İlk model klasik bir Trainer mı olmalı ?

Mehmet Kucuksari

Administrator
Katılım
4 Eki 2012
Mesajlar
36,417
Tepkime puanı
43,398
Yaş
51
Konum
Kocaeli
İlgi Alanı
Heli
Bu konu aşağıdaki mesaja istinaden açılmış ve şu soru hakkındaki fikirlerinizi merak etmektedir.

SORU : Modelliciğe başlayan bir arkadaşımız illa ilk model olarak klasik bir Trainer model mi toplamalı ya da yapmalı ?
Mesela şu tarz farklı modeller sizce ilk model için uygun mudur ?

Uçan / yüzen / karada giden


--------------------------------------------------------------
Orjinal Mesaj linki :

Mesaj Sahibi : @Mehmet Sarıkaya
Ben bu çalışmayı uçan bir model olarak değil de, yerde giden araç olarak değerlendiriyorum ve sonucu oldukça başarılı buluyorum :laugh::laugh:

Uçmasına uçursun Selçuk da, şimdiye kadar nasıl söylenmedi bilemiyorum, Snowball ILK model olarak uygun bir model değil.

Tamam güzel ve eğlenceli bir model ama ILK model ve pilotaj anlamında sana çok bir katkısı olmayacaktır. Çünkü model farklı olunca tepkiler de standard dışı oluyor.

Sen bunu uçur ama acilen klasik TRAINER tarzı bir model de yapmaya başla :thumbup:
Mehmet bey, Model amfibian olarak tanınan bir modeldir. Yani sadece yerde değil havada uçmak için de tasarlanmıştır.

"İlk model olarak uygun bir model değil" nitelemesine katılmıyorum. Nedenine gelince; Yeni başlayan biri için yeri geldiğinde similatör için harcanacak zaman kaybı ve hataları telafi etmesi. Sim çalışmasının daha karmaşık ve detay kontrollerin olduğu uçuşlarda başarı oranını yükseltse bile basit uçuş prensiplerinde bire bir model ile çalışmak kadar çabuk ve kesin sonuçlar vermediğine inanıyorum.

Ayrıca başlangıç için "Trainer" tarzı model diye bildiğimiz standart üstten kanatlı (detaylara girmiyorum) bir model olması gerektiği fikrine de katılmadığımı belirtmek isterim. Bu konuda yararlı olacağına inanıyorsanız forumda bir tartışma başlığı açabilirsiniz... :saygilar:

Selcuk bey'in yaptığı yanlışları model'in kusurları olarak görmek bence makul değil.
 
Mehmet bey, Model amfibian olarak tanınan bir modeldir. Yani sadece yerde değil havada uçmak için de tasarlanmıştır.

Selcuk bey'in yaptığı yanlışları model'in kusurları olarak görmek bence makul değil.
@Mehmet Sarıkaya abi öncelikle ben bu modeli ilk model olarak uygun değil derken, modelin uçmamasından dolayını bunu söylemedim. Dediğiniz gibi burada bahsi geçen modelin uçmamasında büyük oranda imalat hataları söz konusu. Onun harici model oldukça eğlenceli bir model, bunda da sorun yok

Nacizane bir helici olarak :D bence ilk model en azından yeni başlayan arkadaşlara bir referans ve yetkinlik kazandıracak bir model olmalı. Yani en azından model klasik bir uçak gibi uçmalı ve temel anlamda tüm kontrollere (Aileron, Elevator, Rudder, Throttle) sahip olmalı.

Sim çalışmasının daha karmaşık ve detay kontrollerin olduğu uçuşlarda başarı oranını yükseltse bile basit uçuş prensiplerinde bire bir model ile çalışmak kadar çabuk ve kesin sonuçlar vermediğine inanıyorum.
Kesinlikle katılıyorum abi. Ama bunun için EPP yapılan 3D modeller sanki bence daha uygun ve faydalı olacak diye düşünüyorum.
 
Son düzenleme:
Nacizane bir helici olarak :D bence ilk model en azından yeni başlayan arkadaşlara bir referans ve yetkinlik kazandıracak bir model olmalı. Yani en azından model klasik bir uçak gibi uçmalı ve temel anlamda tüm kontrollere (Aileron, Elevator, Rudder, Throttle) sahip olmalı.
Mehmet bey, RC model uçak'a yeni başlayanlara; kumandaya adaptasyon ve en basit ve az kontrol gerektiren bir model olmalı diye düşünüyorum. Bir helici olarak sizi bu konuda sıkıştırıyor gibi yanlış anlaşılmak istemem. Ama 4 ana kontrolünde olması şart değil. Hele hele gaz kolu üzerinde müsterek aynı kolu kullanan bir kontrol yüzeyi (rudder veya aileron) yeni başlayan birine sıkıntı verir. :) Ben hala zaman zaman rudderin gaz kolu ile aynı olmasının sıkıntılarını yaşarım.:laugh:
"Trainer (eğitici, öğretici) bir model klasik bir uçak gibi mi olmalı" konusunda düşüncelerimi biraz uzunca yeni başlık altında yazacağım.
Bir dönem Türkiyenin çok büyük RC forumunda benim gibi yaşlı ve geleneklere bağlı arkadaşlarla tartışmıştık. Model uçakların bazılarında (!) rudder gerekli / gereksiz konusunu. Gereksiz olduğunu savunduğum için bir dayak yemediğim kalmıştı...:):):) O gündür, bu gündür benim bir çok modelimde hala rudder yoktur. :lollol:
Sonuçlta hepimiz bir anlamda bu hobi ile eğlenmeye, iyi zaman geçirmeye çalışıyoruz. Mentalite olarak da 3 boyutu sevdiğimiz için katı kuralları çerçevelerinin dışına taşımak bizlerin yapısında zaten vardır.
 
Abi bu bir tercih meselesi. Kimisi sizin gibi düşünebilir, kimisi de benim gibi :)

Burada önemli olan fikirlerin özgürce dile getirilebilir olması.

Şahsen Helici olarak ben de “Rudder” olmalı diyenlerdenim ? Ama dediğim gibi bunlar helicinin gözünden yorumlar.

“Rudder” kısmını bizim Rudder lobisi Başkanı @Sumer Yamaner abimize devredip, ben aradan çekiliyorum abi ?
 
Son düzenleme:
İlk model üstten kanatlı ve dikey yön dümeni bulunan, ayrıca gaz ve elevator kumandalı bir model olmalı. Eleronların olması da önerilir. Eleron özelliğini daha sonraki bir modelde kullanmak ta mümkün. Yurtdışında "unorthodox" adıyla bilinen sıra dışı tasarıma sahip modellerin uçurulması modelden modele farklı olmasına rağmen genelde zordur. Aslında en iyi eğitim uçağı dikey yön dümeni, elevatoru ve eleronları bulunan bir planördür. Yeni başlayanlar için hızlı bir model uçak uçuş sırasında modelciyi, modeli kontrol ederken şaşırtabilir. Ayrıca radyolu modelin kanadının profile sahip olması, hafif ve dayanıklı olması, geniş kanat açıklığına sahip olması, modelin aerodinamik yapısının düzgün olması yeni başlayanlar için şarttır.
 
gecen yil bu hobiye basladim sayisiz ucak yapip parcaladim , her seferinde tam pes edecekken bir onceki ucakta yaptigim hatalari duzeltmeye buna gore bir model tasarlamaya calistim ve anladimki ucagin her inisinde kirilan pervaneler yamulan motorlar benim icin onden motorlu ucaklarin uygun olmadigina kanaat getirip , arkadan motorlu modelller yapmamin uygun olacagi kanaatine vardirdi.
1 hafta ugrasip uzak mesafelere gidip 2 dk icinde hevesimin kursagimda kalmasi nedeniyle bir cok kez lanet olsun birakiyorum bu isi deme noktasina geldim , ta ki ft explorer model ucakla 10 ~15dk duzgun bir sekilde ucana kadar .
bu yuzden yeni baslayanlar icin nacizane tavsiyem arkadan motorlu ustten kanatli modellerden yana olacak .
 
Kereviz sever misiniz? Ben zeytinyağlısını severim. Yok yok rendesi yoğurtlu falan da güzel olur. :) Kimisi nefret eder. :D
Emin olun hayatta hemen hiçbir konuda tek doğru yoktur. Öyle olsa caddelerde tek tip otomobilimiz havada da tek tip uçağımız olurdu.
Olay sadece zevk meselesi de değil.
Herkesin bu işten beklentisi farklı.
Herkesin yeteneği farklı.
Herkesin bakış açısı farklı.
En önemlisi herkesin hedefi farklı.

Şimdi... Ben neden model uçaklarla uğraşıyorum? Çünkü uçakları deliler gibi seviyorum. Aşığım onlara. Hayatımın bir döneminde PPL eğitimi alma ve gerçekten uçak uçurma şansım oldu. Şu anda birçok nedenle uçamıyorum ve model uçaklara bu kadar bağlanmamın sebebi onlarla gerçek uçuş yapıyormuş gibi hissetmem. Bunun doğal sonucu ise scale modellere yönelmem.
İlk uçurduğum uçakta hem rudder hem de aileron vardı. Ondan sonra neredeyse her uçağımda da oldu. Çünkü uçak ile gerçek uçuşun bir taklidini (hadi modelleme diyeyim) yapacaksam gerçek uçaktaki tüm temel kumandalarım olmalı diye düşünürüm.
PPL eğitimim sırasında rudder pedallarına bastığımı sanıyordum dönüşlerde. Meğer basamıyormuşum! Yaklaşık 10.saat civarında son yaklaşmada gerçekten bastım ve farkı gördüm. Hocam da bunu gördü ve o gün ilk yalnızıma gittim. O nedenle rudder benim en büyük takıntılarımdandır.
Diğer yandan gelelim yeni başlama konusuna. PPL eğitimimde hocam "sen yeni başlıyorsun, rudder kullanma" demedi. O uçağın tüm kontrollerine hakim olmayı daha en baştan öğrenmek zorundaydım. İşte bu bir öğretim tekniği ya da taktiğidir. Bir başka taktik ise, önce elevatör ve ailerona alış sonra yavaş yavaş diğerlerini de kullanırsın yaklaşımı. Yanlış diyebilir miyiz? Bence hayır. Ama ben tercih etmem. Kısaca bana uymaz ama yanlıştır da diyemem. Farklı bir tekniktir.
Bir başka nokta... Ben (evet itiraf ediyorum) uzaktan kumandalı model uçuşuna helikopter ile başladım. Helikopteri rudder kullanmadan uçurmak imkansız. O nedenle alışıktım muhtemelen rudder kullanımına. Ve eğer ben 47 yaşımda elime kumanda alıp rudder kullanarak iyi kötü bir şeyler uçurabildiysem herkesin bunu başarabileceğine inanırım. Dolayısıyla benim tercihim rudder'dan yanadır daima. Yine de tek doğru benim dediğimdir dersem komik olurum.
Üstten kanat olayına gelince... Benim hiç üstten kanatlı uçağım olmadı. Daha doğrusu trainerim olmadı. Piper oldu birkaç tane. Onlar da trainer değil. İlk uçurduğum uçak Art Tech Coota idi. Uçması bile mucizeydi ama uçtu işte. Gerçek anlamda, patlar motorlu falan ilk uçağım Soprano idi. Alttan kanatlı trainer sayılır. Sonra Calmato. Sonra başka bir low wing trainer. O ara bir arkadaşımın Arising Star üstten kanat trainerini uçurma imkanım oldu. İnanılmazdı!!! Uçak kendisi uçuyor kendisi iniyordu. O zaman farkettim ki her ne kadar konu hakkında en azından teorik derinlemesine bilgim olsa bile keşke bir üstten kanat trainer ile başlasaymışım. Çok daha rahat edermişim.
Gelelim bu konuya sebep olan hem yerde hem suda hem havada giden "şey"'e! :D
Artıları oldukça kolay yapılabilir ve onarılabilir oluşu. Maliyetinin makul oluşu. Simülatör yerine kullanılma özelliğinin oluşu. Ama bazı eksileri de yok değil. Bir kere bir üstten kanat trainerin stabilitesine sahip değil.. En azından videolardan benim görebildiğim bu. Evet bir şekilde havada tutuluyor ama acaba gerçek bir uçak için yeterli bir altyapı sağlıyor mu tartışılabilir.

NOT: O Türkiye'nin çook büyük modelcilik forumu benim bildiğim yerse muhtemelen Mehmet Bey ile (Sarıkaya) orada epey "dalaşmış" olabiliriz. :D :p Affola...
 
Emin olun hayatta hemen hiçbir konuda tek doğru yoktur. Öyle olsa caddelerde tek tip otomobilimiz havada da tek tip uçağımız olurdu.
Bu forumu işte bu yüzden seviyorum :)
Bir başka nokta... Ben (evet itiraf ediyorum) uzaktan kumandalı model uçuşuna helikopter ile başladım.
Güzel konumuzu dağıtmak istemiyorum ama bu önemli noktanın da altını çizmeden geçemeyeceğim. :heartxf:

Arkadaşlar bu mesajla ilgili daha fazla yorum yapmayalım ki konu amacından sapmasın :) Ama Mesajı beğenmek serbest :D
 
Öncelikle bu konuyu, Sayın Mehmet Küçüksarı'nın açması için bir anlamda zoladığım ve vaktini aldığım için kendisinin affını rica ediyorum.

Ne var ki, bu konu bana göre camiamızın kökleşmiş, hatta tutuculuk olarak nitelenebilecek üstüne gidilip irdelemenin yararlı olacağına inandığım bazı konulardan bir tanesidir.
RC modelcilik hepimizin gönül verdiği, günlük streslerden uzak tutan, hoş vakitler geçirmemizi sağlayan severek yaptığımız bir uğraştır.
Modelciliğe başlarken doğru yolda ilerlemek, daha başlamadan bu keyifli işi bir eziyet ve kaygı nedeni olmamasını engelleme adına önceden deneyimler kazanmış arkadaşların fikir ve tecrübelerinden yararlanmak için Rckolik gibi forumlara üye oluruz, Sorarız, öğreniriz ve uygulamaya çalışırız.

Kendi adıma, modelciliğin helikopter hariç her türü ile süreç içinde uğraştığım için iyi kötü uçak, tekne ve çok rotorlular hakkında fikir sahibi oldum. Ha öğrenmek bitiyor mu? Elbette hayır. Teknolojinin ilerleme hızı karşısında bırakın öğrenmenin bittiğini bildikleriniz kısa bir süre sonra yetersiz bile kalıyor.

Ana uğraşım UÇAK oldu her daim.
Fırçasız motorlar ile lipo pillerin gelişmesi ve bu ikiliyi destekleyen diğer elektroniklerin de kısmen ucuza ve kolay temin edilebilmesi geçtiğimiz 10-15 yılda hobi ile uğraşmak isteyen kişi sayısında sevindirici bir şekilde hızlı bir artışa neden oldu.

Gelelim model uçak konusunda nasıl başlanmalı sorusuna...
Çocukluk dönemimde THK dan temin ettiğimiz lastik motorlu,esaki kağıt kaplama ve kendimizin ıhlamur takozdan bıcakla yonttuğu pervaneden oluşan modelleri uçurduğumuz zamanlardan sonra onlarca yıl patlarlı motor ve kumandaların ekonomik anlamda ulaşılmazlığı nedenli elim böğrümüzde hobiden uzak kaldım
Sonrasında Çin faktörlü (17 yıl önce)yeniden başlangıç yaptım. Yaptım ama,acemi biri için kırım, hobiyi bir daha dönmemek üzere terkettirecek kadar (hazır kitler) hala çok pahalıydı.
Sonu net ile biten bir forumda üyelik ve sonrasında hızlı bir giriş ile köpük tabir edilen strafor esaslı malzemeler ve yine pahalı temin edilen balsa levha ve çıtlarla yalın strafor esaslı, yada kompozit olarak model yapma denemelerim oldu.
Ağır abilerin önerileri doğrultusunda KLASİK, ÜSTTEN KANATLI, KANADINDA DEHİDRAL OLAN, ELEVATÖR VE RUDDERli Tam teşekküllü modeller yaptım. İlk uçuş denemelerinde bol bol pervane kırıp, motor mili eğdim. (sanırım benim yeteneksizlik sorunum da işin tuzu biberiydi) Ve ben hala gaz ile oynarken rudderi sabit tutamıyorum ve son yaptığım polaris su yuzeyinde havalanırken zik zag yapıyor. Allahtan kumandalar akıllandı da ruddere havalanana kadar çok düşük ayarlarda kalmasını öğrettim /öğrendim.:laugh:

Klasik trainer (öğreten, öğretici) bir model nasıl olmalı;

1- Hafif olmalı. Taşıyıcı yüzey/ağırlık oranı modelin bir kaza anında düşmesi, çarpması nedeni ile yaşayacağı kırımı en azda tutacak şekilde taşıyıcı yüzey lehine olmalı.
Havada serbest bırakılacak 1m2 lik 1 cm. kalınlıkta tahta ve aynı boyutlarda köpük gibi ağırlıkları farklı iki levhayı göz önüne alalım.

2- İtki sistemi (motor, pervane, fan vb.) burunda olmamalı.Olası bir düşme, çarpma durumunda en çok burun zarar görür. Pervane kırlır motor mili eğilir, motor zarar görür. (Benim deneyimlerimden edindiğim düşüncem)

3- Standart ustten kanatlı bir modelin iniş takımları olmalı ki, acemi pilot yerde taksi yaparak kumandaya alışssın. Kuyruk tekerlekli bir model rudderle dönüşler yaparak durumu kurtarır, ancak inişte bazan modelin CG noktasının hemen ardında olan tekerleklerın zeminde direnç görmesi nedenli burun üstü dikilir ve pervane motor ikilisi yine yoğun bakıma gider. Burundan tekerlekli bir modelde ise servo sistemli fazladan bir ön teker sistemi gerekir ki pistte aceminin bu modelleri düz bir çizgide tutması hayli sıkıntılıdır. (iniş takımı olmayan kızaklı bir model tercih nedeni olabilir)

4- Kumanda da gaz kolu sürekli hareket ettirilen bir lövyedir. Acemi bir pilotun heyecan ve panikle o lövyeyi hep düz ileri geri hareket ettirme becerisi olmayabilir. Bu nedenle 4. kanalında istemsiz olarak hareket ettirilme durumu ile modelin istenmeyen hareketler yapması kaçınılmaz oluyor. 4 kanalın boş bırakılması adına modelin tipine göre RUDDER veya Aileronlar (bunlardan biri) ilk uçuşlarda gözardı edilebilir. Havada dönüşlerin rudder değilde aileronla yapılması istenen bir şeydir.

Modelcilik konusunda teknolojinin bu kadar ilerlediği bir dönemde belli kalıplara takılıp kalmak nostalji özlemi olabilir, alışılmışın dışına çıkmaktan kaçınmak olabilir. Adı her ne olursa olsun Buna saygı duyarım, birşey demiyorum... Pilotajını geliştiren biri gelmiş geçmiş dönemlerin tüm uçak , hatta bilim kurgu uzay gemisi modellerini yapabilir, deneyebilir, satın da alabilir ve uçurabilir.

Önemli olan başlangıç için ilk model nasıl olmalı?

Küçük bir düz alanda yerde taksi antremanı yapabilmeli. Bu alan bos bir otopark, küçük bir göl, durgun bir sahil, boş bir park meydanı olabilir... Konunun açılmasına neden olan "SNOWBALL" modeli dar alanlarda, her tür zeminde kumanda alıştırması yapılabilecek amfibian bir modeldir. Ve sanıldığı gibi istikrarsız uçan, oynak bir model de değildir. Uygun ağırlıkta ve CG iyi ayarlandığında pek çok modelden daha stabil bir modeldir. Sabrı ve zamanı olan arkadaşlar ilgili linkteki videolarından inceleyebilirler. Zaten bu model işlevini bitirdikten sonra modelci ister istemez farklı modellere yönelecektir. Bir ustanın (iyi pilotaj sahibi) bu modeli pek uçuracagını sanmıyorum. Ha çoluk çocuk pikniğe giderken raftan indirilebilir. :)



Teknoloji bu kadar hızla ilerlerken çevremizde televiyzyon, otomobil, gerçek uçaklar ve helikopterler, tekneler hızlı bir şekilde form ve şekil değiştirirken RC modellerin de tip ve biçimlerinin de hızla değişime uğraması elbet kaçınılmaz bir durum.

Modelciliğin ARGE kısmını her modelcinin yaşaması gerektiğine de inanan biriyim.
Değişim isteği ve teknolojinin hızla gelişimi daha otopilot sistemler yokken bu arayışlarla hiç bir forum ortamında olmayan, Nette hiç görmediğim modeller yapma isteğiyle "stardust" bir anlamda bunun sonucuydu. (imza da fotoğrafı olan model)

Yüzyıl önceki içten yanmalı yüzlerce kg. ağırlıkta sadece 20-30 hp üreten motorlardan bu gün çok daha hafif yüzlerce beygir üreten motorlara geldik.Bu da yetmedi hibrid ve gittikce piyasada çoğalan elektrikli otomobillerle tanıştık.
Uzaya giden roketler bile şekil değiştirdi ( TITAN, ARIANE, SATURN lerden Elon Musk'ın roketlerine) İlk kademe roketleri artık geri gelip istenen noktaya iniyor ve tekrar kullanılıyor.
Amaç yeni başlayan birinin hobi den soğumadan devam etmesine yardımcı olmaksa. Temel kuralların dışına çıkmadan klişelerden vaz geçip deneyim ve tecrübelerde gördüğümüz en uygununu tavsiye etmek.
Gecenin bu vakti bir miktar rahatsızlığıma rağmen arsızlık edip yazdım. Yazım ve ifade hatalarım olduysa özür dilerim:laugh:
Tüm forum ailesine Selam ve sevgiler.:saygilar:
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Öncelikle bu konuyu, Sayın Mehmet Küçüksarı'nın açması için bir anlamda zoladığım ve vaktini aldığım için kendisinin affını rica ediyorum.
Ne demek abi, zevkle açtım :)
Gecenin bu vakti bir miktar rahatsızlığıma rağmen arsızlık edip yazdım. Yazım ve ifade hatalarım olduysa özür dilerim:laugh:
Tüm forum ailesine Selam ve sevgiler.:saygilar:
Deneyim ve tecrübelerini bizlerle detaylı bir şekilde paylaştığın için biz teşekkür ederiz abi :saygilar:
 
Kendi adıma, modelciliğin helikopter hariç her türü ile...

Ahh bu uçakçılar... :D:p

Ve ben hala gaz ile oynarken rudderi sabit tutamıyorum...

Kumanda yaylarını hep en sert konuma ayarlıyorum. Yoksa aileron ile elevatör de karışıyor.

4- Kumanda da gaz kolu sürekli hareket ettirilen bir lövyedir. Acemi bir pilotun heyecan ve panikle o lövyeyi hep düz ileri geri hareket ettirme becerisi olmayabilir. Bu nedenle 4. kanalında istemsiz olarak hareket ettirilme durumu ile modelin istenmeyen hareketler yapması kaçınılmaz oluyor. 4 kanalın boş bırakılması adına modelin tipine göre RUDDER veya Aileronlar ilk uçuşlarda gözardı edilebilir. Havada dönüşlerin rudder değilde aileronla yapılması istenen bir şeydir.

Burada başka bi forumdaki bi abimi hatırladım! :D

Modelcilik konusunda teknolojinin bu kadar ilerlediği bir dönemde belli kalıplara takılıp kalmak nostalji özlemi olabilir, alışılmışın dışına çıkmaktan kaçınmak olabilir. Adı her ne olursa olsun Buna birşey demiyorum. Pilotajını geliştiren biri gelmiş geçmiş dönemlerin tüm uçak modellerini yapabilir, deneyebilir, satın da alabilir ve uçurabilir.

İşte ben tam burada karşı çıkıyorum bazen. Çünkü "model" dediğinizde gerçeğin bir kopyası olmalı diye bir takıntım var. Ama bu benim kişisel takıntım. Mutlak doğru değil. :)

Amaç yeni başlayan birinin hobi den soğumadan devam etmesine yardımcı olmaksa. Temel kuralların dışına çıkmadan klişelerden vaz geçip deneyim ve tecrübelerde gördüğümüz en uygununu tavsiye etmek.

Burada da itirazım var biraz. Çünkü benim yaklaşımım yeni başlayanı hobiden soğutmamak gibi bir amaç gütmüyor. :) Belki de mesleğimin getirdiği bir katılık bu. Diyorum ki "eğer gerçekten istiyorsa uğraşır ve başarır, istemiyorsa bırak gitsin". İlk patlar motorlu uçuşum 10 yıl önceydi. Şubat 2009... Herkes arabalara kaçışmıştı. Bir abim güç bela kumandayı tepsiden alıp uçağı indirmişti. Uçak benim elimde bir rodeo canavarı gibiyken onun elinde minik bir kedicik gibi olmuştu! :D O akşam eve dönerken "Sümer sanırım bu iş sana göre değil" demiştim. Yanılmışım çünkü bu işle uğraşmayı gerçekten her şeyden çok istiyordum. Geçen 10 yıl içinde çok modelci ile tanıştım. Kimisi kalıcı oldu ama çoğu becermesine rağmen geçiciydi.
Deneyim ve tecrübelerde gördüğümüz en uygununu tavsiye etmek kısmına kesinlikle katılıyorum ama soğutma soğutmama konusunda sizin gibi düşünmüyorum. Çok katıyım! :)
 
Bizim forumun kurallarından biri " 4 kanallı helikopterlere destek vermemek" tir. Zaman zaman bunun neden böyle olduğu tartışılır. Çeşitli sebepleri var tabi ki, ama en önemlilerinden biri 4 kanallı helilerin pilota yanlış el alışkanlıkları kazandırmasıdır. Benim görüşüme göre yeterince uzun süre 4 kanal uçuran biri hiçbir zaman 6 kanal uçuramaz.

Uçakta da benzer bir durum var gibi. Rudder'a yanlışlıkla dokunulması sorun yaratıyorsa, sorunu çözmek rudderi yok etmek değil, yanlışlıkla dokunmamayı öğrenmek olmalı.