Grumman F-9F Panther modeli inşaatı ("Dahta"dan model jet yapımı )

Uğraştırıcı fakat güzel bir düşünce. Eskiden pudra ile dop karıştırarak yapardım. Karbonat ile japon yapıştırıcı kullanmak ta mümkünmüş. Boşluğa karbonat koyup üzerine japon yapıştırıcı dökülüyormuş. Denemedim. Tabii balsa tozu hafif olacak. Teşekkürler.:coolxf::saygilar:

Karbonat ile CApon yöntemi aynen balsa tozuyla da yapılır. Hatta ufak tefek alanlar söz konusu olunca yüzeyi zımparalayıp tozun boşluk olan bölgede birikmesini sağlayıp sonra üzerlerine ince CApon damlatarak boşlukları çok pratik olarak doldurmak mümkün. Ayrıca benim yaptığım gibi balsa tozu üretip bu tozu yapışma alanı az olan birleşimlerde, örneğin çıta inşaatlarda birleşim yerlerini güçlendirmek için yine ince CApon ile kullanmak mümkün.

Ama CApon zımpara konusunda her zaman sıkıntı çıkartıyor malum...

Daha önceki modellerde böyle bir uygulamaya hiç mi gerek kalmamıştı Evren hocam ya da daha önce farklı bir yöntem mi kullanıyordun ?

Adminim bu kadar büyük bir yüzeyi bu kadar kalın ve geniş çıtalarla ilk kez sarıyorum. Daha önce daha küçük modellerde bu tür sarma işlemi yapmıştım, işler daha kolay olmuştu. Bu modelde daha farklı bir tecrübe oluyor. Şu aşamada en büyük sıkıntım sarma çıtaları arasındaki boşluğun az olduğu kısımlar. Daha geniş boşluklar ince şeritlerle dolduruldular. Boşluksuz birleşimlerde zaten sorun yok, ama böyle azıcık boşluk olan yerlerde iki komşu çıtayı birbirine tam olarak yapıştırmak mümkün olmuyor, bu çıtalar birbirlerine yapışmayınca da zımpara sırasında üzerlerindeki baskıya göre bağımsız hareket edip tam eş düzleme getirilemiyor. Bu alanlar da bir sonraki aşama olan cam elyafı kaplamada sorun çıkartacaklar. Normalde bu tür boşlukları pamuk macunla doldururum malum ama hem dolgu yapacak hem de iki çıtayı birbirine tutacak, aynı zamanda da kolay zınparalanacak bir çözüm arayışındayım.

Az önce yaptığım denemede bu macunun işe yaradığını gördüm, ama daha ince yapmam gerektiği konusunda da haklıymışım zira nispeten küçük olan boşluklarda içeri yeterince işlemediği için yüzeysel bir tutma sağlamış. Ama esas hedefim olan genişlikteki boşkuklarda gayet güzel tutmuş. Az önce iyice sulandırılmış haliyle ön tarafı komple doldurdum, kalan yüzeysel boşluklara da pamuk macun çektim, geceyarısı dışarı zınparaya çıkarım :) bakalim görücez sonuç nasıl olacak :)

özgür abi neden herşeyi kendin yapmaya çalışıyorsun diyecem ama nam'ına ve ustalığına hakaret sayılır.
ama bildiğiniz bir şey vardır sanırım

Gemi modelinde bu gayet güzel olur da uçması beklenen bir model için bu tür ürünler biraz fazla ağır kalıyorlar. Yine de normalde macunumu kendim yapma yolunu seçmem, pamuk macun adlı ürünü kullanırım, çok hafiftir ve kolay zınparalanır. Ama burdaki gerekçemi yukarda anlattım :)
 
İlk tur macun(lar) ve kaba zımparalama sonucu...

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
 
Bu da lezzetli bir açı :)

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Sonuç olarak, durum beklediğimden daha iyi. Şu mevsimde (buradaki yabancılar olarak cehennem diyoruz :) ) malesef çok sınırlı zımpara yapma şansım var. Haftada bir gün sadece 30-45 dk o da şanslıysam eğer... Ama en azından işe yaradığını ve sonuçta cam elyafı kumaş kaplamaya uygun bir yüzey elde edebildiğimi gördüm. Ağustos sonu yada eylül, en kötü ekim gibi tüm ahşap işleri bittiğinde havaların da biraz daha fazla izin vermesiyle son tesviyeler yapılır ve kaplamaya geçilir...
 
Son düzenleme:
İlk tur macun(lar) ve kaba zımparalama sonucu...
Süper, ellerine sağlık %p:bravo::bravo:
Sonuç olarak, durum beklediğimden daha iyi. Şu mevsimde (buradaki yabancılar olarak cehennem diyoruz :) ) malesef çok sınırlı zımpara yapma şansım var. Haftada bir gün sadece 30-45 dk o da şanslıysam eğer...
Gelde modelcilik yapmaya çalış bu şartlar altında :laugh:
Yahu burnu koymayı unutmuşum :)
Şimdi daha yakışıklı oldu maşallah :thumbup:
 
İki gündür yazmaya çalışıyorum, tam yazıcam, araya bir şeyler giriyor, kalıyor. Bu arada ben yazana kadar sen işi bitirdin ama neyse :laugh:

Eskiden gitarlarla uğraşırken bu dahta tozundan macun işini oldukça sık kullanırdım. 80'lik zımpara tozu biraz irice olabilir diycektim ki, sen de zaten aynı sonuca ulaşmışsın. Ben genel olarak ağacın türü ve uygulanacak işin inceliğine göre 120-240 kum arasında çalışırdım. Ağaç sertliği arttıkça zımparayı inceleştirmek macunun macun kıvamı alabilmesi açısından daha güzel sonuç veriyordu benim uygulamalarımda.

Yapıştırıcı olarak ben genellikle yabancıların hide glue dedikleri, bizde ise boncuk tutkal yada sıcak tutkal olarak geçen malzemeyi kullanırdım, ki özellikle müzik aletlerinde nerdeyse herşey bu yapıştırıcıyla yapılır (...dı, en azından bizim buralarda...) Bu arkadaşın yapıştırma gücü oldukça iyidir, macun yaparken de renk açısından oldukça başarılı sonuç verir. Çok güzel zımpara yer. Bir diğer güzelliği ise üzerinden yıllar geçse bile sıcağı gördüğünde (sıcak derken iyi bir sıcak) yapışmış parçayı bırakır. (çok kolay bırakmaz, ama kırmak zorunda da kalmazsın) Ağırlığıyla ilgili veya uçacak bir nesnede kullanılırlığıyla ilgili bir fikrim yok, ekstra bilgi olsun diye yazdım :)
 
Eline sağlık Evren bey! Tam nükleer başlıklı kız olmuş!...:lollol:

:lollol::lollol::lollol: Teşekkürler Ömer Bey, benzetmenizi beğendim :thumbup:

İki gündür yazmaya çalışıyorum, tam yazıcam, araya bir şeyler giriyor, kalıyor. Bu arada ben yazana kadar sen işi bitirdin ama neyse :laugh:

Eskiden gitarlarla uğraşırken bu dahta tozundan macun işini oldukça sık kullanırdım. 80'lik zımpara tozu biraz irice olabilir diycektim ki, sen de zaten aynı sonuca ulaşmışsın. Ben genel olarak ağacın türü ve uygulanacak işin inceliğine göre 120-240 kum arasında çalışırdım. Ağaç sertliği arttıkça zımparayı inceleştirmek macunun macun kıvamı alabilmesi açısından daha güzel sonuç veriyordu benim uygulamalarımda.

Yapıştırıcı olarak ben genellikle yabancıların hide glue dedikleri, bizde ise boncuk tutkal yada sıcak tutkal olarak geçen malzemeyi kullanırdım, ki özellikle müzik aletlerinde nerdeyse herşey bu yapıştırıcıyla yapılır (...dı, en azından bizim buralarda...) Bu arkadaşın yapıştırma gücü oldukça iyidir, macun yaparken de renk açısından oldukça başarılı sonuç verir. Çok güzel zımpara yer. Bir diğer güzelliği ise üzerinden yıllar geçse bile sıcağı gördüğünde (sıcak derken iyi bir sıcak) yapışmış parçayı bırakır. (çok kolay bırakmaz, ama kırmak zorunda da kalmazsın) Ağırlığıyla ilgili veya uçacak bir nesnede kullanılırlığıyla ilgili bir fikrim yok, ekstra bilgi olsun diye yazdım :)

Emre teşekkürler bilgiler için. Senin zamanında yaptığın işler aslen sanat, benimkiyle karşılaştırılmaz bile :saygilar: Ama temelde macun oluşturmanın prensibi tamamen aynı. Ben de bu macun uygulamasından sonra zımpara sonrasında ek yeri nerede nereye macun koydum görmekte zorlandım. Tam anlamıyla aynı malzemeden yapılmış bır kaynak yeri gibi oldu tabiri caizse. Ama her yere bunu uygulmak herşeyden öte zaman açısından fizibıl değil :)

Zımpara numarası konusunda bir yanlış anlaşılma var, benim inceltme ile kastettiğim tozu azaltıp sıvıyı arttırmaktı :) ilk uygulamam fazlaca katıydı ve nispeten kuruydu, nispeten büyük boşluklarda daha iyi sonuç verdi ama dar aralara sokamadım. İkinci denemede sıvıyı arttırdım, macundan çok jel kıvamına getirdim, aralara girmesi daha kolay oldu. YAni tüm tozu 80 numara ile oluşturdum. Daha ince zımpara ile oluşan balsa tozunu kontrollü olarak tutmak çok daha zor olurdu, çok daha fazla kısmı uçup giderdi, uçması problem değil, her uçan şeyde olduğu gibi elbet birgün bir yere konmak zorunda, o konduğu yerde daha büyük bela yaratıyor balsa tozu denen meret. O yüzden hem 80 numarayla devam ettim, ama ince uzun lifler koparmasın diye zımparaladığım balsanın lifleri her daim bir miktar açı ile zımparaya temas edecek şekilde ve eğimli tarafa doğru çekerken bastırmadan zımparaladım. Böylece kalın zımparanın ana parçadan uzun lifler koparmasını engelledim ve oluşan toz ve nistepen kısa lifler benim kullanımım için yeterli uygunlukta oldu.

Test mesajı, Test mesajı, Test mesajı, Test mesajı, Test mesajı, Test mesajı,

Kalın Başlık

Kalın Başlık-2

Deneme mesajı. Deneme mesajı. Deneme mesajı. Deneme mesajı. Deneme mesajı.

Test başarılı oldu mu sayın Admin'im :)
 
Seyahatim sırasında tanjant metodunu yazmaya başlamıştım ama tamamlayıp gönderme firsatım olmadı, nasılsa taslak kaydediliyor demiştim ama o taslak mesaj da uçup gitmiş. Bilgisayar başına geçince hem yapıştırıcılar hem de tanjant metodu hakkında yazacağım.

Bilgisayar başına geçebildim :)

Bir diğeri ise yapıştırıcı olarak genelde ne kullanıyorsunuz. Benim CA yapıştırıcılara alerjim olduğu için alternetif olarak ahşap tutkalı, epoksi ve sıcak silikon kullanıyorum ama bunlar da malum biraz geç kuruyor. Kolay gelsin iyi çalışmalar.

Burak Bey, CA alerjisi pek tatsız birşey, özellikle de modelciler için, geçmiş olsun. Malesef CA'nın tam olarak bir karşılığı yok. Bazı alerjik durumlarda farklı kimyadaki CA yapıştırıcılar (köpüğü eritmeyen yapıda olanlar) hassasiyet yaratmıyor diye duydum ama tabiki bu durumdan duruma farklı olacaktır ve bazı durumlarda deneme riskine de değmez.

CA yerine kullanılabilecek en iyi alternatif ahşap tutkalı, yada alifatik tutkallar olabilir. Evet CA kadar hızlı olmayacaktır ama bazı durumlarda, özellikle planör inşaatlarında, daha fazla zaman alsa bile bu yapıştırıcıyı tercih ediyoruz, zira hem daha hafif yapmak hem de modelin daha sağlam olması gibi faydaları var. Sizin durumunuzda ben kalsam yüksek ihtimalle bu yolu seçerdim diye düşünüyorum. Epoksi tam olarak CA nın alternatifi, daha doğrusu CA kullandığımız her yapışma yüzeyinin alternatifi değildir. CA kullanabiliyor olsak da epoksi kullanacağımız yerlerde yine epoksi kullanmaya devam etmek lazım. Zira epoksi nipeten ağır bir yapıştırıcı, inşaatın geneline yayarsak kullanımı hem pratik olmaz hem de model çok ağır çıkar. Keza sıcak silikon da ağırlığı nedeniyle her yerde kullanılamayacak bir yapıştırıcı. Ama belli durumlarda hızlı tutunma gereken durumlarda dikkatlice kullanmak mümkün olabilir.
Bunlara ilave olarak "UHU HART BALSA" diye bir yapıştırıcı var, bu bizim çocukluğumuzda 404 olarak adlandırdığımız tüp içerisindeki yapıştırıcılara benziyor, ama kimyası balsa için özel olarak formüle edilmiş birşey. CA kadar hızlı olmasa da yine de iyi bir alternatif. Ama yük altındaki ek yerlerinde, özellikle çekme kuvvetlerine maruz kalacak ek yerlerinde kaçınmak gerekli, benim tecrübelerim çok sağlam olmadığı yönünde...


Peki bu tanjant metodu nasıl bir metoddur ayrıntılandırabilir misiniz?

Tanjant metodu aslında konvansiyonel model inşaatında, motorlu uçakların inşaatında vs, çok da gerekli olmayan bir yöntem. Biz özellikle yüksek performanslı planörlerin hücum kenarlarını zımparalamak için başvururduk bu yönteme. Kendime yaptığım yarışma modellerinin bile sadece dörtte birinde uyguladım diyeyim hatta. Çünkü zaman alan bir yöntem, ve sağladığı avantaj ancak ve ancak çok özel durumlarda kayda değer oluyor. Ama ciddi bir yarışmacıysanız ve o çok özel durumda bile başarılı olmak istiyorsanız o zaman harcanan ekstra zamana ve emeğe değen bir şey. Bazı çok titiz arkadaşlarım her planörlerinde bu yöntemi uygularlardı ama bende o sabır yok malesef :)

Malum kanat profili bir eğridir, ve hücum kenarı da kanat profilindeki en önemli kısımlardan biridir. KAnadın geri kalanı mükemmel olsa bile hücum kenarı tam olarak profile uygun şekillendirilmezse o profilin "teorik" performansı asla yakalanamaz. Motorlu bir modelde bu çok kritik değildir, hücum kenarının profile benzemesi yeterlidir, farklar sadece az biraz daha yakıt harcaması yada az biraz daha fazla trim istemesi şeklinde olacaktır. Termallerin bol olduğu bir hava durumunda yarışma planörü için de bu çok kritik birşey değildir, zira oluşan performans kaybının mislini iyi bir pilotajla, termallerden maksimum seviyede faydalanarak kazanırız. (termaller planörlerin motorudur, yani bu durum da aslında motorlu uçuştur diyebiliriz :) ) Ama bazı zamanlarda, nadir de olsa, hava tamamen durgun olur, ne rüzgar, ne bir termal olur. İşte böyle durumlarda havada ne kadar uzun süre kalabileceğinizi belirleyen iki şey vardır, ilki çıkış anında ne kadar yükseğe çıkabildiğiniz, ikincisi ise planörünüzün saniyede ne kadar yükseklik kaybettiğidir ve her ikisi de öncelikle modelin ağırlığı ve sonra da kanat profilinin özelliklerine bağlıdır. Elle rastgele zımparalanmış bir hücum kenarı asla tam olarak profilin ideal performansına yaklaşamayacaktır. (sayısı iki elin parmaklarını geçmeyecek olan ve el ile mükemmel şekil verebilen modelcileri hariç tutalım :) ) işte bu durumda tanjant metodunu uygularız. Plan üzerinde, hücum kenarının eğriliğine teğet olan iki yada üç doğru belirleriz. ve bu doğruların eğimlerini belirler, bu eğimleri sağlayacak çeşitli objeler kullanırız. Örneğin standart 18 mm lik suntalam yada mdflam plakalar, aluminyum profiller, artık elimizde ne varsa. Plan üzerindeki teğetleri elimizdeki uygun nesnelerin yüksekliğini (tezgah düzleminden itibaren) kesecek kadar uzatırız. Sonra bu çizimlerdeki mesafeleri tezgaha aktarırız. Örneğin, ilk doğru için diyelim ki 18 mm lik suntalam levhanın tezgahın köşesinden 4 cm geride olması gerekli, yani bu doğrunun eğimi 18/40, hücum kenarını da tezgahın ucundan yada suntalam levdadan ne kadar uzağa koymamız gerektiğini yine bu çizimden belirler ve tezgah üzerine koyarız. Bundan sonra uzun bir zımpara bloğunu kullanarak çıtayı zımparalamaya başlarız. taa ki zımpara bloğu tezgahın ve suntalam levhanın köşelerinin her ikisine de temas edene kadar. Bu noktada artık plandaki doğruya kadar inmişiz demektir. Bir sonraki teğet doğrunun ölçümleri yapılıp tezgah, destek ve çıta ona göre tekrar ayarlanıp aynı işlem tekrarlanır. Bu zımparalama tamamlandığında artık ideal profile çok yakın olan ama halen köşeli bir hücum kenarı vardır elimizde, çok ince bir zımpara, çok dikkatli çalışarak o köşeleri de yuvarlattığımız zaman elimizde ideal profile olabildiğince yakın olan bir eğri kalmış olur...

Tabi bazı durumlarda hücum kenarı çıtasını dışarda biyerde şekillendirip sonra kanada yapıştırmak uygun olmayabilir, böyle zamanlarda doğrudan kanat üzerine monteliyken çıtanın bittiği yerdeki kanat kaplamasının üzerine maske bandı yapıştırıp bu hattı referans olarak kullanarak, sadece hucum kenarı ile tezgahın köşesi arasındaki mesafeyi ayarlayarak aynı işi yaparız. Böyle bir durumda zımpara bloğunu her daim tezgah köşesine temas ettirerek ilerleriz ve maske bandına ilk zımpara teması olduğu anda da bitiririz... Maske bantı yerine kalemle çizilmiş çizgiler de görsel referans olarak kullanılabilir.

Göreceğiniz üzere oldukça zahmetli bir yöntem, el alışkanlığı kazanınca daha hızlı yapılabiliyor ama yine de emek gerek. Ama dediğim gibi eğer her yarışmada kürsüyü hedefleyecek seviyede ciddi bir yarışmacıysanız, bu ekstra çaba size yeri geldiğinde havada 2-3 saniye daha fazla kalma gibi bir geri dönüş sağlayabilir, o 2-3 saniye de yeri geldiğinde birinci olmakla kürsü dışı kalmak arasındaki fark olabiliyor :)
 
Modele dönelim, dün biraz kompozit işi yapasım geldi :) ilk iş olarak yatay stabda servo yuvalarının güçlendirilmesine giriştim. Daha önce bahsettiğim gibi bunu yabancı forumlardan birisinde görmüştüm ve fikren hoşuma gitmişti. Elimde de 80-90 gr/m2 civarında ve yeterli büyüklükte karbon kumaş olduğunu teyid edince artık vakti geldi diyip giriştim.

Önce karbon kumaştan uygun şekilde ve büyüklükte 4 parça kestim.

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu parçalar toplam 3.6 gram geldi, demekki 4-5 gr arasnda da epoksiye ihtiyacım olacak. güvenli tarafta kalmak için 7 gram (5+2) hazırladım. Kumaşları önce naylon üzerinde çok dikkatlice ıslattım ve sonra stabdaki yerlerine yerleştirip fırça ile yüzeye iyice yapıştırdım. Her iki tarafın iki katını da bu şekilde yerleştirdim. Sonra fırçada kalan epoksiyi geri kaba boşaltıp kalan epoksiyi ölçtüm ve gördüm ki 4.5 gr epoksi harcamışım. Bu güzel, hem tüm kumaşın ıslanaması ve yüzeye yapışması için yeterli epoksi kullanmışım hem de gereksiz fazla epoksi kullanmamışım demektir. mutlu oldum :)

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu servoların bulunacağı yerin ağırlık merkezine olan mesafesi (moment kolu) 85 santimetre, buruna koyacabileceğim denge ağırlıklarının moment kolu ise 80 santimetre, bu da demektir ki bu ekstra ağırlığı dengelemek için aynı ağırlıktan az biraz daha fazlasına ihtiyaç olacak. Tek servodan çift servoya geçmenin bedeli toplamda 15-20 gramdan daha fazla bir ağırlık olmayacak, yani denge ağırlığı ile birlikte toplamda 50 gramdan bahsediyoruz. Türbin'in 8,5 saniyelik yakıtına denk :D
 
Hazır eposi açığa çıkmışken ve eldivenler giyilmişken ön iniş takımı kapaklarının yapımına da giriştim. Zaten bu hedefle gün içinde bu kısmın kaplamasını tamamlayıp tesviye etmiştim. Kapağın geleceği yeri kabaca işaretledim:

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Sonra üzerine nylon serip maske bantlarıyla gerdirerek gövdeye tutturdum ve çizgileri nylon üzerine de aktardım.

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Sonra toplam 6 kat 160 gr/m2 lik cam elyafı kumaşı serip her katı epoksiyle iyice ıslattım. Bu 6 katın 3’ü lif yönleri boyuna/enine, diğer üç kat lif yönleri 45/45 olacak şekilde kesildiler.

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Tüm katlar serilip ıslatılınca en üste bir tane daha nylon koyup bir plastik kart ile nylonun üzerinden çalışarak fazlalık epoksileri kenarlara doğru ittirip yarı vakumlanmış gibi bir etki yapmaya çalıştım :)

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Sabah epoksi yeterince sertleştiğinde önce en üztteki nylonu kaldırdım. Alltaki yüzey gayet iyi çıktı.

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Sonra da zorlanarak da olsa kapak olacak parçayı modelden ayırdım (nylonda iki yerde delik varmış :laugh::laugh::laugh: az biraz epoksi alta sızıp parçayla gövdenin birbirlerine yapışmasına neden olmuş ama neyse ki biraz zorlayınca sorunsuz ayrıldılar :) )

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Epoksi tamamen kürlenene kadar şeklini koruması için bu parçayı tekrardan yerine yerleştirdim.

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu iş de aradan çıktığına göre artık her üç iniş takımını da modele monte edip kızı ayaklandırabilirim :yuppi::yuppi::yuppi:
 
Ön iniş takımı durumu:

İlk iş balsa kaplama kesilip çıkartıldı.

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Ziroli amca zamanında bu uçağı Spring Air marka retractlar kullanacak şekilde tasarlamış. Spring air’in ön retractında da silindir arka taraftaymış, silindir arkada olunca bakınız herşey gayet güzel uyuyor.

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Ama robart ön iniş takımının silindirini öne doğru yapmayı tercih etmiş, aslında iyi de yapmış çünkü 4 numaralı bölmenin ön tarafında bir sürü ölü hacim boş boş dururken zaten bir dolu ekipmanın girmesi gereken arka kısıma bir de silindir eklemenin manası yok.
Robart ünitesi şu şekilde olacak:

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Gel gör ki 10 metreyi geçmeyen müthiş! İleri görüşlülüğüm kabak gibi ortada olan bir sorunu zamanında görmeyi beceremedi! 4 numaralı bölmede bu silindirin geçebileceği bir açıklık yok. Bunu zamanında farketseydim işler çok daha kolay olurdu ama şimdi biraz daha zorlanarak da olsa yine de yapacağız bu işi...

Önce ölçüp biçip kesilmesi gereken yeri biraz küçük olacak şekilde bölmenin üzerine işaretledim

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
 
Sonra bu iş için en ideal aleti göreve çağırdım!

Dremel’in 90 derece dirsek aparatı!

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Küçük bir freze ucuyla başlayıp en son silindirik zımpara ucuyla deliği açtım ve retractı yerine alıştıra alıştıra deliği son haline getirdim.

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


İşin en bomba kısmı tüm bunları dremeli sol elimde ve sadece sol elimle tutarak yapmış olmak, çünkü sağ elimde elektrikli süpürge ucu vardı :) bu bölmede cam elyafı kumaş güçlendirme olduğu için tozların uçuşmadan toplanması şarttı, tezgahın ve modelin açısı da bana başka bir seçenek bırakmadı... insan zorda kalınca en olmaz dediği şeyleri yapabiliyormuş bir kez daha gördüm :)