İnsan kıskanıyor...

Abi ben mühendislik öğrencisi değilim, bu sene Tubitak döner kanat ünversiteler arasına katıldık 100 üniversite arasından 30 takım görevi yapabildi, biz ilk yapan 10 takımdan biriydik, 70 mühendislik öğrencisini geçtik.
 
Hollandada bir üniversite ve KLM'in desteğiyle çalışıyorlar. Ama denemeyi Almanyada yapıyorlar. Neden? Çünkü iniş kalkışlarda halen sıkıntı olduğu ve Hollanda biraz küçük bir ülke olduğu için, ülkenin eni boyu kalkış iniş için yetersiz. ? Orada da beceremeyecekler ve çözüm için bize gelecekler. ? İşte o zaman... ;)
 
Hollandada bir üniversite ve KLM'in desteğiyle çalışıyorlar. Ama denemeyi Almanyada yapıyorlar. Neden? Çünkü iniş kalkışlarda halen sıkıntı olduğu ve Hollanda biraz küçük bir ülke olduğu için, ülkenin eni boyu kalkış iniş için yetersiz. ? Orada da beceremeyecekler ve çözüm için bize gelecekler. ? İşte o zaman... ;)
:lol::lol::lol::lol::lol::lol::lol:
 
Abi ben mühendislik öğrencisi değilim, bu sene Tubitak döner kanat ünversiteler arasına katıldık 100 üniversite arasından 30 takım görevi yapabildi, biz ilk yapan 10 takımdan biriydik, 70 mühendislik öğrencisini geçtik.
Merhaba sanırım bahsettiğiniz bir yarışma.
Sizin için sorun değilse yarışma detaylarını açarmısnız? nasıl bir döner kanat yapmanızı istediler siz ve rakipleriniz neler yaptı?
 
  • Beğen
Tepkiler: Samet_ELMACI
Bizim üniversitelilerin Tübitak vs yarışmalarında uğraştıkları şeylere ve bilgi düzeylerine bakıyorum, sonra başka bir bizi kıskanan üniversiteye bakıyorum...


Abi herşeyden önce bu hayli kapsamlı ve destekli bir ar-ge projesi, yani kanımca bunu üniversite öğrencilerinin yarışmalarıyla karşılaştırmak hiç adil değil.

Öte yandan demek istediğini çok iyi anlıyor ve tüm kalbimle, (kan ağlayarak) katılıyorum... Üniversite öğrencisi seviyesinde karşılaştırdığımızda bile durum malesef içler acısı, hatta yurtdışıyla karşılaştırmaya gerek de yok, 15 sene önceki halimizle bugünkü halimizi karşılaştırdığımızda bile büyük fark var malesef. Atalarımız güzel söylemiş, ne ekersen onu biçersin.

Ben her ne kadar doğrudan akademik olmasam da lisans eğitimimimin başından doktoramı bitirene kadar 18 yılım bilfiil İ.T.Ü içinde geçti diyebilirim. Yüksek lisansım sonrasında kendi uzmanlık alanımda sık sık derslere "misafir" öğretmen olarak girip çocuklara okulda öğrendikleri bilgilerin gerçek hayatta nasıl kullanıldığının örneklerini uygulamalı olarak anlattım, paylaştım. Değişimi günbegün yaşayarak gördüm. Değişim derken, hem liseden mezun olup üniversiteye mühendislik okumak için gelen öğrencinin bilgi seviyesindeki düşüşü, hem de işin öğretim/araştırma tarafındaki personelin seçilmesinde ve yükseltilmesinde nelerin ön planda olduğunu ilk elden gözlemledim. Akademik başarı, beyin/düşünme kapasitesi, fikir üretebilme, çalışkanlık gibi faktörlerin nasıl arka planlarda kaldığını şaşkınlıkla ve üzülerek gördüm. Deha seviyesinde kapasitesi olan ve tüm bu kapasitelerini akademik hayata adamayı hayatlarının amacı olarak gören arkadaşlarımın, tanıdıklarımın önlerinin nasıl kesildiğine tanık oldum. Üniversitelerde yeni gelecek olan nesile düşünmeyi, fikir üretmeyi öğretmesi gereken personeli seçerken bu kriterler yerine başka kriterleri ön plana çıkartıp sonrasında üniversiteli gençlerin fikir üretememesini tartışmak anlamsız sanki...

Kendi mesleki alanım forumumuzla alakasız o yüzden ordan değil de konu ile alakalı birkaç örnek ekleyeyim. ASlında geçenlerde hareketli olanbir konu sırasında bunlar aklıma gelmişti ama o zaman yoğunluktan yazamamıştım. Şimdi yine yeri gelmişken ve fırsatım varken başınızı ütüleyeyim :)

Doktora yıllarımın başında, yoğun bir şekilde İTÜ kampüsünde bulunduğum zamanlarda, İTÜ'deki ortak modelci arkadaşlar sayesinde, uçak-uzay fakültesi altında çalışan ve yurtdışında (ABD'de) yapılan DBF (design build and fly) yarışmasına katılan ekiple tanışma şansım oldu. Bu DBF yarışmaları bugün her sene her yerde ve neredeyse her seviyede gördüğümüz TYU yarışmalarının atasıdır diyebiliriz. Bu sene 25. senesi yapılıyor, düzenleyen kurum da AIAA (American Institute of Aeronatics and Astronautics) Benim burada bahsettiğim yıllar 2004'ten 2007'ye kadar olan zaman dilimi buarada. Yarışma hayli ciddi, tanımlanmış bir görev için bir tasarım yapılması isteniyor, tabii ki belli kriterler, katı sınırlamalar var. Tasarım raporlanıp yarışmadan aylar önce komiteye gönderiliyor, ve bu rapor puanlanıyor, bu puanın toplam skora olan etkisi de hayli büyük. (Gayet yerinde bir hayat dersi, benim tüm mühendislere söylediğim şeydir bu, yaptığınız iş en fazla yazdığınız rapor kadar iyi olabilir!) Raporda belli bir eşiği geçen takımlar yarışmaya katılmaya hak kazanıyor. Tasarlanan o modeli inşa etmek ve yarışma zamanında da gidip uçurup görevleri başarıyla tamamlamanız gerekiyor. Modelin ağırlığı da puanlamada bir kriter, görevleri ne kadar sürede tamamladığınız veya süreli görevlerde de verilen sürelerde belli bir işi ne kadar çok sayıda yapabildiğiniz detoplam puanınızı belirliyor. Yani bugun gördüğümüz TYU yarışmalarındaki kapsam ile aynı aslında. Bu ekiple tanışınca, atolyelerinde ziyaret etmeye başladım, sohbet muhabbet, test uçuşlarına birlikte gitmek falan derken kaynaştık haliyle. Bu arkadaşlarla ilk tanıştığım sene tamamen kompozit bir model tasarlamışlar ve üretmişlerdi. O zamanlarda benim kompozitle aram olmasına rağmen bugünkü gibi bir tecrübeye ve bilgiye sahip değildim haliyle ekibe fazla bir katkım olmadı. Takip eden sene ise daha senenin başından itibaren ekiple birlikte idim ve bir önceki seneki tasarım veimalatın sıkıntılarının verdiği tecrübe ile bu sene konvansiyonel balsa/kontraplak bir tasarıma karar vermişlerdi. İşin aerodinamik ve yapısal tasarımında çocuklar zaten zehir gibilerdi, ama aslen "modelci" olmadıkları için de dahta malzemeler ve üretim teknikleri konusunda onlara danışmanlık yaptım. Bu çalışma bana daha da da çok şey kattı, çünkü gerçek anlamda bilimsel bir çalışma ortaya konuyordu. En basitinden, modelin gerektirdiği mukavemeti sağlayan ama aynı zamanda olabilecek en hafif spar sistemini belirlemek için pek çok değişik spar tasarımı yapıp bunları üretip kırılma testleri yaptık. Benim için modelcilik tecrübemle "alaylı" olarak bildiğim şeyleri bilimsel testlerle rakamsal verilere döküyorduk bir nevi. Bu sadece spar örneği, bunun gibi çalışmaları tüm uçağın imalatına genişletebilirsiniz. O zamanlarda bilgiye ulaşmak da bugünkü kadar kolay değildi onu da unutmamak gerek. Hesaplanabilen bilindik şeyler hesaplanıyor hesaplanamayan şeyler denenerek istatistiki değerlendirme ile tasarlanıp raporlanıyordu. Bunca emeğe rağmen, rapor ve RAC puanları çok kötü olmamasına rağmen uçuş sırasında yaşanan aksaklık nedeniyle uçuş puanı 0 olmuştu ve takım genel sıralamada 22. bitirmişti yarışmayı. Buarada modelin uçuş testleri gayet başarılıydı, iyi uçan bir platformdu. Yarışmada ne olmuştu tam hatırlamıyorum açıkçası. Ekibin resmi üyesi olmadığım için ben yarışmanın kendisine katılmıyordum. O sene İTÜ nün diğer takımı 9. ODTÜ'nün takımı da 11. sırada bitirmişlerdi yarışmayı. Bir sonraki sene geride kalan iki yılın da tecrübesiyle çok daha iyi bir tasarım ve üretim yapma imkanımız olmuştu, konvansiyonel ve kompozit üretim yöntemleri hibrit olarak kullanıldı, ve ortaya çıkan tasarımın RAC puanı 49 takım içinde en iyi 3. puandı. RAC (Rated Aircraft Cost) tasarlanan modelin ağırlığı ve kanat açıklığının çarpımı olarak hesaplanıyordu ve toplam skorun hesaplanmasında paydada yer alıyordu. Yani kısacası uçak ne kadar küçük ve hafifse o kadar iyi puan alıyordu. Tabi bu uçağın göreve göre belli şekilleri olan ve en ağırı 2.5kg olan çeşitli yükleri de taşıyabilmesi gerekli :) Velhasıl hem tasarım güzeldi, hem daha önceki senelerden alınan derslerle çocujlar güzel bir rapor hazırlamışlardı hem de uçuşlar iyi gitti, sonuçta 49 takım içinde 5. olabildiler. O sene ilk iki sırayı Oklohama State Üniversitesi almıştı, her iki takım da gerçekten çok iyi takımlardı ama birinci olan takımın toplam puanı ikinci takımın iki katıydı neredeyse, siz düşünün :)
Sonraki senelerde ben vakit sıkıntım nedeniyle uzaklaştım ama başarılıtakımlarımız oldu, İTÜ takımları 2008 ve 2015te 6. sırada bitirdiler, 2012'de ise 4. sırada bitirip Türk üniversitelerinin bu yarışmadaki en iyi derecesini aldılar. ODTÜ takımları da 2010 ve 2011'de 6. sırada bitirdiler. Benim işin içinde olduğum zamanlarda bu yarışmaya katılım İTÜ ve ODTÜ ile sınırlı idi, sonradan Hava Harp Okulu, Uludağ Üniversitesi, Sanırım Anadolu üniversitesi gibi diğer üniversitelerin de katılımları olmuş, bu tabii ki sevindirici ama malesef son zamanlarda pek de başarılı sonuçlar çıkmamakta. Tabi bunun içinde ekonomik koşulların getirdiği zorlukları gözardı etmemek gerek. Biz yarışmaya katıldığımız zamanlarda kendi aramızda "keşke bu tür yarışmalar Türkiye'de de olsa, senede tek bir yarışmaya gitmek ciddibir tecrübe eksikliğine yol açıyor" derdik. Şimdi her sene yurtiçinde bunca yarışma yapılırken yurtdışındaki uluslararası arenada başarılı sonuçların daha az alınıyor olması düşündürücü.

Son bir örnek vereyim, bu örnek tamamen kişisel bir başarı örneği, çalışkan ve zeki bir Türk üniversite öğrencisinin tek başına koskoca M.I.T. ekibine kafa tutması ve yanlış hatırlamıyorsam da alt etmesinin hikayesi. Bu arkadaş aslen lisansı fizik alanında okumasına rağmen ben tanıdığımda uçak mühendisliğinde yüksek lisans yapıyordu. Yukardaki DBF yarışmasına benzeyen, yine Amerikada olan başka bir tasarla yap uçur yarışmasına tek başına! katılmıştı. Bu yarışma konsepti daha çok havada uzun süre kalma, ve belirli bir seri görevi yerine getirme üzerineydi. Bu görevler aslında daha çok keşif ve gözetleme temalıydı, tasarlanan ve uçurulan platformun canlı olarak görüntü alıp yer istasyonuna aktarması gerekliydi. (Dronların falan bakkallarda satılmadığı zamanlarda olduğumuzu hatırlatırım). Bu arkadaş inanılmaz küçük bir uçak tasarladı, uçaktan çok uçan daireye benziyordu aslında :D gerçekten de dairesele çok yakın bir planforma sahip uçan bir kanattı bu. Kanat açıklığı da taş çatlasa 35-40 cm falan olan birşey düşünün. Hayli verimli, az güç harcayan ve hafif bir platform sayesinde 50 dk havada kalıp verilen görevleri yerine getirebiliyordu (kalkıştan inişe tam otonom uçuş buarada). Yarışmada bu arkadaş ve uçağı ya birinci olmuştu ya ikinci hatırlamıyorum açıkçası ama çok da fark etmiyor aslında :) baş rakip ise M.I.T. idi, bilmeyen var mıdır bilmiyorum ama M.I.T. mühendislik ve teknoloji alanında dünya çapındaki en bilindik ve en iyi üniversitelerden biridir. M.I.T. takımı görevleri yerine getirmek için bir helikopter kullanmayı uygun görmüş (görevlerden birisi bir kulübenin üzerinde, yeterli yükseklikte uzun süre uçup sürekli canlı görüntü aktarmak üzerineydi. Konsept aslen "teröristlerin" barındığı bir binaya yapılan operasyon sırasında havadan görüntü ve bilgi sağlayarak yerdeki askerleri desteklemek üzerineydi.) Ama helikopterler verimsiz meretler malum :) gerekli süre boyunca havada kalmaya yakıtları (pilleri) yetmiyor. M.I.T. takımı bu sorunu birden fazla platform kullanrak çözmüş, hatta tam olarak 5 tane! yani bir heli kalkıyor, ilk görevleri yerine getiriyor, onun pilinin bitmesine yakın ikinci kalkış yapıp görevi devralıyor, diğer heli ya üsse geri dönüyor ya da orada gözden uzak bir yere kontrollü olarak "çakılıyor" (feda ediliyor). İki ekip arasındaki bütçe farkını ortaya koyması açısından güzel bir örnek. Benim bildiğim kadarıyla arkadaşım prototipi dahil toplam 3 uçak yapmıştı yanlış hatırlamıyorsam :lol: Sonrasında bu arkadaşım "endurance UAV" konusunda uzmanlaştı, zaten baştan beri kafasındaki yol buydu, hatta sırf bu amaçla RC planörcülüğe girdi, beraber pek çok uçuş yaptık. Önce planör uçuşunu, dinamiklerini, termalleri anlamak ve öğrenmek için hayli emek harcadı sonra edindiği tüm bu bilgileri kullanarak, aktif ve pasif olarak termal arayan, o termallerle yükselip uzun süreler havada kalabilen, tamamen otonom İHA sistemleri geliştiren bir doktora çalışması yaptı. Halen de bu alanda bilim üretmeye devam eden bir profesör konumunda. Evet, üzücü ama tabii ki yurtdışında..

Bugüne geldiğimizde, gerek forumda olsun gerek başka platformlarda, iki parça dahtayı birbirine yapıştırmamış, toplamda 100 gramdan fazla epoksi karıştırmamış, hayatında RC uçak uçurmamış birilerinin gelip de "İHA yapıyoz biz" dediklerini görünce hissettiklerimi tahmin edersiniz sanırım... Bunlar İHA ise onlar ne, onlar İHA ise bunlar ne...

Sabah eziyeti için affola...

:saygilar:
 
Hakikaten eziyet oldu sabah sabah... Çalışmaya çalışıyoruz şurada!
Ama eline sağlık. Kazanıp, hazırlığı kolaylıkla atlayıp, online dersleri ve ödevlerini ilgiyle takip eden ve fakat henüz kampüsü görmemiş olan taze İTÜ'lü oğluma iletiyorum okusun diye. İnşallah ders çıkarır.
:saygilar:
 
Sabah eziyeti için affola...
Ne eziyeti kardeşim, kahve eşliğinde zevkle okudum :thumbup:
niversite öğrencisi seviyesinde karşılaştırdığımızda bile durum malesef içler acısı, hatta yurtdışıyla karşılaştırmaya gerek de yok, 15 sene önceki halimizle bugünkü halimizi karşılaştırdığımızda bile büyük fark var malesef. Atalarımız güzel söylemiş, ne ekersen onu biçersin.
Ne yazık ki öyle :embarras:
 
ööööSabah eziyeti için affola...

:saygilar:
Özgürcüm Üşenmeden vakit ayırıp detaylı güzel yazmışsın.:saygilar: Bir ara çok uzun "hepsini okumasam mı" diye aklımdan geçti. Ama "O noktasına, virgülüne kadar düşünüp yazmış, okuyacağım sürenin yirmi katı zaman ayırmıştır" dedim. İyiki de dedim. Okudum ve okurken geçmiş zamanların film karelerine "alt yazı" gibi oldu okuduklarım. Kafana, eline sağlık.
Tam da bu aralar yazdıklarının son kısımları forumda arkadaşımız Ali Osman Sevim' in açtığı konu ile birbirine yakın olması da güzel bir tesadüf.
Rcgroups gibi ortamlara hep gıpta ederdim. Rckolik'e de katıldığım zaman aynı yolda hızla ilerlediğine (sen dahil bir kaç arkadaşın azami gayreti ile) ARGE anlamında yol kattettiğini/ katedeceğini biliyordum.
Zaman zaman sıradan bakış açısına kıyas uçuk kaçık fikirler ortaya atan genç arkadaşlarımız oluyor. Belki bunların yüzde 99 u boş, anlamsız fikirler. Ne varki %1 bile bir ihtimal varsa tutacak, ilerleyecek, gelişecek düşünceler olabilir. O yüzden bur tarz çıkışlara daha anlayışla yaklaşılmasından yana olduğumu da belirtmiş olayım.
Genel anlamda toplumumuzun gidişatı maalesef bilimden uzklaşma yönünde. Oysa daha yakın zamanda ODTU çıkışlı "Designnobis"in VOLİTAN'ı aklımı başımdan almış ve modelciliğe tam gaz elimden geldiğince devam etmeme neden olmuştu. Bu insanlarda bizim ülkemizden çıktı. Ama çıktı, bundan sonra çıkar mı? İyimser değilim...
Bireysel anlamda kendimi şanslı sayıyorum. Zira eşim ODTU li bir tasarımcı.
 
Evren ustam , yine onca güzel bilgiyi verip , bizim verimsiz , kapasitesiz,çöp helilere çakmadan da geçmemişsin eyvallah üstadım :lol::saygilar:
Diğer yandan, üzücü olan iş ehlinden çıkmıştır, kesinlikle eminim ki , havacılığı örnek alırsak , 15 yıl önceki alaylı bir modelci bile , şimdiki akademik personelin bildiğinden bile temel bilgi ve pratiğe daha fazla sahipti.....
Ben işim gereği çok gezerim , bizim burada kimya fakültesinde bir profesörümüzün laboratuvarına , arızalanmış bir dolap için gitmiştim.Pencere kenarına dizilmiş 5-6 kavanoz yağ gibi bişeyler dikkatimi çekti.Azcık da meraklı ve patavatsız bir yapım olduğu için dayanamayıp sordum.
Hocamız onların polimerleşmesini bekliyoruz dedi , bir kaç aydır ordalarmış , daha birkaç ay daha bekleyecektmiş..
Yanımdaki usta ile birbirimize anlamsız bir bakış attık , sonra işimize baktık.
Çıkınca da dedik , eller Mars'a barınak yapıp sebze meyve falan yetiştirmeye uğraşıyor, biz hala camda kavanoz bekletiyoruz. ;D
Tabii ki o hocamızı tenzih ediyorum , O elindeki imkanla ancak o işi yapıyor, ama olan bize ve daha kötüsü geleceğimize oluyor , biz böyle gidişle daha çooooook muasır medeniyet tarlasında döneeer dururuz.. :(
 
Abi ben mühendislik öğrencisi değilim, bu sene Tubitak döner kanat ünversiteler arasına katıldık 100 üniversite arasından ilk 30 takım görevi yapabildi, biz ilk yapan 10 takımdan biriydik, 70 mühendislik öğrencisini geçtik.
Merhaba sanırım bahsettiğiniz bir yarışma.
Sizin için sorun değilse yarışma detaylarını açarmısnız? nasıl bir döner kanat yapmanızı istediler siz ve rakipleriniz neler yaptı?
Hocam bildiğimiz 2020 Teknofest Gaziantepte olan, 2 görev var idi, 1.si tam otonom parkur tamamlama, 2.göre görüntü işleme ile konumdan su alıp bırakma, cihazların yarısının pid ayarı kötüydü, sabit kanatların waypoint noktaları yanlış ayarlanmıştı stall hızları yüksek olduğu için parkurdan çıktılar, dönerlerin yarısı gatelere çarptı gate dediğimde koca sahada 2 direk
 
Abi ben mühendislik öğrencisi değilim, bu sene Tubitak döner kanat ünversiteler arasına katıldık 100 üniversite arasından ilk 30 takım görevi yapabildi, biz ilk yapan 10 takımdan biriydik, 70 mühendislik öğrencisini geçtik.

Hocam bildiğimiz 2020 Teknofest Gaziantepte olan, 2 görev var idi, 1.si tam otonom parkur tamamlama, 2.göre görüntü işleme ile konumdan su alıp bırakma, cihazların yarısının pid ayarı kötüydü, sabit kanatların waypoint noktaları yanlış ayarlanmıştı stall hızları yüksek olduğu için parkurdan çıktılar, dönerlerin yarısı gatelere çarptı gate dediğimde koca sahada 2 direk
Hocam bende o yarışmanın liseler bölümüne katıldım. Yarışma sahası çok kötüydü adamlar zahmet edip 2 direk dikememiş onun yerine var olan aydınlatma direklerini kullanmışlar hal böyle olunca saha ölçüleri bize verilen ölçülerden çok farklıydı. Üstelik uçuş alanıda çok kötüydü iniş kalkış doğruktuların iki tarafından binalar ve çadırlar vardı eminim ki buradaki tecrübeli kişilerden kimse orada güvenlik vb konular sebebiyle uçuş yapmazdı. hal böyle olunca kimse otonom uçmak istemedi ve işin birde arka yüzü var o da şu ki eğer biz kendimiz veya oto olarak uçarsak ve alan dışına çıkarsak hemen kırmızı bayrak kalkıyor ve uçuş hakkımız gidiyordu ama onları getirdiği THK pilotlarını uçurmasını istediğimizde o pilotlar alanın dışına çıksa bile çok abartılı olmadıkça uçuş geçerli sayılıyordu ama orda şöyle bir sorun vardı bir pilota hiç kullanmadığı bir uçağı veriyorsunuz ve sen bu uçakla zamana karşı yarış diyorsunuz.
Biz Serhat adlı pilotla uçtuk genç ama tecrübeli bir pilottu ama ikinci bir pilot vardı adını vermek istemiyorum adam sadece 6 tane uçağı dönüşlerde stall ederek virile soktu ve kullanılmaz hale getirdi.
Birde tabi ülkemizde her alanda olduğu gibi torpil meselesi vardı. Adını vermek istemiyorum ama bu hocamız RC milli takım sporcumuz kendi okulu vardı tasarım raporunda nerdeyse en yüksek puanı aldılar hazır gövde kanat kullanmak yasaktı adamla konuştuğumuzda biz kendimiz seri üretiyoruz yurtdışına satıyoruz dedi. Ve kendisi jüri üyesi olmasına rağmen kendine ayrılan alanda bulunmak yerine takımının standındaydı ama Allahın sopası yok son uçuş haklarında daha ilk dönüşü dönemeden direğe çarpıp uçakları kullanılmaz hale geldi. ama tabiki de Onları hiç bir ödül vermeden göndermek olmazdı ve mansiyon ödülü aldılar. Ama o ödülü hak eden başka bir hocamız vardı. Adını hatırlamıyorum ama üzerinde:RCKolik:RCkolik tişörtü :RCKolik: vardı çift motorlu küçük bir kargo uçağını andıran bir uçakları vardı parkuru otonom şekilde tamalayabilen tek takım onlardı. sadece iniş yaklaşması sırasında cm lerle ölçebilecek kadar dışarı çıktılar. ve uçuşları başarısız sayıldı eğer o uçuş başarılı olsaydı dereceye girmişlerdi
 
Son düzenleme:
Kazanıp, hazırlığı kolaylıkla atlayıp, online dersleri ve ödevlerini ilgiyle takip eden ve fakat henüz kampüsü görmemiş olan taze İTÜ'lü oğluma iletiyorum okusun diye. İnşallah ders çıkarır.

Abi herşeyden önce tebrik ederim, hayırlı olsun. Sakıncası yoksa hangi bölümde söyleyebilir misin? Tanıdıklarımın olduğu bir yerde ise konuşur "torpil" ayarlarım, daha çok zorlarlar daha çok sıkıştırırlar, gözünün yaşına bakmazlar! :thumbup:

Ders çıkartılacak şeyler benim yazılarım değil, benimkiler laf salatası, asıl dersi zamanında söylemiş birisi, onu anlayıp sindirsin yeter:

"Çalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden, rahat yaşama yollarını aramayı itiyat haline getirmiş milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra istiklallerini kaybetmeye mahkumdurlar."


sen dahil bir kaç arkadaşın azami gayreti ile

Benim bu forumda AR-GE niteliğinde bir çalışmam yok Mehmet bey, zaten hobimi yapma amacım beynimi dinlendirmek, soğutmak, ben modelcilik yapıyorum sadece :thumbup: :saygilar:

Zaman zaman sıradan bakış açısına kıyas uçuk kaçık fikirler ortaya atan genç arkadaşlarımız oluyor. Belki bunların yüzde 99 u boş, anlamsız fikirler. Ne varki %1 bile bir ihtimal varsa tutacak, ilerleyecek, gelişecek düşünceler olabilir. O yüzden bur tarz çıkışlara daha anlayışla yaklaşılmasından yana olduğumu da belirtmiş olayım.
Genel anlamda toplumumuzun gidişatı maalesef bilimden uzklaşma yönünde. Oysa daha yakın zamanda ODTU çıkışlı "Designnobis"in VOLİTAN'ı aklımı başımdan almış ve modelciliğe tam gaz elimden geldiğince devam etmeme neden olmuştu. Bu insanlarda bizim ülkemizden çıktı. Ama çıktı, bundan sonra çıkar mı? İyimser değilim...
Bireysel anlamda kendimi şanslı sayıyorum. Zira eşim ODTU li bir tasarımcı.

Yanlış anlaşılma olmasın, benim sitemim genel olarak sisteme, çok uzun yıllardır devam eden "hadi eğitimin içine edelim" siyasi eğilimine. Halen zehir gibi pırlanta gibi gençlerimiz var, harika fikirler üretebilecek potansiyel var, ama mevcut sistem bir baraj gibi akışa engel oluyor, ama potansiyel hala orada, önemli olan bu potansiyeli kendi yatağında akışa çevirip faydalı hale getirmekte. Şu anki sistem malesef potansiyelin önemli bir kısmını başka nehir yataklarına kaçırıyor...

Evren ustam , yine onca güzel bilgiyi verip , bizim verimsiz , kapasitesiz,çöp helilere çakmadan da geçmemişsin eyvallah üstadım :lol::saygilar:

Yok abi çakma falan yok yahu, neyse o, aletler verimsiz, bu bir gerçek, ama sonuçta verimli olsun diye değil belli bir amaçla tasarlanmış ve üretilmiş makinalar, ve tasarım amaçlarını gerçekleştiriyorlar :thumbup:

biz böyle gidişle daha çooooook muasır medeniyet tarlasında döneeer dururuz.. :(

Acı olan da potansiyelimizin ve kaynağımızın gayet de yerinde olması...

Hocam bende o yarışmanın liseler bölümüne katıldım. Yarışma sahası çok kötüydü adamlar zahmet edip 2 direk dikememiş onun yerine var olan aydınlatma direklerini kullanmışlar hal böyle olunca saha ölçüleri bize verilen ölçülerden çok farklıydı. Üstelik uçuş alanıda çok kötüydü iniş kalkış doğruktuların iki tarafından binalar ve çadırlar vardı eminim ki buradaki tecrübeli kişilerden kimse orada güvenlik vb konular sebebiyle uçuş yapmazdı. hal böyle olunca kimse otonom uçmak istemedi ve işin birde arka yüzü var o da şu ki eğer biz kendimiz veya oto olarak uçarsak ve alan dışına çıkarsak hemen kırmızı bayrak kalkıyor ve uçuş hakkımız gidiyordu ama onları getirdiği THK pilotlarını uçurmasını istediğimizde o pilotlar alanın dışına çıksa bile çok abartılı olmadıkça uçuş geçerli sayılıyordu ama orda şöyle bir sorun vardı bir pilota hiç kullanmadığı bir uçağı veriyorsunuz ve sen bu uçakla zamana karşı yarış diyorsunuz.
Biz Serhat adlı pilotla uçtuk genç ama tecrübeli bir pilottu ama ikinci bir pilot vardı adını vermek istemiyorum adam sadece 6 tane uçağı dönüşlerde stall ederek virile soktu ve kullanılmaz hale getirdi.
Birde tabi ülkemizde her alanda olduğu gibi torpil meselesi vardı. Adını vermek istemiyorum ama bu hocamız RC milli takım sporcumuz kendi okulu vardı tasarım raporunda nerdeyse en yüksek puanı aldılar hazır gövde kanat kullanmak yasaktı adamla konuştuğumuzda biz kendimiz seri üretiyoruz yurtdışına satıyoruz dedi. Ve kendisi jüri üyesi olmasına rağmen kendine ayrılan alanda bulunmak yerine takımının standındaydı ama Allahın sopası yok son uçuş haklarında daha ilk dönüşü dönemeden direğe çarpıp uçakları kullanılmaz hale geldi. ama tabiki de Onları hiç bir ödül vermeden göndermek olmazdı ve mansiyon ödülü aldılar. Ama o ödülü hak eden başka bir hocamız vardı. Adını hatırlamıyorum ama üzerinde:RCKolik:RCkolik tişörtü :RCKolik: vardı çift motorlu küçük bir kargo uçağını andıran bir uçakları vardı parkuru otonom şekilde tamalayabilen tek takım onlardı. sadece iniş yaklaşması sırasında cm lerle ölçebilecek kadar dışarı çıktılar. ve uçuşları başarısız sayıldı eğer o uçuş başarılı olsaydı dereceye girmişlerdi

Paylaşım için teşekkürler, bu şekilde yapılan bir yarışmanın ne kadar rekabetçi olduğunu da ortaya koyuyor. Rekabet olmazsa da gelişme olmuyor işte... Üzücü..
 
Ama o ödülü hak eden başka bir hocamız vardı. Adını hatırlamıyorum ama üzerinde:RCKolik:RCkolik tişörtü vardı çift motorlu küçük bir kargo uçağını andıran bir uçakları vardı parkuru otonom şekilde tamalayabilen tek takım onlardı. sadece iniş yaklaşması sırasında cm lerle ölçebilecek kadar dışarı çıktılar. ve uçuşları başarısız sayıldı eğer o uçuş başarılı olsaydı dereceye girmişlerdi
Allah allah acaba hangi üyemizdi ? Hem merak ettim hem de RCkolik üyesi olarak gurur duydum :RCKolik: