Messerschmitt 262 Schwalbe - 1/7.5 Ölçek, EDF

Rüya proje resmi olarak başlasın :thumbup:

Bu yazın yaptığım mini yarışma sonucunda açıklandığı üzere kafamda bir süredir bu "çılgın proje" var idi. Nihai hedef bir çift gaz türbin motorlu bir Me-262 yapmak, ama bu model hazır alınmış bir model değil, baştan aşağı benim tasarımım, mühendisliğim ve üretimimle gerçekleşmiş olmalıydı. Yıllar içerisinde hem tasarım hem imalat hem de uçuş tecrübesi kazandıktan sonra artık kolları sıvayıp bu işe girişme vakti geldiğine karar verdim. Öte yandan, çift türbin motorlu bir uçak hem maddi olarak hem de emek açısından hayli büyük bir yatırım olduğu için de yaptığım tasarımı "doğrulamak" adına önce bir beden daha küçük ölçekte bir prototipini imal edip, EDF motorlarla bunu uçurup, uçuş tecrübeleri sonucunda gerekli iyileştirmeleri, değişiklikleri belirleyip bu bilgi birikimi ile nihai hedef olan, gaz türbinli büyük modelin üretimine geçmek gibi bir strateji belirledim.

Bu başlıkta bu küçük ölçekli olan ve bir çift EDF ile uçacak olan modelin tasarım, üretim ve uçuşlarını paylaşmak niyetindeyim.

Herşeyden önce, geleneksel olarak :) modeli yapılan uçağın gerçeği hakkında teknik ve tarihi bilgi vermek gerekir değil mi :)

Bu projede modellenecek uçak, Almanların Messerschmitt firmasının ikinci dünya savaşı sırasında geliştirip ürettiği ve "dünyanın operasyonal ilk jet motorlu avcı uçağı" olarak tarihe geçen tayyaresi.

Uçağın özellikleri:

Kanat açıklığı : 12,6 m
Gövde boyu: 10,6 m
Yüksekliği : 3,5 m
Kanat alanı 21,7 m2
Kanat görünüş oranı : 7,32
Boş ağırlığı : 3795 kg
Yüklü ağırlığı : 6473 kg
Maksimum kalkış ağırlığı: 7130 kg
Motorları: 2 adet Junkers Jumo 004B turbojet

Performans verileri:
Maksimum hız : 900 km/h
Menzil: 1050 km
Uçuş tavanı 11450 m (37570 feet)
Tırmanma hızı: 20 m/s (3900 feet/s) (maksimum kalkış ağırlığında)
Güç ağırlık oranı : 0,28

Silahlar:

Burunda 4 adet 30mm Mk108 top (bu 4lü top etkili bir atışla sağlamlığıyla meşhur B-17nin kanadını kopartabilen bir atışgücü sağlıyormuş)
24 adet 55 mm'lik R4M havadan havaya roket (Bu roketler savaşın sonuna doğru kullanılabilir hale gelmişler)
Av-bombardıman versiyonları 2 adet 250 veya 2 adet 500 kg lık bomba taşıyabilmektelerdi. Bu versiyonların alttaki iki topu iptal edilmişti.

Uçağın gerçeğine ait iki video paylaşalım :)

Önce motorları duyalım:
Bu VIDEOYU görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Sonra da güzel bir uçuş gösterisi izleyelim :)
Bu VIDEOYU görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

İkinci videoda kokpit içi çekimlerinde otomatik çalışan slatların nasıl sürekli olarak açılıp kapandıkları çok güzel bir şekilde görünüyor :heartxf:


Evet, bu uçak ilk operasyonel jet avcı uçağı dedik ama kafalar karışmasın diye (ya da daha çok karıştırmak için :D ) hemen ekleyelim, ilk jet motorlu uçak Me-262 değildir. İlk kez jet motoru ile uçan uçak, yine Alaman yapımı olan Heinkel He-178'dir ve 27 ağustos 1939 tarihinde, yani 2. dünya savaşının resmen başlamasından sadece 4 gün önce ilk kez uçmuştur. Bu uçağı tam bir yıl sonra, 27 Ağustos 1940 yılında İtalyanların yaptığı Caproni Campini tayyaresi takip etmişti, öte yandan o sıralarda Heinkel projesi "Top Secret" durumunda olduğu için uzun bir süre ilk jet motorlu uçuş yapan tayyarenin bu olduğu düşünülmüştür. İngilizler Gloster E28 tayyaresi ile 15 Mayıs 1941 tarihinde Amerikalılar da Bell firmasının XP59A tayyaresinin 1 ekim 1942 tarihinde yaptığı ilk uçuşlar ile "jet klübüne" dahil olmuşlardır. Bahsi geçen İngiliz ve Amerikan tayyarelerinin motorları İngiliz Subayı olan Frank Whittle'ın tasarımından geliştirilmişlerdi. Aslında Sir Frank Whittle'ın bu jet motoru tasarımı dünyadaki ilk turbojet motor tasarımıdır ve 1928 yılında yapılmıştırö bu nedenle jet motorun mucidi olarak Whittle gösterilir. Whittle ile hemen hemen aynı zamanlarda (aslında bir iki yıl geriden gelecek şekilde), bir Alman fizikçisi olan Hans von Ohain de bir tubojet motor tasarımı üzerinde çalışıyordu. Bu ikili birbirlerinden bihaber vaziyette çalışmışlardı ve her ne kadar Whittle'ın tasarımı daha erken zamanlarda tamamlanmış olsa da, van Ohain'in tasarladığı motor ilk kez çalışan turbojet motor olarak tarihe geçmiştir (mart 1937) ve yukarda bahsettiğimiz He-178 bu motorla dünyanın ilk jet motorlu uçuşunu gerçekleştirmiştir.

Me-262'nin "ilk tarih"lerine bir göz atacak olursak:

İlk uçuş: 18 Nisan 1941 (bu uçuş piston motor ve konvansiyonel pervanelerle gerçekleştirildi)
İlk (başarılı) Jet motorlu uçuş: 18 Temmuz 1942 (Amerikalıların ilk jet uçuşundan bile önce olduğuna dikkat çekip bırakalım :) )
Hizmete giriş: Nisan 1944

İlk piston motorlu uçuş ile jet motorlu uçuş arasındaki 1 yıldan fazla gecikme uçakta kullanılacak Junkers Jumo 004 jet motorlarının geliştirilmesi ve üretilmesindeki gecikmelerden kaynaklanmaktadır. İlk jet uçuş ile hizmete giriş arasındaki 1.5 yıldan fazla gecikme ise tarihin akışını değiştirebilecek etkiye sahip ayrı bir hikayedir, Yazının ilerleyen kısımlarında bunu daha detaylı anlatacağım.

Uçağın tasarım ve geliştirme tarihçesine biraz daha detaylı girersek eğer; yukarıda bahsettiğim gibi almanyada ilk kez jet motorun imalatı ve çalıştırılası sonrasında ve özellikle He-178in ilk uçuşunu yapmasından hemen sonra bu teknolojinin potansiyeli farkedilip anında bu yeni motor teknolojisini kullanan gelişmiş bir avcı uçağı projesinin startı henüz savaş başlamadan verildi. Messserschmitt tarafından üstlenilen bu projenin P.1065 olarak adlandırıldı. O aşamada RLM (Alman Havacılık Bakanlığı) şartnamesi en az 850 km/saat hızda uçabilecek ve bir saat menzile sahip olacak jet motorlu bir uçak tasarlanması şeklindeydi. İlk planlar 1939 yılında çizildi ve nihai tasarımdan epey farklı olan bir uçak ortaya kondu. Bu ilk tasarımda motorlar kanat köklerinde ve kanatla bütünleşik olacak şekilde tasarlanmıştı. Ama motorların geliştirilmesi ve üretilmesindeki gecikmeler nedeniyle daha kolay ve hızlı değiştirilebilmeleri için motorlar kanat köklerinden alınıp kanat altlarına yerleştirilen podlar içerisine alındı. Bu değişiklik ilerleyen zamanlarda da bakım/onarım ve uçağın işletilmesinde epey faydalı oldu.

İlk tasarımdan sonra yapılan bir diğer değişiklik ise kanatların ok açısında gerçekleşti. Aslında uçağın ana aerodinamik tasarımcısı olan Adolf Buseman ilk başlarda geriye doğru 35 derece ok açısı olan kanatlar teklif etmişti, ama bu öneri kabul edilmeyip uçak ilk başta düz kanatlı olarak tasarlandı. (Adolf Buseman'ın 1935lerde geriye doğru ok açılı kanatların aerodinamik performansı üzerinde epey bir çalışma yaptığı biliniyor. Bu ok açısı özellikle ses hızına yaklaşan uçakların uçuşu ve kontrol edilebilirliği üzerinde büyük etkisi olduğu sonradan öğrenildi, ama o zamanlar için hayli yeni ve alışagelmedik bir konsept idi.)
Uçakta kullanılacak olan motorların (ilk başlarda BMW 003 motorları öngörülmüş) tasarımdaki ağırlıklarından daha ağır çıkmaları nedeniyle CG'nin doğru yerde olması amacıyla uçağın tasarımında da bir değişikliğe gidilmesi gerekti. Messerschmitt mühendisleri bütün kanadı geriye doğru kaydırmak yerine motorlardan sonraki kısımdaki dış panelleri geriye doğru 18.5 derecelik bir ok açısına sahip olacak şekilde değiştirdiler. İlk başlarda iç kısım hem hücum hem firar kenarı orjinal tasarımdaki "düz" hallerini korudular, ama sonradan yapılan rüzgar tüneli testlerinin sonucunda orta panelin de hücum kenarını dış panelin hücum kenarını takip edecek şekilde 18.5 derece açılı bir şekilde öne doğru uzatarak uçağı nihali şekline kavuşturdular.

Yani aslında Me-262 nin o kendine has ve zamanının epey ilerisinde olan geriye ok açılı kanatları bilinçli bir tasarı unsuru değil, BMW nin mühendislerinin çuvallamasının bir sonucudur diyebiliriz :) Ama sonuçta bu değişiklik uçağın performansına önemli bir katkı sağladığı için de BMW mühendisleri çıkıp "biz zaten böyle olsun diye öyle yaptık, bizim sayemizde bu uçak bu kadar hızlı oldu" da diyebilirler :) Buarada bir not, nihai uçaklarda BMW değil Junkers motorları kullanıldı :)

İlk tasarım ile nihai uçak arasındaki önemli farklardan birisi de iniş takımı konfigurasyonu oldu. İlk 4 prototip kuyruktan tekerlekli bir iniş takımı sistemine sahipti. Ancak jet motorlu uçuşlara geldiklerinde bunun ciddi sorunlara yol açtığını farkettiler, kalkış koşusu sırasında jet motorlarının egzostlarının yere çarpıp oluşturdukları türbülans kanadın türbülansıyla bir araya gelerek yatay stab ve elevatörlerin etkisiz hale gelmesine, bu sebeple de uçağın kuyruğunun yerden kaldırılamamasına neden oldu. Jet motorlarıyla yapılan ilk kalkış denemesinin bu nedenle iptal edilmesi sonrasında, ikinci denemede test pilotu belli bir hıza ulaşınca frenlere abanıp uçağın eylemsizliği ile kuyruğu yerden kaldırmayı başararak uçuşu gerçekleştirebildi, ama haliyle böyle bir operasyon her daim pek pratik olmayacağı ve hatta riskli de olacağı için çözüm olarak 5. ve 6. prototpilerden itibaren iniş takımları burundan tekerlekli "tricycle" konfigürasyonuna çevrildi.

1942 yılı içerisinde uçağın tüm deneme ve modifikasyonları tamamlanmış ve üretime hazır hale gelmişti, ancak motorlar halen hazır değildi ve motorlarda yaşanan gecikmeler nedeniyle uçak seri üretime giremedi.
1943 yılının yazına doğru Jumo 004A motorları yeterli güvenilirliğe ulaştıklarını kanıtladılar, ancak bu motorlarda Nikel, kobalt ve Molibden gibi "stratejik maddelerin" epey fazla miktarda kullanılıyor olması ve bu maddelerin ellerinde olmaması nedeniyle bu motorların seri üretime uygun olmadığı görüldü ve alternatif olarak stratejik maddelerin kullanımının en aza indirildiği Jumo004B motorları tasarlanıp üretildi. Bu değişikliklerde tüm yüksek ısıya dayanıklı metaller sert çelikle değiştirildi ve aluminyum kaplama ile korozyona karşı korunmaya alındı. Haliyle bu değişikliğin sonuçları da motorların ömrünü birhayli düşürdü. Bu şekilde üretilen motorların her 25 saatlik kullanımda bir komple bakıma girmesini gerektiriyordu, eğer bakım sırasında yapılan metalurjik testler olumlu sonuç verirse motor bir 10 saat daha çalışması için yeniden bir uçağa takılabiliyordu, ama 35 saat özellikle türbin için nihai limit oluyordu. Motordaki bu değişiklikler aynı zamanda kullanımında da ciddi sınırlamalar doğurdu, pilotların ani gaz açması ve kapatması kesinlikle yasaktı, zira bu tür ani gaz değişimleri motor içindeki sıcaklıkların da kullanılan malzemenin erime sıcaklığının üzerine çıkmasına neden oluyordu, bu nedenle gaz çok çok yavaş bir şekilde açılıp kapatılmak zorundaydı. Bu da uçakların kalkış ve iniş anında epey yavaş bir şekilde hızlanmalarına/yavaşlamalarına neden olduğu için düşman uçakları için kolay hedef haline gelmelerine neden oluyordu. Müttefikler bu zaafı farkettikleri zaman Me-262 üsleri öncelikli hedef haline geldi ve avcı uçakları bu üslerin üzerinde jet avına çıkar hale geldiler. Almanlar da bu taktiğe karşı taktik olarak jetlerin kalkış ve iniş yaklaşma hatlarına yoğun uçaksavar bataryaları yerleştirerek ve iniş ve kalkışlarda jetleri korumak için piston motorlu Fw190D'lerden oluşan özel filolar görevlendirerek karşılık verdiler.

Me-262, tüm diğer uçaklar gibi aktif olarak uçtuğu kısa süre içerisinde farklı görevler için gerekli değişikliklere ve gerektiğinde iyileştirmelere uğrayarak yeni özellikler kazandı. Aslen avcı uçağı olarak tasarlanmasına rağmen bir dizi trajikomik olay sonucunda "blitz bomber" vazifesi yüklendi (bu olay seri üretimin gecikmesi ile de bağlantılı, detaylı hikaye ilerleyen kısımlarda paylaşılacak), avcı bombardıman versiyonları yapıldı, iki kişilik versiyonları yapılıp gelişmiş (o zamanlar için) radarlar eklenerek gece avcısı olarak da kullanıldı.

Sonuç itibariyle hayli etkin olabilen ve havadaki savaşın dengesini, dolayısıyla da gidişatını değiştirebilecek potansiyele sahip olan bir silah olmasına rağmen çeşitli teknik ve politik nedenlerle göreve girişi epey bir gecikmeli olduğundan savaşta doğrudan bir etkisi olmayan ancak savaş sonrasındaki havacılığın gelişimini fazlasıyla etkileyen bir tayyaredir bu "Kırlangıç" (Almanların bu uçağa verdiği isim olan Schwalbe kırlangıç anlamına gelmektedir)

Modelin tasarım aşamalarında gerçek uçağın sistemlerine de değineceğim için bu tür detayları sonraya bırakıyorum, ama takip eden iki mesajı uçağın operasyonel tarihçesi için, ve de benim modellemeye karar verdiğim, Franz Stigler'e ait "Beyaz 3" tayyaresinin hikayesi için rezerve edeceğim, ilerde vakit buldukça bunları da ekleyeceğim.



Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
 
Son düzenleme:
Katılım
30 Kas 2014
Mesajlar
4,645
Tepkime puanı
20,046
Yaş
47
Konum
Wallingford / İngiltere
İlgi Alanı
Uçak
Konuyu ufaktan "video serisi" haline getirme vakti gelmişti sanırım :)
Buyrun, ilk videomuz gelsin. :RCKolik:

Bu VIDEOYU görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bölüm 2.1. Burun konisi tasarımı:
Bu VIDEOYU görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bölüm 2.2. Burun konisi kalıp hazırlığı
Bu VIDEOYU görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bölüm 2.3 : Burun konisi kalıp yapımı
Bu VIDEOYU görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bölüm 2.4 : Burun konisi imalatı
Bu VIDEOYU görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Motorumuz geldi
Bu VIDEOYU görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu VIDEOYU görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Modelin özelliklerine gelecek olursak...

Bir dizi hesap kitap ve değerlendirme sonucunda bu ilk prototip modeli 1/7,5 ölçeğinde yapmaya karar verdim. Nihai olarak gaz türbini ile yapmayı planladığım model yüksek ihtimalle 1/6 ölçeğinde olacak, prototip için seçtiğim ölçek biraz daha küçük bir model ortaya koyacak ki bu da aerodinamik açıdan daha kötü koşullar anlamına gelir. Yani başka bir ifade ile, bu küçük prototip iyi uçarsa, aynı aerodinamik tasarıma sahip ve yakın kübik kanat yüklemesine sahip olmak koşuluyla, büyük model de güzel, hatta daha güzel uçar demektir. Bu amaçla aslında 1/7 ile 1/8 arasında bir ölçek aralığı için hesap kitap yapmaya başladım. Ölçeği kesinleştirebilmek için hangi motorları kullanacağımı netleştirmem gerekliydi, elimde bir tane 80 mm lik EDF vardı ve niyetim aynısından ikinci bir tane alıp modeli de bir çift 80mm ile uçurmaktı, ama o sıralarda airbus 330 modelinin gündeme gelmesiyle, kararımı bir çift 70 mm fana doğru kaydırdım ve bu fanların hava giriş çıkış gerekliliklerini de gözönüne alarak nihai olarak 1/7,5 ölçeğinde karar kıldım.

Bu ölçek ile modelin temel ölçüleri şu şekilde olacak:

Kanat açıklığı: 1675 mm
Gövde boyu: 1413 mm
Kanat alanı 38.5 dm2

Modelin uçuş ağırlığını belirlemek için kanat yüklemesi üzerinden geri gitmek gibi bir yol izliyorum ve kübik kanat yüklemesinin en fazla 22-23 bandında olmasını istiyorum. Bu kübik kanat yüklemesini (22) sağlamak için uçağın ağırlığının en fazla 5300 gr olması gerekir. Fanlar, ESCler, pil ve servolar vb gibi ekipmanların ağırlığı da net bir şekilde bilindiği için, bunlar haricinde kalan uçağın ağırlığının üst sınırını da yaklaşık 3500 gram olarak hesaplayabiliyorum. Bu ağırlık bu boyuttaki bir uçak için gerçekleşebilmesi mümkün olan bir ağırlık (Koskoca airbus 330un eşdeğer gövdesinin ağırlığı bile 3.2 kg çıktı). Yani uçabilirlik adına model ilk kontrolden geçti diyebiliriz :) Ayrıca bu ağırlık bana 0.8 gibi bir güç/ağırlık oranı verecektir ki bu da fazlasıyla yeterli gelecektir.

Boyutlandırmadaki ikinci kritik nokta EDF motorların performansı için kritik öneme sahip olan, hava giriş ve çıkış kanallarının özellikleri.
EDF motorların tam performanslarını gösterebilmeleri için hava giriş kanallarının net enkesit alanları ile fanların net süpürme alanları (FSA) arasında belirli bir oran olması gerekir. Bu oranın ideal olarak 1 olması istenir ancak 0.9 ile 1.1 aralığında olması da ciddi bir performans kaybına yol açmaz. Ancak bu aralığın dışında kalan oranlarda fanların verimleri düşmektedir. Benzer şekilde çıkış borusunun enkesit alanının FSA'ya oranı da doğrudan performans üzerine söz sahibidir. Temel kural çıkış alanının FSA'dan daha büyük olmamasıdır, zira daha büyük kesit alanı daha yavaş akış hızı anlamına gelir ve bu da uçuş sırasında güç kaybına neden olur. Egzost kesiti daraldıkça arkadan çıkan havanın hızı artar, bu da havada uçuş sırasında uçak hızlıyken bile hala motorların güç verebilmesini sağlar, ancak oluşan bu daralma bir miktar da enerji kaybına yol açacağı için fanların verebileceği toplam güç biraz düşer. Kısacası, her şeyde olduğu gibi burada da biraz amaca bağlı bir optimizasyon yapılması söz konusudur. eğer modeliniz yavaş uçabilen veya yavaş uçması gereken bir model ise ve statik itki daha önemliyse egzost çıkış alanı ile fan süpürme alanı arasında 1'e yakın bir oran seçilmesi mantıklı olacaktır. Öte yandan modelin hızlı uçması gerekliyse ve statik itki nispeten ikinci plandaysa egzost kesitinin daraltılması suretiyle, bu oranın 0.7-0.8 gibi değerlere çekilmesi daha mantıklı olacaktır. Hatta bazı ekstrem uygulamalarda bu oranın 0.6 seçildiğini bile okudum.

Me262 için bu hesaplamalara girdiğimde gördüm ki 1/7,5 ölçekli bir modelde 70 mm lik fanların kullanılması sonucunda, eğer hava giriş ve çıkış kanallarını bomboş yaparsam ama giriş ve çıkış ağızlarının boyutunu tam olarak "skeyl" ölçülerinde yaparsam bu oran her iki taraf için de 1,14 oluyor. Bu oran her iki taraf için de fazla ve motorlardan tam performansı almama engel olacak bir oran, ancak tam burada imdadımıza "skeyl" detaylar yetişiyor :)

Aşağıdaki Juma 004 motorunun baistleştirilmiş boykesit çizimine bir bakalım:

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Motorun ön kısmında 2 zamanlı bir starter motoru olduğu görülüyor (9 numara) ve bu motorun etrafında da silindirik bir yapı var, bu yapı öne doğru parabolik bir şekilde daralıyor, en önde de bu motorun "pull starter" kablosu ve elciğinin olduğu bir pencere ile sonlanıyor (yukarıdaki ilk videoda bu yapıyı görebilirsiniz) Bu yapıyı modele de uygulamak bana hava girişinin enkesit alanını daraltma ve buna bağlı olarak da oranı ideal aralığa getirme imkanı sağlayacak :thumbup:

boykesit çiziminde hava çıkış tarafına baktığımız zaman da 6 numara ile gösterilen damla kesitli koni gibi bir yapı görüyoruz, bu koni gerçek uçakta ileri geri hareket ederek egzost çıkışının enkesit alanının değişmesini sağlıyor böylece de motoru terkeden gazların hızını kontrol ediyordu (tam bizim de istediğimiz şey :D ) Bu koniyi de modelin motor çıkışında uygulamak, ve ileri geri konumunu dikkatlice ayarlamak (hatta mümkün olursa hareketli yapabilmek) bana çıkış borusunun en kesit alanını kontrol etme imkanı verecek. Yukardaki çizimdeki arkadan görünüşte (aft view) de görüldüğü üzere bu koninin egzost çıkışını epey bir daraltma imkanı varmış. Bu özelliği modele uygulamayı başarırsam eğer hem piyasada hazır bulunan hiçbir Me262 modelinde olmayan ama "skeyl" görünüm açısından hayli önemli olan bir özelliği modellemiş olacağım, hem de motorların performansı için ince ayar yapma imkanı yaratmış olacağım :thumbup: hesaplarıma göre bu koninin pozisyonuyla oynayarak egzost çıkışı ile fan süpürme alanı oranını 0,85'e kadar düşürme imkanım olacak. bu da teorik olarak gayet iyi bir oran.

Motorların hava giriş ve çıkış oranlarının da uygun bulunması sonucunda performans için en kritik olabilecek iki faktör onaylanmış oldu ve ölçek ve boyutlar konusunda da nihai kararı vermiş oldum.

Bu iki performans verisini takiben kanadın aerodinamik açıdan tasarımını da kontrol ettim, kullanmayı düşündüğüm profiller (orjinal uçağın kanat profillerine hayli yakın profiller) için sanal rüzgar tüneli hesaplamaları yapıp bu modeldeki boyutlarında ve uçuş hızlarında geçerli reynolds sayıları ile kritik hücum açılarını (stall olacakları hücum açıları) kontrol ettim, dahası tüm kanadı modelleyerek modelin tahmini seyir ve stall hızlarını da belirledim. Bunları yapalı epey oluyor o yüzden yanlış hatırlıyor olabilirim ama aklımda kaldığı kadarıyla flaplar topluyken yaklaşık 50 km/saat stall hızı, ve 90-100 km/saat arası da düz uçuş (gövde hattı ve uçuş yörüngesi tam yere paralel olacak uçuş) hızları elde etmiştim. Ama bu hesaplamalar o aşamada henüz çok "ön hesaplama" boyutundaydı, hepsi yeniden yapılacak o yüzden bunları şimdilik kesin bilgi olarak düşünmemek lazım. Zira ağırlıklar değiştikçe bu rakamlar da çok değişecek, ve bu ilk hesaplamalarda kabul ettiğim ağırlıklar şu aşamadaki tahmini ağırlıklardan farklıydı diye aklımda kalmış.

Hala kesin olarak karar ver(e)mediğim şey ise modelin imalat tekniği. Ağır basan yöntem 3D tasarım ve ABS kullanarak 3D yazıcıda basmak. Bu yöntemin pek çok avantajı var, herşeyden önce bu bir prototip ve uçuş karakterine göre biryerlerini değiştirmem gerekebilir, bu yöntemle değişiklik yapıp yeni versiyonları basarak denemek hayli hızlı olacaktır. İkinci avantaj ise işin finansal boyutunda, bu şekilde yapacağım tasarım başarılı olursa satışa sunulabilir ve projenin ikinci aşaması için fon sağlayabilir ( Sayın Adminim, bu forum kuralları açısından bir sorun teşkil eder mi acaba? ) Öte yandan, dahta ile çalışmayı özledim, ve dahtadan imalat yapılacak bir tasarım yapmam 3D baskıya uygun bir tasarım yapmama nazaran çok daha hızlı olacaktır. 3D baskı şimdilik ağır bassa da halen kesin karar vermiş değilim, her ikisinin karışımı hibrit bir yöntem de tercih edebilirim. Örneğin hassasiyet ve tekrarlanabilirlik gereken parçalarda 3D baskı yolunu izlerken daha genel ve büyük bileşenleri dahtadan yapabilirim. önümüzdeki birkaç hafta içinde bu mevzu da netleşmiş olur :thumbup:
 
Son düzenleme:
Allahtan Hitler zamanında yaşamamışsın! Yoksa 2. Dünya Savaşını o kazanırdı!... ?

Allahtan hitler aptal bir vaizden başka birşey değildi demek lazım aslında... Adamın elinin altında pek çok şeyin en iyileri vardı üstüne de çalışkan ve üretken kültürde olan ama haksızlığa uğradığını düşünen bir halkın potansiyeli... herif hepsini saçma sapan ideolojiler peşinde çarçur edip hem kendi halkına hem insanlığa eziyet etmekten başka birşey yapmadı...


Hakikaten, bu ne bilgi, bu ne teori!

Herşeyin başı ilgi, gerisi araştırdıkça biriken bilgi :saygilar:
 
Özgür abi maşallah fabrika gibisin :) Bir proje bitmeden diğerine başlıyorsun. Her projeni sessiz sedasız takip ediyorum . :) Bu arada bu modelin görseli çok hoşuma gitti. :heartxf:
 
Özgür abi maşallah fabrika gibisin :) Bir proje bitmeden diğerine başlıyorsun. Her projeni sessiz sedasız takip ediyorum . :) Bu arada bu modelin görseli çok hoşuma gitti. :heartxf:

Teşekkürler Oğuzhan, ayrıca hatırlattığın çok iyi oldu teşekkür ederim, hemen imzama "Muscat tayyare Fabrikası"nı ekledim :thumbup:


İnşaat falan bir tarafa da, hikayeler çok ilgi çekici abi :) Tarihi gelişmeler silsilesi... Oraları ilgiyle okuyorum.

İşin güzelliği bu tarihi hikayelerde zaten bence, her ne kadar 262'nin hikayesi içerisinde çok üzücü olanlar olsa da (eklemelerde detaylardan bahsedeceğim) hepsi tarihte yaşanmış olaylar, gelecek için ders alınması gereken hikayeler...
 
Sonunda merakla beklediğimiz yeni projemiz başlıyor :hoppa: Hemen mısır patlatıp geliyorum :D

ğır basan yöntem 3D tasarım ve ABS kullanarak 3D yazıcıda basmak. Bu yöntemin pek çok avantajı var, herşeyden önce bu bir prototip ve uçuş karakterine göre biryerlerini değiştirmem gerekebilir, bu yöntemle değişiklik yapıp yeni versiyonları basarak denemek hayli hızlı olacaktır. İkinci avantaj ise işin finansal boyutunda, bu şekilde yapacağım tasarım başarılı olursa satışa sunulabilir ve projenin ikinci aşaması için fon sağlayabilir ( Sayın Adminim, bu forum kuralları açısından bir sorun teşkil eder mi acaba? )
Ne sorunu kardeşim, aşkolsun ;)
Teşekkürler Oğuzhan, ayrıca hatırlattığın çok iyi oldu teşekkür ederim, hemen imzama "Muscat tayyare Fabrikası"nı ekledim :thumbup:
Yeni imza ilavesi çok güzel olmuş :heartxf:
 
Projeye küçük bir katkıda benden gelsin :) Bu modele uyar mı, gerekli mi değil mi kararı sana bırakıyorum @Özgür Evren Varol kardeşim.

Ama güzel olur dersen, bu işe @Sumer Yamaner abimizi de dahil etmiş oluruz ;D

Lightburner LED Afterburner

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Ürün Linki :
Weight: 32g single, 40g dual
Battery:3s - 12s
Price: $50 single, $65 dual

Bu VIDEOYU görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
 
Hemen mısır patlatıp geliyorum :D

Aman abi çok kilo alırsınız, 3 yıl boyunca mısır ye ye nereye kadar :D

Bu modele uyar mı, gerekli mi değil mi kararı sana bırakıyorum @Özgür Evren Varol kardeşim.

Adminim bunlar iyi güzel de Me-262 de afterburner yoktu ki :)

Ama güzel olur dersen, bu işe @Sumer Yamaner abimizi de dahil etmiş oluruz ;D

Sümer abinin bunları yapıp satmadığı kabahat zaten, baksana tanesi 50 doalrdan satılıyor en azından...