- Katılım
- 17 Eyl 2013
- Mesajlar
- 8,778
- Tepkime puanı
- 23,160
- Yaş
- 61
- Konum
- İstanbul
- Web sitesi
- www.sumeryamaner.com
- İlgi Alanı
- Uçak
Şimdi biraz teorik bilgi paylaşacağım. Meraklısına faydası olabilir.
Bu uçakla (ESM Sea Fury -
Daha önce uçurmakta olduğum Seagull Sea Fury'de kanat yüklemesi 110 gram / dm2 iken bunda kanat yüklemesi 150 gram / dm2 civarında idi.
Bu da bir model uçak için çok ciddi bir rakamdı. Kanat yüklemesi artınca:
- Uçuş sürati ve stall sürati artacağı gibi özellikle dönüşlerin de yarıçapı büyüyecekti.
- İniş yaklaşmasında da yüksek sürat tutturmak gerekecekti.
Ancak bütün bunları düşünürken bir zamanlar sevgili Evren Varol kardeşimin söylediği bir şey geldi aklıma. Kübik kanat yüklemesi !
Bugün bu konuyu araştırdım. Önce karşıma Galileo Galilei tarafından 1638 yılında tanımlanmış square - cube law çıktı. Ben aslında bunu zaten biliyordum. Şöyle ki bununla ilgili bir yazı bile hazırlamıştım.
Özetle, kanat açıklığı iki katına çıkan uçağın kanat alanı dört katına çıkarken genel hacmi ve dolayısıyla ağırlığı sekiz katına çıkıyor. Dolayısıyla standart hesapla elde edilen kanat yüklemesi de iki katına çıkıyor.
Dolayısıyla bire bir aynı olan ama biri diğerinden iki kat büyük kanat açıklığına sahip iki uçak ciddi bir kanat yüklemesi farkı nedeniyle farklı davranacakmış gibi görünüyor. Benim yazımda başka parametreler de işin içine katılarak uçak boyutu büyüdükçe herşeye rağmen daha kolay uçacağı anlatılıyordu. Bugün burada anlatacağım şey tam olarak bu değil. İstenirse o yazıyı da bir yerde paylaşırım.
Şimdi dedim ya bu 150 gram / dm2 kanat yüklemesi korkutucuydu diye. Aslında kanat yüklemesi değeri tek başına birşey ifade etmiyormuş. Asıl standart parametre kübik kanat yüklemesiymiş.
Kübik kanat yüklemesi, toplam ağırlığın karesinin toplam kanat alanının küpüne bölünmesi ile elde edilen bir rakammış. Bu rakam uçağın uçuş karakteristiği hakkında çok daha güvenilir bilgi veriyormuş. Şöyle ki,
Planörler - 4'den küçük
Trainer - 6 - 7
Aerobatic - 9 - 10
Scale - 12 - 13
Pylon - 15 ve üzeri olarak bir sınıflama söz konusuymuş.
Gelelim iki Sea Fury'ye. Küçük olanın klasik kanat yüklemesi 110 gram / dm2 iken kübik kanat yüklemesi 15 olarak hesaplanıyor. Büyük Sea Fury'de ise klasik yükleme 150 gram civarındayken kübik yükleme 17 çıkıyor. İşte bu durum, dudak uçuklatan klasik kanat yüklemesine rağmen bu uçağın aslında neden uçurulabilir olduğunu da açıklıyor. Yani küçük dediğimiz yaklaşık 6 kg'lık uçağı 15 kübik kanat yükü ile uçurabiliyorsan 17 kübik kanat yüklü uçağı da uçurabilirsin azıcık zorlanarak diyebiliriz.
Bu bilgilere daha önce ulaşabilmiş olsaydım dün çok daha sakin olurdum. İlgilenen arkadaşlar için birkaç link vereyim:
Bu uçakla (ESM Sea Fury -
Bu LİNKİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
) maiden uçuşunu sürekli geciktirmemin en önemli nedeni acayip yüksek kanat yüklemesi idi. Daha önce uçurmakta olduğum Seagull Sea Fury'de kanat yüklemesi 110 gram / dm2 iken bunda kanat yüklemesi 150 gram / dm2 civarında idi.
Bu da bir model uçak için çok ciddi bir rakamdı. Kanat yüklemesi artınca:
- Uçuş sürati ve stall sürati artacağı gibi özellikle dönüşlerin de yarıçapı büyüyecekti.
- İniş yaklaşmasında da yüksek sürat tutturmak gerekecekti.
Ancak bütün bunları düşünürken bir zamanlar sevgili Evren Varol kardeşimin söylediği bir şey geldi aklıma. Kübik kanat yüklemesi !
Bugün bu konuyu araştırdım. Önce karşıma Galileo Galilei tarafından 1638 yılında tanımlanmış square - cube law çıktı. Ben aslında bunu zaten biliyordum. Şöyle ki bununla ilgili bir yazı bile hazırlamıştım.
Özetle, kanat açıklığı iki katına çıkan uçağın kanat alanı dört katına çıkarken genel hacmi ve dolayısıyla ağırlığı sekiz katına çıkıyor. Dolayısıyla standart hesapla elde edilen kanat yüklemesi de iki katına çıkıyor.
Dolayısıyla bire bir aynı olan ama biri diğerinden iki kat büyük kanat açıklığına sahip iki uçak ciddi bir kanat yüklemesi farkı nedeniyle farklı davranacakmış gibi görünüyor. Benim yazımda başka parametreler de işin içine katılarak uçak boyutu büyüdükçe herşeye rağmen daha kolay uçacağı anlatılıyordu. Bugün burada anlatacağım şey tam olarak bu değil. İstenirse o yazıyı da bir yerde paylaşırım.
Şimdi dedim ya bu 150 gram / dm2 kanat yüklemesi korkutucuydu diye. Aslında kanat yüklemesi değeri tek başına birşey ifade etmiyormuş. Asıl standart parametre kübik kanat yüklemesiymiş.
Kübik kanat yüklemesi, toplam ağırlığın karesinin toplam kanat alanının küpüne bölünmesi ile elde edilen bir rakammış. Bu rakam uçağın uçuş karakteristiği hakkında çok daha güvenilir bilgi veriyormuş. Şöyle ki,
Planörler - 4'den küçük
Trainer - 6 - 7
Aerobatic - 9 - 10
Scale - 12 - 13
Pylon - 15 ve üzeri olarak bir sınıflama söz konusuymuş.
Gelelim iki Sea Fury'ye. Küçük olanın klasik kanat yüklemesi 110 gram / dm2 iken kübik kanat yüklemesi 15 olarak hesaplanıyor. Büyük Sea Fury'de ise klasik yükleme 150 gram civarındayken kübik yükleme 17 çıkıyor. İşte bu durum, dudak uçuklatan klasik kanat yüklemesine rağmen bu uçağın aslında neden uçurulabilir olduğunu da açıklıyor. Yani küçük dediğimiz yaklaşık 6 kg'lık uçağı 15 kübik kanat yükü ile uçurabiliyorsan 17 kübik kanat yüklü uçağı da uçurabilirsin azıcık zorlanarak diyebiliriz.
Bu bilgilere daha önce ulaşabilmiş olsaydım dün çok daha sakin olurdum. İlgilenen arkadaşlar için birkaç link vereyim:
Bu LİNKİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu LİNKİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu LİNKİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol