T-2 Buckeye - Jet Motorlu 3D baskı model yapımı

Yakıt deposu işi aradan çıkınca yeniden ön tarafa, elektroniklerin yerleşimine yöneldim.

Alıcılar ve antenlerini sabitlemek için iki platform tasarlayıp yine ABS ile bastım:
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Antenlerin geleceği yerlere 3.2 mm lik polisitiren borular kesip yapıştırdım
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Alıcıları çift taraflı bantla yapıştırıp kablo zımbırtısı ile emniyete aldım. Fotodan da görüleceği üzere her iki alıcının anten açıları farklı, birisi antenleri düşey ve yatay eksene paralel yerleştiriyor, diğeri ise 45 derecelik açılarla. Bu şekilde 4 antenin her birini farklı bir doğrultuda yerleştirip olası tüm uçuş pozisyonlarında iyi bir sinyal yakalamalarını sağlayabiliyorum.
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu meretler de m3 gömme baş civatalarla elektronik tepsisinin arka kısmının alt yüzeyine monte edildiler. Powerbox ile aralarındaki sbus bağlantı kabloları da korumaya ve emniyete alındılar. Bu montaj şekli ile antenleri gövdenin alt kısmına doğru sarkıtıp yukardaki kablo karmaşasından uzaklaştırmış olmayı hedefledim:
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol



Ve ön tarafın son hali.. Kablolar olabildiğince düzenli bir şekilde bir araya guruplandırılıp powerbox ünitesine bağlandılar. Benzer şekilde anahtar ve ekran kabloları da sarıp sarmalanıp gösterge panelinin altında gizlendiler. Türbin hub'ı sol tarafa bir braketle tutturuldu, iniş takımı kontrolörü de sol ön tarafta kendisine yer buldu. İniş takımı pili de tam karşısında sağ tarafta doğrudan tepsiye tutturulacak. Bu yerleşimle, herhangi bir ilave burun ağırlığına gerek olmadan CG tasarımcının verdiği aralığın ön sınırına yaklaşıyor.
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Işıkların kontrol sistemi hariç tüm elektronikler öndeki tepsiye sığıştırılınca arkadaki tepsinin tasarımına yeniden el attım, biraz boyunu kısalttım, gereksi delikleri kapatıp hafifletme deliklerini arttırabildim ve yeni tepsiyi bastım. Toplamda bir öncekinden 60 gram daha hafif bir tepsi elde edebildim. Bu tepsi de yakıt sisteminin montajı için kullanılacak. Şimdilik hava kapanı ve yakıt pompasını monte ettim. Bugün tüm yakıt sistemi borulamaları da nihai haline getirilince model uçmaya hazır hale gelecek :thumbup:


Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
 
Evren hocam, alıcılarla ilgili iki soru geldi aklıma, sorayım dedim.
1- İki alıcı konulmasının sebebi olası bir bağlantı kopmasında modelin çakılmasını önlemek mi?
2- Tek kumanda iki alıcıya aynı anda nasıl bağlanıyor, veya birinden diğerine nasıl geçiş yapıyor?
Kırımsız uçuşlar, darısı 262'nin başına. :lollol:
 
Bu deponun yatağının kuvvet karşısında dayanımının testini yaparken uyguladığın kuvvet sadece tek yönlü müydü?
 
Jet motorlu uçaklarda titreşim ne mertebede hiç bilmiyorum ama şu dikkatimi çekti abi; alıcı, depo ve diğer elektronikleri sabitlerken sünger gibi izolatör görevi görecek birşey kullanmamışsın abi. Özellikle deponun tabana ve üstündeki sabitleme zımbırtısına temas eden yüzlerinde gözüm inceden birşeyler aradı :)
 
Yatağın gövde içinde spar kılıflarına civatalanabilmesi için tasarlayıp bastığım ve asetonle yerlerine kaynatılan parçalar. Bu parçaların her birini ayrı ayrı yaklaşık 6 kg kuvvete kadar test ettim, ikisi toplamda 12 kg ağırlığı rahatlıkla taşıyabiliyor demektir bu da. Depo tam dolu haliyle toplam 700 gram, bu da 15G+ dayanım demek, o kadar G durumunda zaten derdimiz depo olmayacağı için sistem testi geçti diyebiliriz ;D:thumbup:

Bu deponun yatağının kuvvet karşısında dayanımının testini yaparken uyguladığın kuvvet sadece tek yönlü müydü?
Bu test sırasında nasıl bir kuvvet uygulaması yani nasıl bir düzenek yaptın kardeşim ?
 
Evren hocam, alıcılarla ilgili iki soru geldi aklıma, sorayım dedim.
1- İki alıcı konulmasının sebebi olası bir bağlantı kopmasında modelin çakılmasını önlemek mi?
2- Tek kumanda iki alıcıya aynı anda nasıl bağlanıyor, veya birinden diğerine nasıl geçiş yapıyor?
Kırımsız uçuşlar, darısı 262'nin başına. :lollol:

Teşekkürler :) Lepistes uçsun da köpekbalığına geçelim diye bekliyorum ben de! :)

Sorularınıza gelirsek;
1. İki alıcı bir nevi guvenlik sistemi. Powebox sürekli olarak iki alıcının da sinyalini takip edip hangisi iyiyse onu kullanıp servolara iletiyor. Benzer şekilde iki ayrı pil ve iki ayrı regülatör var sistemde, olabildiğince kritik elemanlar çifter çifter, böylece ilave bir güvenlik amaçlanıyor. Tekli sistemde sorun olması halinde kırım kaçınılmazken çiftli sistemde bir nevi yedek olduğu için model kurtulabiliyor.

2. Özel birşey yapmaya gerek yok, alıcıların ikisinin de vericiyle eşleşmiş olması ve aynı protokolde (sistemde) olması yetiyor. Powerbox ikisinden de gelen sinyal gücüne göre hangi paketi kullanacağına kendisi karar veriyor otomatik olarak. Uçuş sonrası her iki alıcı için de bir rapor veriyor. Hangi alıcı kaç paket kaybı yaşamış, iki alıcıdan da aynı anda veri gelmediği durumlar kaç kere yaşanmış ve bu durum 0.25 sn üzerinde sürmüş mü gibisinden kritik bilgileri alabiliyorsunuz.


Bu deponun yatağının kuvvet karşısında dayanımının testini yaparken uyguladığın kuvvet sadece tek yönlü müydü?

Abi zaten sistemin en zayıf olduğu yön aynı zamanda deponun ağırlığının etkiyeceği yön. Diğer yönlerde kuvvet gelmesi fiziken mümkün değil gelse de sistem o yönlerde doğal olarak daha güçlü..

Jet motorlu uçaklarda titreşim ne mertebede hiç bilmiyorum ama şu dikkatimi çekti abi; alıcı, depo ve diğer elektronikleri sabitlerken sünger gibi izolatör görevi görecek birşey kullanmamışsın abi. Özellikle deponun tabana ve üstündeki sabitleme zımbırtısına temas eden yüzlerinde gözüm inceden birşeyler aradı :)

Motor kaynaklı titreşim sıfır, öyle olması da hayrımıza, 60k ile 200k rpm arasinda donuyor sonucta ??? Servoların bile neredeyse hicbirinde o kaucuk meretleri kullanmadım, gerek de olmuyor. Elektrikli modelde ufacik bir pervane balanssizligi daha fazla titresime neden oluyor.


Bu test sırasında nasıl bir kuvvet uygulaması yani nasıl bir düzenek yaptın kardeşim ?

Düzenek falan yok, önce o beyaz parçalardan tutup modeli kaldırıp salladım, sonra yatağı monte edip tekrarladım ??
 
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol




Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
 
Öncelikle, Lepistes uçtu! İki sorti uçuş yapabildim meretle. Ama uçmaktan daha da çok iniş takımlarıyla boğuştum diyebilirim.

Önce biraz taksi testi yaptım, menzil kontrolü ve tam gazda ne kadar süre gidebildiğini görebilmek için bir depoyu yerde bitirdim. O arada ön tekerleğin yön kontrolünde sorun olduğunu farkettim, dikme ile servonun bağlı olduğu çelik çubuğu birbirine bağlamayı sağlayan set uskurların kaçırdıklarını farkettim. Bu hem yön kontrolü için ciddi bir risk hem de bir şekilde ön tekerlek sağa veya sola çevrili bir halde kapanırsa geri açılmayacağı için gövde üzerine inme riski anlamına geliyordu, haliyle tamir edilmeden uçmak söz konusu değildi. Ancak o merete ulaşabilmek için ön taraftaki tüm elektronik aksamı sökmem gerekti! saha koşullarında pek de hoş olmayan bir işti ve epey de zamanımı aldı, neyse ki halledebildim ve maiden uçuşu için depoyu yeniden doldurdum.

Yer testlerinden sonra kumandadaki zaman sayacını 5 dakikaya programladım. İlk uçuş için hem risk almamak hem de trimlerle iki kez boğuşmamak için iniş takımlarını toplamadan uçmaya karar verdim. Daha önce başka bir konuda bahsetmiştim, burada da tekrar edeyim; bu tür modellerin çoğunda iniş takımı aşağıdayken ve topluyken uçuş karakterinde ciddi değişimler olur, bir duruma göre modeli trimlerseniz diğer durumda düzgün uçmaz. Bu soruna benim çözümüm vericide iki farklı ve trimleri bağımsız "uçuş kondisyonu" tanımlamak oluyor. Bu kondüsyonu aktive eden anahtar olarak da iniş takımlarını toplayıp indiren anahtarı tanımlayınca ilave birşey yapmaya gerek olmadan otomatik olarak mod değişmiş oluyor. İki ayrı durum için ayrı ayrı trim yaptığınız zaman da mod değiştiğinde uçak otamatik olarak o durumdaki tirmlerine geçiyor, pilotun uçakla boğuşması gerekmiyor. Bu sistemi bu modele de uyguladığım için ilk uçuşu tamamen iniş takımları aşağıda gerçekleştirip bu halde güzelce uçacak şekilde trimlemeye karar verdim. Ama model bu halde biraz enteresan uçuyor, iniş takımları aşağıdayken hayli fazla sürükleme kuvveti oluşturdukları için yüksek gazda bile hızlanamayan, sanki motor çok güçsüzmüş gibi hissettiren bir görüntü veriyor. Herneyse, bu şekilde trim yapıp ortalıkta sakin sakin dolanıp hem elimi hem gözümü modele alıştırdım, güvenli bir yükseklikte modeli yavaşlatıp stalla yaklaşırkenki karakterine baktım. 5. dakikaya gelirken kumanda uyarmaya başladı, ben de dönüp inişe geldim. İniş sorunsuzdu, son ande palye için verdiğim elevatör komutu yetersiz kaldı ama yine de bir donanma uçağı için yumuşak bir iniş oldu, model geri sekmeden güzel bir şekilde piste oturdu ama o arada sağ iniş takımı alt kapağı koptu ve sağ tekerlek aksı da eğildi. Kapaksız da uçarız o sorun değil de aks mühim :lollol: Tam evden çıkarken böyle bir durum yaşayacağımı biliyormuşçasına bir m4 cıvata atmıştım çantaya aks olarak kullanabileceğim. Eskiyi zar zor söküp yuvasını temizleyip yeni aksı taktım, içime de sinince hadi dedim bir uçuş daha çıkartırız bunla. Bu sefer iniş takımlarını da toparlayıp o durum için trimlemeyi de yaparım diye planladım.

İkinci uçuşun kalkışı daha derli toplu oldu. Tabi kalkış koşusu boyunca aşağı elevatör vermeyi unutmadım :) kalkıştan hemen sonra iniş takımlarını toparladım, birhayli aşağı elevatör trimi istedi bu halde, iniş takımları aşağıdayken de bir miktar aşağı elevatör trimi istemişti ama orda iniş takımları da benzer bir etki yaptığı için nipeten daha az trimle düz uçar hale gelmişti. Trimleri yaptıktan sonra model bambaşka bir karaktere büründü, "temiz" haliyle resmen yağ gibi akıyor, yarım gazda bile gayet hızlı alçak geçişler yapabiliyor. Henüz tam nedenini çözemediğim, yalpa (roll) ekseninde enteresan yavaş bir salınım yapıyor model, onun dışında bir gariplik veya kötü huy tespit edemedim. Tabi daha ilk uçuşlar olduğu için limitleri zorlamaya yaklaşmadım bile.. İkinci uçuşun inişinde ilkine nazaran daha sert teker koydum, ama model yine zıplamadı ancak tekerlekleri üzerinde bir süre ilerledikten sonra burun dikmesi koptu ve model de burun üstü kapaklandı. Burnun altındaki pitot tüpü parçası (çakma tabi gerçek değil) kendisini feda ederek modelin altının yere sürtmesine engel oldu, böylece bu olay hasarsız atlatıldı. Bu burun dikmesi kopma olayı ilk kez benim başıma da gelmiyor, daha önce videolarını paylaştığım model de aynı şekilde aynı yerden kırılma yaşadı, bu tasarımdan gelen bir zayıf nokta malesef. Hemen Chris'e rapor ettim, o da durumun farkında olduğunu ve daha farklı bir yaklaşımla yeni bir dikme tasarlamaya başladığını söyledi. Biyandan ben de kendi iyileştirmelerim üzerine kafa yoruyorum, ilk olarak yeni dikmeleri daha farklı bir açıyla basıyorum, bu da gelen yüklerin tam katmanların birleşim yerlerine gelmesine engel olacak ve yükü sürekliliği olan bölgelere yayacak. Ayrıca eğimli basmak aynı zamanda katmanlar arasındaki yapışma yüzeyini de arttırdığı için teoride daha güçlü bir parça çıkması anlamına geliyor. Bunu denedikten sonra eğer gerekirse bir sonraki aşamada 3D baskı dikmeleri dışarıdan karbon çorapla sarmayı deneyeceğim. Tabi son ve kesin çare olarak tornada aluminyum yapma opsiyonu da var, ama 3D baskı ile güvenilir bir iniş takımı yapma fikri çok cazip, zira scale modellerdeki iniş takımı detaylarını ve geometrilerini başarılı bir şekilde kopyalama imkanı anlamına geliyor bu :thumbup:
 
Öncelikle, Lepistes uçtu! İki sorti uçuş yapabildim meretle. Ama uçmaktan daha da çok iniş takımlarıyla boğuştum diyebilirim.

Önce biraz taksi testi yaptım, menzil kontrolü ve tam gazda ne kadar süre gidebildiğini görebilmek için bir depoyu yerde bitirdim. O arada ön tekerleğin yön kontrolünde sorun olduğunu farkettim, dikme ile servonun bağlı olduğu çelik çubuğu birbirine bağlamayı sağlayan set uskurların kaçırdıklarını farkettim. Bu hem yön kontrolü için ciddi bir risk hem de bir şekilde ön tekerlek sağa veya sola çevrili bir halde kapanırsa geri açılmayacağı için gövde üzerine inme riski anlamına geliyordu, haliyle tamir edilmeden uçmak söz konusu değildi. Ancak o merete ulaşabilmek için ön taraftaki tüm elektronik aksamı sökmem gerekti! saha koşullarında pek de hoş olmayan bir işti ve epey de zamanımı aldı, neyse ki halledebildim ve maiden uçuşu için depoyu yeniden doldurdum.

Yer testlerinden sonra kumandadaki zaman sayacını 5 dakikaya programladım. İlk uçuş için hem risk almamak hem de trimlerle iki kez boğuşmamak için iniş takımlarını toplamadan uçmaya karar verdim. Daha önce başka bir konuda bahsetmiştim, burada da tekrar edeyim; bu tür modellerin çoğunda iniş takımı aşağıdayken ve topluyken uçuş karakterinde ciddi değişimler olur, bir duruma göre modeli trimlerseniz diğer durumda düzgün uçmaz. Bu soruna benim çözümüm vericide iki farklı ve trimleri bağımsız "uçuş kondisyonu" tanımlamak oluyor. Bu kondüsyonu aktive eden anahtar olarak da iniş takımlarını toplayıp indiren anahtarı tanımlayınca ilave birşey yapmaya gerek olmadan otomatik olarak mod değişmiş oluyor. İki ayrı durum için ayrı ayrı trim yaptığınız zaman da mod değiştiğinde uçak otamatik olarak o durumdaki tirmlerine geçiyor, pilotun uçakla boğuşması gerekmiyor. Bu sistemi bu modele de uyguladığım için ilk uçuşu tamamen iniş takımları aşağıda gerçekleştirip bu halde güzelce uçacak şekilde trimlemeye karar verdim. Ama model bu halde biraz enteresan uçuyor, iniş takımları aşağıdayken hayli fazla sürükleme kuvveti oluşturdukları için yüksek gazda bile hızlanamayan, sanki motor çok güçsüzmüş gibi hissettiren bir görüntü veriyor. Herneyse, bu şekilde trim yapıp ortalıkta sakin sakin dolanıp hem elimi hem gözümü modele alıştırdım, güvenli bir yükseklikte modeli yavaşlatıp stalla yaklaşırkenki karakterine baktım. 5. dakikaya gelirken kumanda uyarmaya başladı, ben de dönüp inişe geldim. İniş sorunsuzdu, son ande palye için verdiğim elevatör komutu yetersiz kaldı ama yine de bir donanma uçağı için yumuşak bir iniş oldu, model geri sekmeden güzel bir şekilde piste oturdu ama o arada sağ iniş takımı alt kapağı koptu ve sağ tekerlek aksı da eğildi. Kapaksız da uçarız o sorun değil de aks mühim :lollol: Tam evden çıkarken böyle bir durum yaşayacağımı biliyormuşçasına bir m4 cıvata atmıştım çantaya aks olarak kullanabileceğim. Eskiyi zar zor söküp yuvasını temizleyip yeni aksı taktım, içime de sinince hadi dedim bir uçuş daha çıkartırız bunla. Bu sefer iniş takımlarını da toparlayıp o durum için trimlemeyi de yaparım diye planladım.

İkinci uçuşun kalkışı daha derli toplu oldu. Tabi kalkış koşusu boyunca aşağı elevatör vermeyi unutmadım :) kalkıştan hemen sonra iniş takımlarını toparladım, birhayli aşağı elevatör trimi istedi bu halde, iniş takımları aşağıdayken de bir miktar aşağı elevatör trimi istemişti ama orda iniş takımları da benzer bir etki yaptığı için nipeten daha az trimle düz uçar hale gelmişti. Trimleri yaptıktan sonra model bambaşka bir karaktere büründü, "temiz" haliyle resmen yağ gibi akıyor, yarım gazda bile gayet hızlı alçak geçişler yapabiliyor. Henüz tam nedenini çözemediğim, yalpa (roll) ekseninde enteresan yavaş bir salınım yapıyor model, onun dışında bir gariplik veya kötü huy tespit edemedim. Tabi daha ilk uçuşlar olduğu için limitleri zorlamaya yaklaşmadım bile.. İkinci uçuşun inişinde ilkine nazaran daha sert teker koydum, ama model yine zıplamadı ancak tekerlekleri üzerinde bir süre ilerledikten sonra burun dikmesi koptu ve model de burun üstü kapaklandı. Burnun altındaki pitot tüpü parçası (çakma tabi gerçek değil) kendisini feda ederek modelin altının yere sürtmesine engel oldu, böylece bu olay hasarsız atlatıldı. Bu burun dikmesi kopma olayı ilk kez benim başıma da gelmiyor, daha önce videolarını paylaştığım model de aynı şekilde aynı yerden kırılma yaşadı, bu tasarımdan gelen bir zayıf nokta malesef. Hemen Chris'e rapor ettim, o da durumun farkında olduğunu ve daha farklı bir yaklaşımla yeni bir dikme tasarlamaya başladığını söyledi. Biyandan ben de kendi iyileştirmelerim üzerine kafa yoruyorum, ilk olarak yeni dikmeleri daha farklı bir açıyla basıyorum, bu da gelen yüklerin tam katmanların birleşim yerlerine gelmesine engel olacak ve yükü sürekliliği olan bölgelere yayacak. Ayrıca eğimli basmak aynı zamanda katmanlar arasındaki yapışma yüzeyini de arttırdığı için teoride daha güçlü bir parça çıkması anlamına geliyor. Bunu denedikten sonra eğer gerekirse bir sonraki aşamada 3D baskı dikmeleri dışarıdan karbon çorapla sarmayı deneyeceğim. Tabi son ve kesin çare olarak tornada aluminyum yapma opsiyonu da var, ama 3D baskı ile güvenilir bir iniş takımı yapma fikri çok cazip, zira scale modellerdeki iniş takımı detaylarını ve geometrilerini başarılı bir şekilde kopyalama imkanı anlamına geliyor bu :thumbup:
Tebrikler ??? İnstagram da videoyu da izledim. Harika görünüyor. Baştan sona konuyu takip etmeye çalıştım. Çok emek ve özen var. Detaylar çok fazlaydı ve hepsi nice ince işlendi. Gerçekten elinize sağlık.

Bu arada haddime değil ama söylemeden geçemeyeceğim, belki de is listesinde vardır ya da bir yerde bahsi geçmiştir ? iniş takımlarının rengi böyle mi kalacak yoksa boyanacak mi?
 
Tebrikler ??? İnstagram da videoyu da izledim. Harika görünüyor. Baştan sona konuyu takip etmeye çalıştım. Çok emek ve özen var. Detaylar çok fazlaydı ve hepsi nice ince işlendi. Gerçekten elinize sağlık.

Teşekkür ederim :saygilar:

Bu arada haddime değil ama söylemeden geçemeyeceğim, belki de is listesinde vardır ya da bir yerde bahsi geçmiştir ? iniş takımlarının rengi böyle mi kalacak yoksa boyanacak mi?

Estağfurullah ne demek. Çok doğru tespit, iniş takımlarının boyanması gerekiyor evet, ama baştan beri kafamda bazı soru işaretleri vardı ne kadar sağlıklı ve dayanıklı oldukları yönünde, bunca şiphe varken de emek harcayıp boyamak istememiştim. Taşlar biraz yerine otursun, nihai iniş takıları netleşsin onlar da beyaza boyanacak. :thumbup:
 
Öncelikle, Lepistes uçtu! İki sorti uçuş yapabildim meretle. Ama uçmaktan daha da çok iniş takımlarıyla boğuştum diyebilirim.

Önce biraz taksi testi yaptım, menzil kontrolü ve tam gazda ne kadar süre gidebildiğini görebilmek için bir depoyu yerde bitirdim. O arada ön tekerleğin yön kontrolünde sorun olduğunu farkettim, dikme ile servonun bağlı olduğu çelik çubuğu birbirine bağlamayı sağlayan set uskurların kaçırdıklarını farkettim. Bu hem yön kontrolü için ciddi bir risk hem de bir şekilde ön tekerlek sağa veya sola çevrili bir halde kapanırsa geri açılmayacağı için gövde üzerine inme riski anlamına geliyordu, haliyle tamir edilmeden uçmak söz konusu değildi. Ancak o merete ulaşabilmek için ön taraftaki tüm elektronik aksamı sökmem gerekti! saha koşullarında pek de hoş olmayan bir işti ve epey de zamanımı aldı, neyse ki halledebildim ve maiden uçuşu için depoyu yeniden doldurdum.

Yer testlerinden sonra kumandadaki zaman sayacını 5 dakikaya programladım. İlk uçuş için hem risk almamak hem de trimlerle iki kez boğuşmamak için iniş takımlarını toplamadan uçmaya karar verdim. Daha önce başka bir konuda bahsetmiştim, burada da tekrar edeyim; bu tür modellerin çoğunda iniş takımı aşağıdayken ve topluyken uçuş karakterinde ciddi değişimler olur, bir duruma göre modeli trimlerseniz diğer durumda düzgün uçmaz. Bu soruna benim çözümüm vericide iki farklı ve trimleri bağımsız "uçuş kondisyonu" tanımlamak oluyor. Bu kondüsyonu aktive eden anahtar olarak da iniş takımlarını toplayıp indiren anahtarı tanımlayınca ilave birşey yapmaya gerek olmadan otomatik olarak mod değişmiş oluyor. İki ayrı durum için ayrı ayrı trim yaptığınız zaman da mod değiştiğinde uçak otamatik olarak o durumdaki tirmlerine geçiyor, pilotun uçakla boğuşması gerekmiyor. Bu sistemi bu modele de uyguladığım için ilk uçuşu tamamen iniş takımları aşağıda gerçekleştirip bu halde güzelce uçacak şekilde trimlemeye karar verdim. Ama model bu halde biraz enteresan uçuyor, iniş takımları aşağıdayken hayli fazla sürükleme kuvveti oluşturdukları için yüksek gazda bile hızlanamayan, sanki motor çok güçsüzmüş gibi hissettiren bir görüntü veriyor. Herneyse, bu şekilde trim yapıp ortalıkta sakin sakin dolanıp hem elimi hem gözümü modele alıştırdım, güvenli bir yükseklikte modeli yavaşlatıp stalla yaklaşırkenki karakterine baktım. 5. dakikaya gelirken kumanda uyarmaya başladı, ben de dönüp inişe geldim. İniş sorunsuzdu, son ande palye için verdiğim elevatör komutu yetersiz kaldı ama yine de bir donanma uçağı için yumuşak bir iniş oldu, model geri sekmeden güzel bir şekilde piste oturdu ama o arada sağ iniş takımı alt kapağı koptu ve sağ tekerlek aksı da eğildi. Kapaksız da uçarız o sorun değil de aks mühim :lollol: Tam evden çıkarken böyle bir durum yaşayacağımı biliyormuşçasına bir m4 cıvata atmıştım çantaya aks olarak kullanabileceğim. Eskiyi zar zor söküp yuvasını temizleyip yeni aksı taktım, içime de sinince hadi dedim bir uçuş daha çıkartırız bunla. Bu sefer iniş takımlarını da toparlayıp o durum için trimlemeyi de yaparım diye planladım.

İkinci uçuşun kalkışı daha derli toplu oldu. Tabi kalkış koşusu boyunca aşağı elevatör vermeyi unutmadım :) kalkıştan hemen sonra iniş takımlarını toparladım, birhayli aşağı elevatör trimi istedi bu halde, iniş takımları aşağıdayken de bir miktar aşağı elevatör trimi istemişti ama orda iniş takımları da benzer bir etki yaptığı için nipeten daha az trimle düz uçar hale gelmişti. Trimleri yaptıktan sonra model bambaşka bir karaktere büründü, "temiz" haliyle resmen yağ gibi akıyor, yarım gazda bile gayet hızlı alçak geçişler yapabiliyor. Henüz tam nedenini çözemediğim, yalpa (roll) ekseninde enteresan yavaş bir salınım yapıyor model, onun dışında bir gariplik veya kötü huy tespit edemedim. Tabi daha ilk uçuşlar olduğu için limitleri zorlamaya yaklaşmadım bile.. İkinci uçuşun inişinde ilkine nazaran daha sert teker koydum, ama model yine zıplamadı ancak tekerlekleri üzerinde bir süre ilerledikten sonra burun dikmesi koptu ve model de burun üstü kapaklandı. Burnun altındaki pitot tüpü parçası (çakma tabi gerçek değil) kendisini feda ederek modelin altının yere sürtmesine engel oldu, böylece bu olay hasarsız atlatıldı. Bu burun dikmesi kopma olayı ilk kez benim başıma da gelmiyor, daha önce videolarını paylaştığım model de aynı şekilde aynı yerden kırılma yaşadı, bu tasarımdan gelen bir zayıf nokta malesef. Hemen Chris'e rapor ettim, o da durumun farkında olduğunu ve daha farklı bir yaklaşımla yeni bir dikme tasarlamaya başladığını söyledi. Biyandan ben de kendi iyileştirmelerim üzerine kafa yoruyorum, ilk olarak yeni dikmeleri daha farklı bir açıyla basıyorum, bu da gelen yüklerin tam katmanların birleşim yerlerine gelmesine engel olacak ve yükü sürekliliği olan bölgelere yayacak. Ayrıca eğimli basmak aynı zamanda katmanlar arasındaki yapışma yüzeyini de arttırdığı için teoride daha güçlü bir parça çıkması anlamına geliyor. Bunu denedikten sonra eğer gerekirse bir sonraki aşamada 3D baskı dikmeleri dışarıdan karbon çorapla sarmayı deneyeceğim. Tabi son ve kesin çare olarak tornada aluminyum yapma opsiyonu da var, ama 3D baskı ile güvenilir bir iniş takımı yapma fikri çok cazip, zira scale modellerdeki iniş takımı detaylarını ve geometrilerini başarılı bir şekilde kopyalama imkanı anlamına geliyor bu :thumbup:



Ellerine sağlık üstad. Diğer çekincelerin yanında (kabloların ısıyla olan ilişkileri, motorun gövde ile olan ısı transferi vs...) bunlar kolaylıkla çözülebilecek şeyler gibi duruyor. Keyifli uçuşlar...
 
Bi' sürü şey yapıyosun, bi' de üşenmeden yazıp anlatıyorsun. Orada olaydık da bi' alkış tutaydık eyiydi. ?? Eline, kalemine sağlık! Teşekkür ederiz.

Tutmuş kadar oldunuz Ömer Bey, teşekkürler :saygilar: Vaktim daha bol olsaydı daha da çok şey yazardım da hadi iyisiniz bu sene fazla meşgulüm çok yazamıyorum :evil:

Ellerine sağlık üstad. Diğer çekincelerin yanında (kabloların ısıyla olan ilişkileri, motorun gövde ile olan ısı transferi vs...) bunlar kolaylıkla çözülebilecek şeyler gibi duruyor. Keyifli uçuşlar...

Teşekkürler, aynen öyle, bunlar uçtukça hallolacak, normal şeyler. Panterin ön iniş takımı için az uğraşmadım hatırlayanlar bilir :) Bu da elbet çözülecek bir mesele.


Instagrama kısa kısa videolar ekledim. Son günlerde instagramın sağı solu belli olmuyor :mad:, bazen izlemeye izin veriyor bazen de hesabı olmayanlara izin vermiyor niyeyse.. İzlenebilmesi umuduyla paylaşıyorum linki: