkü o elektronik parçaları tasarlayan adam, kullandığımız helikopter modeline göre tasarlamamıştı. Piyasada onlarca, yüzlerce; tasarımları farklı helikopterler vardı. Birinde düzeltme için servoya bir birimlik etki servo kollarının uzunluğu, swasplate'in ölçüleri, swasplate'den pallere giden linklerin uzunlukları, pallerin kesit alanı, pallerin uzunlukları, atalet momenti, ağırlık gibi daha onlarca farklı parametreyle beraber her helikopterden farklı sonuçlar alınmasını sağlıyordu. Büyük ihtimalle bu sorunları çözmek için elektronik üreticileri işlem gücü çok yüksek ivmeölçer ve servolar yapmaya çalıştı ki 400 dolara dizüstü bilgisayar alınan ortamda, 500 dolara ivmeölçerler, 200 dolara kuyruk servoları vardı :) Ki bu yüksek işlem güçlü ivmeölçerler, milisaniyelik daha hassas etkilerle halen dengesiz bir uçuş profiline sebep oluyorlardı çünkü bu elektronik parçanın hedeflediği bir helikopter modeli yoktu. İvmeölçer verdiği etkinin, helikoptere olan tepkisini bilemediği için, çok kısa aralıklar ile tabiri caiz ise deneme-yanılma ile görevini yapmaya çalışıyordu. Ki bu pahalı elektronik aksamlara rağmen dengesizlik, boyutları küçük helikopterlerde (450-500 sınıfları) halen tedirgin ediciydi. Diğer bir sorunlu konu var ki o da;

Tabi ki model helikopterde çok fazla mekanik parça olmasıydı. Hele flybarless (flybar çubuksuz) sistemler gelmeden önce daha da felaketti parça sayısı yönünden. Bu kadar fazla sayıda parçaya sahip olan üstüne seri üretim yapılmak istenen bir makineyle haliyle eve sağlam dönmeniz biraz zorlaşıyor, bence. Kaç kere mülayim bir şekilde alan turu atarken, link başlarından birinin kırılıp da helikopterin yere çakılmasını izlemiştim. Demem o ki helikopter üreticileri ve elektronik üreticilerindeki iletişimsizlik bu sona sebep oldu. Bir drone üreticisi firma da çıkıp golü attı, zirveye oturdu. Tipik kendi işletim sistemini yapan Apple telefonları ile, Android telefonlar arasındaki rekabete benzedi :)

Bilmiyorum, bazen bu hobiye tekrar dönesim geliyor. İkinci elde çok uygun ilanlar var ama biliyorum ki yine aynı şeyler olacak. Sizlerin de yorumunu öğrenmek isterim, saygılarımla...
 
Bu kadar çok parçalı, çok elektronikçi çok mekanikli vs. Helikopterlerle delice uçupta kırımları pilotajdan yaşayan modelcileri de görüyoruz fazlasıyla.

Eline ilk defa aldığı quad ı gözü kapalı uçurabileceğini düşünen soluğu tavanda sokak lambasında alanlarıda izlemedik değil.

Sorunun sadece elektronik - mekanik üreticilerinin farklı olmasından kaynaklandığını düşünmek pek doğru bir yaklaşım değil bence:saygilar:
 
  • Beğen
Tepkiler: Ömer Erkan
Eve hiç kırımsız dönnememek bence büyük bir şansızlık olmuş sizin için, kopya alrzc helim vardı(çubuklu) , o bile 40 uçuş sorun çıkarmadan uçmuştu.

Rica etsem genel olarak kırım sebeplerinizi de paylaşırmısınız? Daha fazla yardımcı oluruz
 
  • Beğen
Tepkiler: Ömer Erkan
Uyum sorunu gibi bi durum kalmadı . Herşeyi üreten , hemde her türlüsünden üreten bir sürü firma var . . . Kırımsız bir uçuş elbette olur ama kırımsız bir seri yap pek mümkün değil . Günümüzdeki en iyi pilotlar kendi özgün hareketlerini çalışırken bile kütür kütür kırım yaşıyorlar . Bende uzun süre işimden ötürü hobidden uzak kaldım . Döndüğümde aldığım 2. el heliyi 2. uçuşumda kedim heliye sıçradığı için , hayvan zarar görmesin diye yere çaktım . İniş takımı ana dişlinin arasından girip dişlileri , ana şaftı ve hatta servo kolunu bile kırmıştı . Şimdi devil 380 topluyorum . İşin en keyifli kısmıda kendi toplayıp birleştirdiğiniz heliyi uçarmak . Kırım elbette hem can yakan hemde can sıkan bir durum ama malumunuz gülü seven dikenine katlanır.
 
Bu kadar çok parçalı, çok elektronikçi çok mekanikli vs. Helikopterlerle delice uçupta kırımları pilotajdan yaşayan modelcileri de görüyoruz fazlasıyla.

Eline ilk defa aldığı quad ı gözü kapalı uçurabileceğini düşünen soluğu tavanda sokak lambasında alanlarıda izlemedik değil.

Sorunun sadece elektronik - mekanik üreticilerinin farklı olmasından kaynaklandığını düşünmek pek doğru bir yaklaşım değil bence:saygilar:
Doğrudur ancak gözlemlerim kırımların genelinin mekanik, elektronik sıkıntılardan olduğudur tecrübeye bakılmaksızın, tabi en azından benim gördüğüm. Grubumuzda uzun zamandır modelcilikle uğraşan usta pilotlar vardı. Ancak regülatör, gyro, esc, servo gibi sebeplerden çok kırım yapan ustalar gördüm.

Eve hiç kırımsız dönnememek bence büyük bir şansızlık olmuş sizin için, kopya alrzc helim vardı(çubuklu) , o bile 40 uçuş sorun çıkarmadan uçmuştu.

Rica etsem genel olarak kırım sebeplerinizi de paylaşırmısınız? Daha fazla yardımcı oluruz
En çok kuyruk bırakmasından dolayı kırımlar yaşıyordum. Özellikle Idle-Up açık değil iken ani gaz tepkilerinde çok dengesizdi. Esc yanması, servo yanması, link çıkması gibi olaylardan da kırım yaptım.

Uyum sorunu gibi bi durum kalmadı . Herşeyi üreten , hemde her türlüsünden üreten bir sürü firma var . . . Kırımsız bir uçuş elbette olur ama kırımsız bir seri yap pek mümkün değil . Günümüzdeki en iyi pilotlar kendi özgün hareketlerini çalışırken bile kütür kütür kırım yaşıyorlar . Bende uzun süre işimden ötürü hobidden uzak kaldım . Döndüğümde aldığım 2. el heliyi 2. uçuşumda kedim heliye sıçradığı için , hayvan zarar görmesin diye yere çaktım . İniş takımı ana dişlinin arasından girip dişlileri , ana şaftı ve hatta servo kolunu bile kırmıştı . Şimdi devil 380 topluyorum . İşin en keyifli kısmıda kendi toplayıp birleştirdiğiniz heliyi uçarmak . Kırım elbette hem can yakan hemde can sıkan bir durum ama malumunuz gülü seven dikenine katlanır.
Align firması diyorsanız elektrik motoru harici üretim yapabilecek kapasitede olduğunu düşünmüyorum. Özellikle gyro, servo gibi yüksek teknoloji gerektiren aletleri ne tasarlayabilecektir ne de üretebilecektir, montajı hariç. Büyük ihtimalle üstüne kendi markalarını basan üreticileri vardır, bu parçalar için.
 
Align bu işlerde geride kalan firmalardan biri aslında . FBL üniteler var artık ve fbl ye ait en önemli meselede yazılım . Çinliler orda da varlar ve ürettikleri klon fbl ünitelerde gayet iş görür vaziyette . Eminim yarın bigün orjinalde çıkartırlar . Servoyu en iyi üretenlerden biri de çinliler oldu ama çin olmayan çok kaliteli markalarda var . Hatta ESC de bile üst sıralarda yer alıyorlar Çinliler . Mikadonun fabrikasına gittim bu yıl Almanya'da . Forumda da paylaştım . Bugün Çekya bile kendine has şahane bir fbl ünite üretir hale gelmiş . Elbetteki elektronik ve mekanik her parçada sorun çıkabilir ama kimse arıza verdiği için otomobil almaktan vazgeçmez ...
 
  • Beğen
Tepkiler: Berat Yıldırım
Modelcilerin içerisinde büyüdüm ve yaklaşık 30 senem pasif ve aktif olarak modelcilerle geçti. Çok bilme anlamında söylemiyorum bunu fakat şöyle bir imkan verdi bana. Mekanik ve elektroniğin en ilkel olduğu zamandan bugüne kadar olan sürecin canlı bir şahidi oldum. Örneğin mekanik gyro'da kullandım rescue sistemli FBL ünitede. Söylememe pek gerek yok sanırım hepsiylede kırım yaşadım. :)

Makinalar acımasızdır ve aynı zamanda sinir bozucudur, insanlara hiç benzemezler. :laugh: Hata yapmazlar fakat ufacık bir hatayı da affetmezler. Eminim bir bilgisayarın başında ben bunu daha önce defalarca yapmıştım ama şimdi olmuyor diye birçok kez kıvranmışsınızdır, belkide saatlerce. :mad: Ama sonuçta istisnasız her defasında eksik veya farklı yaptığımız bir sebep bulmuşuzdur çalışmamasına sebep olan. Sinir bozucu makina bizim ufacık bir hatamızı bile görmezden gelmemiş ve bize sonuç vermemiştir çünkü... Kodlama yapanlarda bunu iyi bilirler yüzlerce binlerce satır kod yazarsınız bir tane noktalı virgülü unuttunuz diye programınız çalışmaz, saçınızı başınız yoldurur size. :mad: Ama hata yine makinada değildir, virgülü beklemek makinanın hakkıdır. :(

Sonuca gelirsek kırımlarda üzülerek söylemeliyim ki hatanın %90'ı her zaman kullanıcıdadır. :) Ya iyi ekipmanı kötü ayarla verimsiz hale getirmişizdir yada mutlaka yanlış, eksik birşeyler yapmışızdır. Çünkü gıcık makinalar insanlar gibi keyfi performans değişikliğide göstermezler. :)

Ayrıca heliler ile quad'ları kıyaslamakta çok doğru değildir diye düşünüyorum. Biri otonom uçar (sinir bozucu makina uçurur) bir diğerini ise insan uçurur.
İnsan mı :eek: Hemen emniyet kemerlerinizi takın lütfen........ :lollol: :lol: :lol:

Özetle heliler daha insani modellerdir, insanı yansıtır ve dolayısıyla daha çok kırılırlar. :laugh: Qaudlar daha fazla makinadırlar.
Son olarak quadlar helilerin yerine geçebilecek birşey değildir bana göre ikisi ayrı şeylerdir. :saygilar:
 
Son düzenleme:
İlk mesaj aslinda neden helilerin dususte, quadlarin yukseliste oldugunu net olarak acikliyor, ama yanlis acidan ?

Otonom ucan quadlari zaten farkli bir hobi alani olarak gormek lazim, pilotaj anlaminda insana ihtiyaclari yok, onlarin bir operatore ihtiyaci var. Bizim anladigimiz hobi cercevesinde olan, pilotaj gerektiren racing ve freestyle quadlari ise temel seviyede ucurmak cok basit, zaten kendi kendine dengede durabiliyorlar.

Helikoptere gelirsek, dengede durmaz, her zaman pilot komutuna ihtiyac vardir, ogrenme sureci zordur, mekanik ve elektronik olarak dikkatli ve ozenli calisma ister. Yani yeni baslayanlar icin oldukca zor ve goz korkutucudur. Ama helikopteri sevme nedenlerim de tam olarak bunlar.

İnsanlar bu hobide sorunu kendileri disinda aramaya cok meyilliler, ancak sorunlarin hemen hepsinin nedeni yine pilotun kendisidir. Pilotajdan kaynakli kirimi gectim, parca hatasindan yasanan kirimlarin bile bence 99% sebebi pilotun kendisidir.
 
Türker abi ve diğer arkadaşlar güzel özetlemişler durumu, ben de bir iki cümle yazayım.

-- Kırımların çoğu kullanıcı hatasındandır. Benim de ters komut verip çaktığım oldu. Sonuçta heli "adrenalin" modeli ve kırımlar ne yazık ki saniyelik olaylar. Yanlış komut, tepki verememe vb.
-- Düz uçarken link koptuysa, o helide üretim kalitesinden kaynaklı sorun olabilir. Belli markalar kalite açısından tercih sebebidir ve fiyatı diğerine göre iki katıysa vardır çeşitli sebepleri. (kalite kontrol, malzeme kalitesi, arge çalışmaları)... Montajdan kaynaklı sıkıntı olabilir, link rodu ile plastik başlığı fazla sıkılmıştır, çatlatmıştır. O çatlak yürümüş olabilir. Daha önce başka bir kırım geçirmiş olabilir model, kullanıcısı da yeniden toplarken linkine kadar kontrol etmemiştir, yada "iyidir bu, uçar" demiştir, bedelini ödemiştir.
-- Eskiden vardı evet, 500 dolara kurtarmalı üniteler falan. Ama artık 100-150 dolara da var, kurtarma özelliği olmayanı 30 dolara da var. Haa dolar 6 lira oldu o ayrı konu... Ama bu servoları bu üniteleri alıp, düzgün ayarlayamıyorsa bir kullanıcı, biraz da kendinde araması lazım hatayı. Demek ki birşeyleri eksik yapıyorum demesi lazım. Çok sayıda örnek var kuyruğu ip gibi tutan, komut verince ayarlandığı hızda dönüp komut kestiği noktada tak diye duran... Helinin yapısı gereği bir oynaklık vardır evet ama "adrenalin" de tam bu noktada devreye giriyor, dji gibi olsa çok sıkıcı olurdu.

Son olarak dünyada satılan akıllı telefonların en az %85 inde Android işletim sistemi kurulu. Açık kaynak koduyla başladı yolculuğuna evet fakat o zamandan bu zamana çok zaman geçti :D
 
Katılıyorum, elektronik seçiminden doğacak sorunlar da pilotun sorumluluğunda oluyor. Ne yazık ki fiyat/performans ürünleri aslında en pahalısı oluyor. Ucuz bir parçanın modele kırım yaşatmasıyla aslında pahalısıyla arasındaki farktan beter bir fatura olarak yansıyor.