450 Size MD500D Fuselage Restorasyon

Hakan Ülgenalp

RcFanatik
Katılım
31 Eki 2012
Mesajlar
6,007
Tepkime puanı
8,634
Yaş
49
Konum
Burdur
İlgi Alanı
Heli
Evet arkadaşlar , uzun bir aradan sonra hiç de aklımda olmadığı bir anda , sürpriz bir konu ile tekrar karşınızdayım.:saygilar:
İshak kardeşim bir yerden bulduğu 450 sınıf fusiyi, pek içine sinmediği için , beni aradı ve tamir edip kullanıp kullanmayacağımı sordu...O saate kadar aklımda tekrar 450 sınıf bir model yapmak yoktu doğrusu...Kabul ettim , sağolsun beraberinde bir üçlü rotor ve paller dahil , İshak kardeşim fusiyi bana yolladı...Kargo geldi ve ben merakla açtım.Ve çıkan ürünü nasıl kullanışlı hale getirebilirim onu düşünmeye başladım.Askeri bir model olan Tow Defender tarzında bir modeldi ve içi dışı simsiyah bir modeldi.Kapıları yoktu , daha doğrusu tahminimce kapısız imal edilmiş bir fusiydi.Siyah havada görünmeyen bir renk olduğu için , işin biraz zorlu olacağı anlaşıldı.İshak kardeşim de biraz uğraşmıştı ama iş öyle bir boyuttaydı ki , sanırım teslim olmak zorunda kaldı.:)
Görselleri mümkün olduğunca detaylı vermeye çalışıyorum , arada ufak videolar da olabilir.Umarım serverimiz yeterli gelir yoksa patron bize kızmasın...;)
İlk iş o siyah boyadan kurtulmaktı.Kanopi camları dahil boyanmıştı ve ben boyalı cam sevmiyorum , camı da kurtarmaya çalışarak boyayı zımpara ile kaldırmaya başladım.Elle çalıştığım için , öyle el frezem falan yoktu , biraz zaman aldı boyayı kaldırmak.Aslında zaman olsa çabuk bitecek bir iş , lakin o da bizde yok...
Boyayı kaldırırken ister istemez fusinin jelkot tabakasına da dokunmak zorunda kaldım..Esas tahribatlar ortaya çıkmaya başlayıverdi.Bazı tahribatları ben mecburen yapmak zorunda kaldım falan ama , sonunda o iş de bitti...Neyse , detayları gösterelim...

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Tahmin edemeyeceğim şekilde çatlaklar ve kırıklar oluştu, bazen ben bile korktum , herhalde fusi çöp oldu , adam edemeyebilirim gibi bir korku düştü içime.Yılmadım , zaten zamansızlıktan uçamıyorum , bunu akşamları yavaş yavaş yaparım diye kendimi gazlayıp , malzeme tedariğine başladım.
300 gr/m2 camelyaf ve bir kilo epoksi aldım..Maksat zayıflayan gövdeyi sağlamlaştırmaktı...Reklam yapmak istemiyorum ama resimdeki ürün işimi gördü.Tek sıkıntı 24 saat sertleşmeyi beklemek gerekiyor, azcık sabır işi yani

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Epoksi ile camelyaf gelince , rahat battı bana , hadi dedim bir de kapılarını imal edivereyim.Bu fantazik bir düşünce olsa da uygulama kolay olmadı.Resmen yumurtaya kulp yaptım , hala da yapıyorum...:laugh:
Bildiğimiz sert strafordan parçaları fusinin iç tarafından koyarak , fusinin dış yüzeyine uygun bir yüzey elde etmeye alıştım.Bu benim erkek kalıbım olacaktı...
Ön kapılar pek zorlamadı ama arkada mekaniğin oturacağı ahşap şasi işi oldukça çetrefilli yaptı.Çıkarmaya kalksam parçalamam gerekiyordu , kıyamadım ve ben de arka kapıları 3 ayrı parça şeklinde alıp , kalıbı dışarıda birleştirdim.:p

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


İş buraya kadar iyi kötü geldi , sıra köpüklerden kalıp almaya geldi.Lakin temiz çıkması için astar boya ile erkek kalıpları boyamam lazımdı , köpük solventli boyada büzüşür , hadi bakalım kalıpları tamir edip epoksi ile kapla...Her epoksi kaplama 24 saat demekti ve ben sabredip kapladım , 3 parçadan oluşan arka kapı kalıplarını da , oto macunu ile tamir edip düzelttim...

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Sıra geldi kapı kalıplarını astar boya ile boyamaya , bu kolay oldu , 30 dakikada kurudular bile...Baya baya erkek kalıba benzemeye başladılar.Bu gelişmeleri gördükçe , çalışma hevesim de devam etti.

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Kalıplar hazırlanınca , bunların dişisini yapma zamanı gelmişti.Hangi malzemeyi kullansam epey bir düşündüm.Jelkotum yoktu , bu kadarcık bir iş için almaya kalkmak ise tamamen israf ve ölü yatırım demekti.Biliyorsunuz jelkot azcık pahalı bir kimyasal.Dahası bu kadar iş için azcık miktarda satılanı var mıdır bilemiyorum.Genelde büyük miktarlı ölçülerde satılıyor.
Her neyse , madem jelkot yok , ben de dişi kalıpları alçıdan döktüm.5 kilosu 5 lira , kartonpiyer alçısı.:thumbup:
Reklamcı arkadaşımdan 3 mm dekota parçaları aldım , tabii ki parasız :laugh: Dekotayı kesip sıcak silikonla yapıştırarak alçı kalıp için zemin hazırladım.Erkek kalıbı da ortasına yapıştırıp , bastım alçının gözüne , tahminimden de güzel oldular...:halay:

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Dişi kalıplar da olunca , sabrım iyice tükenmişti , hemen ilk epoksi el yatırma denememi yaptım , ancak alçı zemin epoksiyi emmesin diye , vazelin ile iyice doyurdum.(Levent abimin tavsiyesidir :saygilar:) Vazelin çok güzel bir vax görevi gördü.Bir de hususi vax mı alalım demi ya :evil:
Hemen camelyafı kesip epoksi ile el yatırması yapıverdim.Vakum makum hak getire , o işlerin ustası Özgür Evren Varol üstadımız.:saygilar: Benimki ancak bu kadar olabildi...
Nihai ürünler çok göz alıcı olmasa da , benim işimi fazlasıyla görecek kadar yeterli görünüyordu.Çok sevindim , o gün işte bile kendi kendime gülümserken arkadaşlar neden güldüğümü sordular,söylemedim tabi :lollol:Mutlu olmuştum , nerden nereye , yumurtaya kapı yapıyoruz sonuçta :laugh:

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Kapıları yaparken bir yandan da fusinin yüzeyini tamir çalışmaları devam ediyordu.Aklımda bir problem vardı , kapıları yaptık da , menteşeleri ne yapacaktım.Plastikten kessem , öyle 3-5 mm kalınlığında plastik levha bulamadım , ahşaptan olmaz , kırılıverir.3D printerim de yok , olan arkadaşlara rica etsek , onların harcadığı zamana , verilecek kargo parasına bile değmeyecek bir şey..Çaresiz kendim imal etmem gerekiyordu.Bu MD 500 'ün kapılarını açmak bir zulüm arkadaşlar , düz bir hat yok , her yeri yumurta gibi oval.Menteşeyi yapsam bile , kasmadan açtırmak gerçekten zor bir işti.Orjinal mekanizmasını taklit etmek en akıllıca seçimdi.Ben de üşenmedim , 3 mm kalınlığında , eski tv şaselerinden söktüğüm bir alüminyum plaka üzerine elimle çizip , kesip , törpüleyip, eğeleyip , menteşeleri imal etmeyi başardım.Bir tanesi için yaklaşık yarım saat uğraştım ama , yaptım şükür.:coolxf:

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Helinin sağ kapıları bitti , sol kapıları da zaman bulursam ve aynı zamanda keyfim de olursa , bitecek inşallah.:)
Son kısacık bir videomuzu da koyalım ,ve şimdilik konuya da bir virgül koymuş olalım:saygilar:
Bu VIDEOYU görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu iş zaman ve sabır işi olduğu için , severek yapmak gerekiyor.Dolayısıyla pat diye bitmiyor malesef arkadaşlar.Bu güne kadar gelebildiğim nokta bu , beni yakınen tanıyan arkadaşlar bilir , çok yoğun bir iş ve özel yaşantım var , şartları tam zorlama ile bu kadar geldik.İnşallah gelişmeler devam ettikçe camları yapmak için vacum forming yapılacak , daha boyası olmadı ,boyama aşamaları paylaşılacak, mekanik otururken ayarlanması gereken ahşap şasi yeniden dizayn edilecek , 5 palli kafa aldım , onun ayarı gibi teknik konuları da bu konu altında gün geçtikçe paylaşacağım arkadaşlar.İnşallah tabii ki...Sabrınız için teşekkürler....:RCKolik:
 
Hakan Bey elinize sağlık, tabiri caizse ölüyü diriltmekle kalmayıp bir de gençleştirip güzelleştiriyorsunuz! %p

Müsadenizle birkaç bilgi sıkıştırıvereyim araya, ürünün yüzey kalitesi çok önemli olmadığında (kalıptan çıktıktan sonra astar zımpara vs ile işlem görecekse) alçı kalıp gayet iyi iş gören ve sizin de belirttiğiniz gibi gayet ucuz bir yöntemdir, sizin parçalar da gayet güzel çıkmış zaten ellerinize sağlık. İzlediğiniz yöntemi birhayli kısaltmak mümkün ama, eğer ilerde yeni parçalar yapma planınız yoksa doğrudan köpüklerin üzerini cam elyafı ve epoksi ile kaplayıp sonra hala köpüğün üzerinde yapışıkken dış yüzeye bir tesviye işlemi yapıp sonrasında da köpüğü temizleyerek (önce kabasını mekanik olarak parçalayıp son olarak da kalanları asetonla yıkayıp) fiber parçalara kavuşabilirsiniz.

Eğer elinizde dişi kalıp kalmasını tercih ederseniz de köpükleri streç film ile kaplayıp üzerlerine cam elyafı kumaş ile epoksi yatırarak kalıbı oluşturabilirsiniz. Streç film köpüğün yüzeyindeki minik pürüzlülükleri de giderecektir...

Son olarak da gel-coat için bir çift laf edeyim. Bizim uygulamalarımızda, özellikle de bu kapı örneğinde olduğu gibi fazla adetli üretim yapılması planlanmayan kalıplar için piyasada gel-coat olarak satılan özel ürünlerin kullanımı şart değil. Laminasyonda kullandığınız standart epoksi de gayet güzel kullanılabilir. Aynı gelcoat uygular gibi waxlanmış kalıbın üzerine fırça ile ince bir kat epoksi uygularsınız ve jelleşmesini beklersiniz (gel coat ismi de buradan gelir zaten :) ) jelleşme için gerekli zaman genellikle epoksinin kap ömrünün 2-2,5 katı kadardır (ortam sıcaklığına dikkat edilmeli). Doğru zamanı anlamanın en pratik yolu da yüzeye hafifçe dokunmaktır, epoksi parmağınıza geçmeden yüzeyde parmak izi bırakabiliyorsanız doğru zamandır. Epoksi ıslak olarak parmağınıza geçiyorsa biraz daha beklemek gereklidir. Yüzeyde parmak izi bile kalmıyorsa da geç kalınmıştır. Tam doğru jelleşme anında kalıbın kabuğunu oluşturan kumaş katmanları teker teker kalıba yatırılır ve epoksi ile ıslatılır. Bu işlem doğru jelleşme anında yapılırsa jelkot ile kumaşlar arasında sağlam ve kimyasal bir bağ oluşur. Jelkot da kalıbın iç yüzeyinde sert ve düzdün bir yüzey elde edilmesini sağlar. Eğer kumaşlar erken yatırılırsa (tam jelleşmeden önce) kumaşın dokusu kalıbın iç yüzünde çıkabilir, kalıbın yüzeyi biraz tesviye gerektirebilir. Eğer kumaşlar geç yatırılırsa (jelkot tamamen kürlenmiş olursa) bu sefer kalıbın kabuğuyla jelkot arasındaki bağ sadece fiziksel olur ve üretim sırasında jel kot katı kalıptan ayrılabilir... Anlatımı kulağa zor gelse de uygulamada kolay bir şey bu, bir iki denemeyle gerekli tecrübeyi kazanmak mümkün olacaktır. Bu yöntemde jelkot olarak uygulanan epoksi bir pigment ile siyah yada yeşil gibi bir renkle renklendirilirse sonradan kalıpla yapılacak üretim daha rahat olacaktır (kalıba yatırılan kumaşların ıslandığının ve kalıba tam olarak temas ettiğinin görsel teyidi için)

:saygilar:
 
Kardeşim ellerine kollarına sağlık, süper bir çalışma olmuş %p:bravo::thumbup:

Bu kadar zaman ve imkan eksikliğine rağmen bence gayet başarılı bir iş çıkarmışsın. Bu iş bile senin el becerini ve sabrının ne kadar yüksek olduğunun güzel bir örneği. Gelişmeleri merakla bekliyoruz :RCKolik:

@Özgür Evren Varol hocam teknik tavsiye ve ilaveler için sana da ayrıca teşekkürler. Bilgi ve deneyim dolu güzel bir konu oldu :halay:
 
  • Beğen
Tepkiler: Hakan Ülgenalp
Yaw aklıma gelmişken, Mehmetcim BEĞEN bütonunun yanına bir de ÇOK BEĞEN bütonumu yapsak.:evil:
Abi beğeni sistemini çok daha detaylandıran bazı eklentiler var ama onlarda işin biraz cılkını çıkarmışlar :D Çok fazla seçenek olunca kafalar karışabilir diye hiç ilave etmeyi düşünmemiştim :) Bir de eklentinin acızık pahalı olmasının da bir etken olmadı değil :lollol:

 
Ellerine sağlık Hakan .:thumbup::bravo::bravo:
Çok büyük sabır ve emek isteyen çok güzel bir işçilik çıkartmışsın.Tebrik ederim devamını merakla bekliyoruz.:bravo::bravo:
 
  • Beğen
Tepkiler: Hakan Ülgenalp
Büyük emek, Hakan abi tebrik ediyorum ellerine sağlık diyorum, çok iyi bir çalışma olmuş tebrikler:saygilar::bravo::bravo:
 
  • Beğen
Tepkiler: Hakan Ülgenalp
Merhaba arkadaşlar ,Hakan bey elinize sağlık ,emek zaman vermişssiniz elinize sağlık ,
 
  • Beğen
Tepkiler: Hakan Ülgenalp
Hakan Bey elinize sağlık, tabiri caizse ölüyü diriltmekle kalmayıp bir de gençleştirip güzelleştiriyorsunuz! %p

Müsadenizle birkaç bilgi sıkıştırıvereyim araya, ürünün yüzey kalitesi çok önemli olmadığında (kalıptan çıktıktan sonra astar zımpara vs ile işlem görecekse) alçı kalıp gayet iyi iş gören ve sizin de belirttiğiniz gibi gayet ucuz bir yöntemdir, sizin parçalar da gayet güzel çıkmış zaten ellerinize sağlık. İzlediğiniz yöntemi birhayli kısaltmak mümkün ama, eğer ilerde yeni parçalar yapma planınız yoksa doğrudan köpüklerin üzerini cam elyafı ve epoksi ile kaplayıp sonra hala köpüğün üzerinde yapışıkken dış yüzeye bir tesviye işlemi yapıp sonrasında da köpüğü temizleyerek (önce kabasını mekanik olarak parçalayıp son olarak da kalanları asetonla yıkayıp) fiber parçalara kavuşabilirsiniz.

Eğer elinizde dişi kalıp kalmasını tercih ederseniz de köpükleri streç film ile kaplayıp üzerlerine cam elyafı kumaş ile epoksi yatırarak kalıbı oluşturabilirsiniz. Streç film köpüğün yüzeyindeki minik pürüzlülükleri de giderecektir...

Son olarak da gel-coat için bir çift laf edeyim. Bizim uygulamalarımızda, özellikle de bu kapı örneğinde olduğu gibi fazla adetli üretim yapılması planlanmayan kalıplar için piyasada gel-coat olarak satılan özel ürünlerin kullanımı şart değil. Laminasyonda kullandığınız standart epoksi de gayet güzel kullanılabilir. Aynı gelcoat uygular gibi waxlanmış kalıbın üzerine fırça ile ince bir kat epoksi uygularsınız ve jelleşmesini beklersiniz (gel coat ismi de buradan gelir zaten :) ) jelleşme için gerekli zaman genellikle epoksinin kap ömrünün 2-2,5 katı kadardır (ortam sıcaklığına dikkat edilmeli). Doğru zamanı anlamanın en pratik yolu da yüzeye hafifçe dokunmaktır, epoksi parmağınıza geçmeden yüzeyde parmak izi bırakabiliyorsanız doğru zamandır. Epoksi ıslak olarak parmağınıza geçiyorsa biraz daha beklemek gereklidir. Yüzeyde parmak izi bile kalmıyorsa da geç kalınmıştır. Tam doğru jelleşme anında kalıbın kabuğunu oluşturan kumaş katmanları teker teker kalıba yatırılır ve epoksi ile ıslatılır. Bu işlem doğru jelleşme anında yapılırsa jelkot ile kumaşlar arasında sağlam ve kimyasal bir bağ oluşur. Jelkot da kalıbın iç yüzeyinde sert ve düzdün bir yüzey elde edilmesini sağlar. Eğer kumaşlar erken yatırılırsa (tam jelleşmeden önce) kumaşın dokusu kalıbın iç yüzünde çıkabilir, kalıbın yüzeyi biraz tesviye gerektirebilir. Eğer kumaşlar geç yatırılırsa (jelkot tamamen kürlenmiş olursa) bu sefer kalıbın kabuğuyla jelkot arasındaki bağ sadece fiziksel olur ve üretim sırasında jel kot katı kalıptan ayrılabilir... Anlatımı kulağa zor gelse de uygulamada kolay bir şey bu, bir iki denemeyle gerekli tecrübeyi kazanmak mümkün olacaktır. Bu yöntemde jelkot olarak uygulanan epoksi bir pigment ile siyah yada yeşil gibi bir renkle renklendirilirse sonradan kalıpla yapılacak üretim daha rahat olacaktır (kalıba yatırılan kumaşların ıslandığının ve kalıba tam olarak temas ettiğinin görsel teyidi için)

:saygilar:
Teşekkür ederim Evren hocam, sizin gibi bir model üstadı tarafından takdir ve tavsiye almak benim için onur oldu.
Gel Coat konusundaki tecrübelerinizi mutlak dikkate alacağım.Takdir edersiniz ki , seri bir imalat olmadığı için , çok da Gel Coat ihtiyacım olmadı aslında.Yanlız erkek kalıplara ihtiyacım var , camları basarken bana yine lazım olacaklar.Hatta çıkan parçaların cam boşluğunu keserken , çıkan parçaları da düzgün aldım ki, erkek kalıpların üzerine yapıştırıp, kusursuz bir cam imalatı yapmak istiyorum.
Menteşeler dediğimiz gibi basit görünüp aslında kolay olmayan bir aşamaymış, yaşayınca anladım.:)
Sizin kadar hızlı olamasam da, imalat adımları tavsiyeleriniz üzerine devam edecek inşallah.:saygilar:


HAKAN abi gerçekten çok güzel bir iş çıkmış ortaya ellerine sağlık. Zevkle takip ediyorum
Teşekkür ederim Caner, senin gibi bir gasser uzmanının dikkatini scale modele çekmek bile şereftir benim için.:saygilar:

Hakan abi ellerine saglik :bravo::thumbup: Harika bir is cikmis ortaya. Gercekten cok begendim. Devamini sabirsizlikla bekliyorum :)
Teşekkür ederim Emrem, kendi çapımız kadar forumumuza katkımız olsun yeter.:saygilar:

Hakanım ellerine sağlık.. :D%p
Sağolasın Levent abim :saygilar:

Eline sağlık Hakan abi :bravo:
Eyvallah Tamerim :saygilar:

Kardeşim ellerine kollarına sağlık, süper bir çalışma olmuş %p:bravo::thumbup:

Bu kadar zaman ve imkan eksikliğine rağmen bence gayet başarılı bir iş çıkarmışsın. Bu iş bile senin el becerini ve sabrının ne kadar yüksek olduğunun güzel bir örneği. Gelişmeleri merakla bekliyoruz :RCKolik:

@Özgür Evren Varol hocam teknik tavsiye ve ilaveler için sana da ayrıca teşekkürler. Bilgi ve deneyim dolu güzel bir konu oldu :halay:
Ah Mehmed'im, imkan olsa da en güzel konularla doldursak buraları, ama minik bir sürprizimiz olsun , sanırım dünyada ikinci 450 sınıfta kokpitli falan yarı süperscale bir model olacak ;):RCKolik:
Birincisi nerde sen biliyorsun zaten :laugh:

Ellerine sağlık Hakan .:thumbup::bravo::bravo:
Çok büyük sabır ve emek isteyen çok güzel bir işçilik çıkartmışsın.Tebrik ederim devamını merakla bekliyoruz.:bravo::bravo:
Sağolasın Ahmet ustam.Devamı gelecek inşallah :saygilar:

Büyük emek, Hakan abi tebrik ediyorum ellerine sağlık diyorum, çok iyi bir çalışma olmuş tebrikler:saygilar::bravo::bravo:
Teşekkür ederim Fatih'im, inan bana bitmiş hali bile senin yemekler kadar güzel görünmeyecek.:laugh::saygilar:

Merhaba arkadaşlar ,Hakan bey elinize sağlık ,emek zaman vermişssiniz elinize sağlık ,
Teşekkür ederim Adnan bey , hani olur ya sizin scale aşkınızı da tetikleriz belki bu bahane ile ...:laugh::saygilar:
 
Hakan abi tatilde konuyu okudum, gerçekten eline emeğine sağlık. Takdire şayan çalışmalar, çok ciddi emek ve sabır var.

Söyleyecek sözümüz yok, helal olsun :bravo::bravo::bravo:

Takipteyiz aynı zamanda :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Hakan Ülgenalp