Grumman F-9F Panther modeli inşaatı ("Dahta"dan model jet yapımı )

Boyahaneden, pardon balkondan taze taze :)

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
 
Astar sanıyorum.:)

Beyaz baz kat. Bu boya 800-1000 numara zımpara ile hafifçe zımparalanacak (yüzey tozlanmasını gidermek için) sonra üzerine ince bir kat daha beyaz, sonra turuncu, hücum kenarlarındaki gümüş ve pilotun önündeki siyah atılıp onlar da 2000 numara ile zımparalandıktan sonra 2K parlak vernik uygulanacak. Pilotun önündeki kısıma ya ilave olarak mat vernik uygulanacak ya da ince bir zımpara ile matlaştırılacak. Bu da son kat olacak boyada. Şimdilik odak noktası gövdenin kapaklar haricindeki alanları, kapaklar ayrıca ele alınacak. Gövdenin boyaması tamamlanınca ekipmanların yerleşimi başlayabilir, o arada kapakları da tamamlama şansım olur.
 
Son düzenleme:
Hayrullah efendi, her sabah yaptığı gibi koridorları süpürmeye başlamıştı. Ama bu sabah, aynı noktayı tekrar tekrar kazıyodu, çünkü aklı başka bir yerdeydi. Nasıl yapacaktı, nasıl yapacaktı, nasıl yapacaktı.. ?

Hayrullah efendi, bir çok akrabası gibi, para kazanabilmek için köyünden şehre göç etmişti. Memleket savaştan harap olmuş, köyler ve köylüler zor durumdaydı. Köyde iş de yoktu aş da yoktu. Akrabaları sayesinde bir okulda hedemelik ayarlamış ve hemen şehre göç etmişti. Hoş, para kazanıyordu ama şehir pahalıydı. Hem karısı, hem de çocukları şehir hayatının cazibesini bir kere görmüşlerdi. Kazandığı para eskisinden de zor yetiyordu ailesine. Üstüne üstlük bir de büyük oğlu Hasan vardı.

Çok zeki bir çocuktu Hasan. Dersleri tümü çok iyi demek doğru olmazdı ama sevdiği derslerinin hepsinde çok başarılıydı. Okumak istiyordu, mühendis olmak istiyordu ama babası Hayrullah efendi, onun artık büyüdüğünü okumak yerine ailesinin geçimine yardımcı olması gerektiğini, çalışması gerektiğini söylüyordu. Hasan ve babası Hayrullah, sık sık bu sebeple tartışıyorlardı. Hayrullah efendi en sonunda pes etti, ama ne yapacağını henüz bilemiyordu. Hasan'ı nasıl okutacaktı ?

Amcası tarafından akrabası olan İsmail, bir fırsatını bulup Amerika'ya işçi olarak gitmiş ve oraya yerleşmişti. İsmail'in karısı latin kökenli bir Amerikalı olan Selena idi. Selin diyorlardı ona aile içinde. İki - üç senede bir Türkiye'ye tatile gelen İsmail ve Selin, Hasan'ı çok severlerdi. Hasan'ın okumak istediğinden haberdarlardı. Hayrullah efendi, durumu İsmail'e açınca, İsmail hiç tereddüt etmeden, "gelsin, burada okusun" deyiverdi.

Hazırlıklar yapıldı, Hasan Amerika'ya gitti. Hem babasının hem de akrabası İsmail amacasının yüzünü kara çıkarmadı. Okulunu yüksek derece ile bitirdi. Selin'in uzak bir akrabası olan, Mary ile evlendi. Ve zaman geçirmeden memleketine, Türkiye'ye döndü. Hayrullah efendi oğlunu ve gelinini sevinçle karşıladı, "Oğlum Hasan, kızım Meryem hoşgeldiniz" diye ..!

Gel zaman git zaman, Hasan ve Meryem'in çocukları oldu. Adını Volkan koydular. Volkan'da babası gibi zeki ve biraz inatçı idi ama onun hayali uçaklar ve pilotluk idi. Hava harp okulu sınavlarına girdi ve kazandı. Okulunda da çok başarılı idi Volkan. Okulunu başarı ile bitirdi. NATO'ya yeni girmiş olan Türkiye, askeri eğitim programları çerçevesinde Amerika'ya pilot gönderecekti. Artık yüzbaşı rütbesinde olan Volkan hem çalışkan ve zeki olması hem de ailesinin Amerikan vatandaşı olması sayesinde bu yeni eğitim programına rahatlıkla kabul edildi.

Eğitim, artık yaşı artık emekliye ayrılmaya yaklaşmış olan Grumman F9F Panther uçakları ile yapılıyordu. Yüzbaşı Volkan, ay-yıldız armalı kaskını aldı ve uçuşu için uçağına doğru yürümeye başladı ...