Messerschmitt 262 Schwalbe - 1/7.5 Ölçek, EDF

Deniz abi, tutamadım kendimi, ofiste sesli güldüm, ilgi odağı oldum. ? Yapmayın boyle şeyler lütfen ???
Sen en kötü eşim komik bir mesaj göndermiş diyebilir ve sıyrılırsın.
Bir de beni düşün, mahallenin delisini okurken: "Surata bak! Bilgisayarda korku filmi seyrediyor herhalde" diye sesli düşündüklerini duyuyor gibiyim. Ne bahane uydurabilirim? Her seferinde "amcam vefat etmiş" dersem kaç tane amcan vardı" diye sorarlar...
 
"Normal insanlar gibi ...." (???) :rolleyes:
"İlk yolu seçmeyeceğimi çok iyi biliyorsunuzdur..." (Biliyoruz ama bir ümittir işte!) :)

Eh işte bazen bana da bir umut ışığı beliriyor...

"Kendim tasarlamam gerekecek...." (Eyvah eyvah) :eek:

Modeli komple kendim tasarlıyorum bir de iniş takımı eklemişim çok mu yani :D
"Mekanizmanın çalışabilirliği..." (Yok canım! Yoksa...?) :eek:

E her yaptığım şey ilk denemede çalışsaydı bu kadar çok şeyi nasıl öğrenecektim ;D

"Çakma mekanizma..." (Oh be, rahatladım şimdi) :thumbup:

:lol::lol::lol:

"Overcenter lock..., ince hassas tasarım..." (Başlıyoruz gene)... :rolleyes:

Hadi hayırlısı :)

Geriliyorum yahu! :evil:

Sakin ol Jo!

Peki dümeni nasıl yapacaksın bu tasarımda? Unuttun mu? Unutmadın da belirtmedin mi?

Unutmadım, henüz net değil ondan belirtmedim :) ama madem sordun, iki seçenek var. İlki biraz alengirli ama şansımı deneyeceğim. Fikir şöyle: Tekerleğin bağlı olduğu hareketli kısım sabit olan ana dikmenin içinden geçecek ve ucu üst taraftan çıkacak. Bu uca bir yeke monte edilecek, yekenin arkaya bakan ucunda da bir kanal. İniş takımı montaj parçasının tam tepesinde de başağı duran bir servo, yekesinde de bir pim. İniş takımı açılınca dikmenin tepesindeki yekenin kanalı servodaki pime oturuyor, böylece servo yön kontrolü sağlıyor. Servonun yüksekliği ve pimin uzunluğu iniş takımının suspansiyon hareketini karşılayabilecek şekilde paylı olmalı tabi. Bu konseptin bir versiyonunu electron retracts başarılı bir şekilde uyguluyor:

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Benim düşündüğüm sistem hareket prensibi olarak tamamen aynı, ama ilaveten retracttaki pimin düşey hareketi söz konusu olacak. Hele bir detaylara gelsin sıra göreceğiz :)

İkinci alternatif ise ön tekeri sarhoş tekerleği olarak serbest bırakıp diferansiyel ve orantısal fenle yön kontrolü sağlamak. EDF için bu fazla gelir ama jette zaten fren olacak el mahkum, bunu eklemek pek de bir dert değil. Taksi ve düşük hızlarda bu yöntem gayet etkili ama yüksek hızlarda nasıl olur çekincelerim var. Malum rudder üzerinden geçen bir pervane havası da yok :)

Bir de beni düşün, mahallenin delisini okurken: "Surata bak! Bilgisayarda korku filmi seyrediyor herhalde" diye sesli düşündüklerini duyuyor gibiyim. Ne bahane uydurabilirim? Her seferinde "amcam vefat etmiş" dersem kaç tane amcan vardı" diye sorarlar...

Abi bir fikrim var, Türkiyeye geldiğimde ofisini ziyaret edeyim, beni arkadaşlarına tanıştırırken "amcam" dersin, "ölüp ölüp diriliyor ya hani, işte o bu adam" Biraz da onlar gerilsin :)
 
Sen en kötü eşim komik bir mesaj göndermiş diyebilir ve sıyrılırsın.
Bir de beni düşün, mahallenin delisini okurken: "Surata bak! Bilgisayarda korku filmi seyrediyor herhalde" diye sesli düşündüklerini duyuyor gibiyim. Ne bahane uydurabilirim? Her seferinde "amcam vefat etmiş" dersem kaç tane amcan vardı" diye sorarlar...

Abi bir fikrim var, Türkiyeye geldiğimde ofisini ziyaret edeyim, beni arkadaşlarına tanıştırırken "amcam" dersin, "ölüp ölüp diriliyor ya hani, işte o bu adam" Biraz da onlar gerilsin :)
Sabah sabah gülmekten öldüm ;D:lollol: Allah iyiliğinizi versin arkadaşlar :D
 
"Normal insanlar gibi ...." (???) :rolleyes:
Abi adam en baştan söylüyor zaten normal olmadığını:) Fazla kurcalamaya gerek yok bize zarar :D
"Çakma mekanizma..." (Oh be, rahatladım şimdi) :thumbup:
Sanırsam en çok zoruna giden de bu! Mevcut bir uçağı modellemek başka; gerçeğini tasarlamak bambaşka bir boyut. Ara-sıra Me 262 yi geliştiren mühendisler arasında olmayı hayal ediyordur yemin ederim :D Bu uçağın gelişim aşamalarında, arkadan yönlendirmeli sistemde bir süre ısrar ediliyor malum... Evren Varol: "durun, bu doğru değil! ben bu işi çözerim!" diye işe girişiyor, ... Abarttım mı hocam?:lol:
Görselleri pekiştirmek için şu iki resmi ekliyorum (kendisi nasıl ihmal etti? Ona da anlam vermedim ama:p)


Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
e
2. görselde, iniş takımının merkezden sağa kaçık bir pozisyonda olduğu net bir şekilde görülüyor. Yani modellenen uçağın, ne ayrıntılarına girildiğini görmek gerek:bravo::bravo::bravo:
Velhasıl hepimizin aklında sorular var. Mesela "fren sistemi" benim aklımdakilerden biri. :rolleyes: Yanlış anlama "peki bunu nasıl halledeceksin?" diye sormuyorum. Mühendisleri sıkıştıran nazi generalleri gibi (tövbe tövbe) :lol: Zamanı gelince onu da öğreneceğiz, hiç şüphem yok.
Sakin olmamız lazım! Yoksa bu bu süreci atlatmak zor olacak:) Biliyorum zor ama kesinlikle sakin olmalıyız:lol:
 
Yukarıdaki fotoda gördüğüm kadarıyla ön dikme merkezden kaçık değil. Foto biraz açılı çekilmiş, burun topundaki namludan hiza alınca tekerlek ve dikme merkezde duruyor. Sadece kapak kaçık görünüyor.
Yani ya Evren'e hata var, ya da fotodaki uçak scale değil!
 
Yukarıdaki fotoda gördüğüm kadarıyla ön dikme merkezden kaçık değil. Foto biraz açılı çekilmiş, burun topundaki namludan hiza alınca tekerlek ve dikme merkezde duruyor. Sadece kapak kaçık görünüyor.
Yani ya Evren'e hata var, ya da fotodaki uçak scale değil!
Hocam hatta sanki biraz da sağa yatık gibi görünüyor bana. Ya da gözüm mü aldanıyor anlayamadım. Fotoda açı var tamam ama benim görüşüme göre merkezde değil:rolleyes: Ya da Evren ta oradan psikolojik telkin, illumunati bir şeyler mi uyguluyor üzerimizde? Algı yönetimi falan...:eek: Malum II. Harp civarlarındayız bu çalışmada; o yıllarda bu işler moda;D

:lol::lol::lol:
Neyse abi boşver, 3 vakte kadar elinde uçağın orjinal plan-paftaları ile koşar gelir. Tasarlayan mühendisin şeceresini bize okur, derken işler daha da karışır:lol: Düz ya da sağda; o nasıl derse oradan yürüsün gitsin biz de karıştırmayalım bence:D
Ama pistonu sığdırmak için yaptığı hamlenin gerçek uçakla ilişkilendirilmesi (ya da çalışılması), gerçekten takdire şayan:saygilar:
 
....


Unutmadım, henüz net değil ondan belirtmedim :) ama madem sordun, iki seçenek var. İlki biraz alengirli ama şansımı deneyeceğim. Fikir şöyle: Tekerleğin bağlı olduğu hareketli kısım sabit olan ana dikmenin içinden geçecek ve ucu üst taraftan çıkacak. Bu uca bir yeke monte edilecek, yekenin arkaya bakan ucunda da bir kanal. İniş takımı montaj parçasının tam tepesinde de başağı duran bir servo, yekesinde de bir pim. İniş takımı açılınca dikmenin tepesindeki yekenin kanalı servodaki pime oturuyor, böylece servo yön kontrolü sağlıyor. Servonun yüksekliği ve pimin uzunluğu iniş takımının suspansiyon hareketini karşılayabilecek şekilde paylı olmalı tabi. Bu konseptin bir versiyonunu electron retracts başarılı bir şekilde uyguluyor:

Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Benim düşündüğüm sistem hareket prensibi olarak tamamen aynı, ama ilaveten retracttaki pimin düşey hareketi söz konusu olacak. Hele bir detaylara gelsin sıra göreceğiz :)

İkinci alternatif ise ön tekeri sarhoş tekerleği olarak serbest bırakıp diferansiyel ve orantısal fenle yön kontrolü sağlamak. EDF için bu fazla gelir ama jette zaten fren olacak el mahkum, bunu eklemek pek de bir dert değil. Taksi ve düşük hızlarda bu yöntem gayet etkili ama yüksek hızlarda nasıl olur çekincelerim var. Malum rudder üzerinden geçen bir pervane havası da yok :)



Abi bir fikrim var, Türkiyeye geldiğimde ofisini ziyaret edeyim, beni arkadaşlarına tanıştırırken "amcam" dersin, "ölüp ölüp diriliyor ya hani, işte o bu adam" Biraz da onlar gerilsin :)

Şu sarhoş tekerlek olayına kafam yatmadı, fikren bazı ilginç düşüncelere yol açabilir ama gerçekçi değil. Bana kalsa doğru da değil.

Resimdeki retract ve benzeri sistemler konusuna gelirsek de; hani binlerce gross tonluk gemilerin nasıl batmadan su yüzünde kaldığını biliriz, onlarca ton ağırlığındaki uçakların nasıl havada kaldığını da biliriz ama aklımız almaz ya. Bu iş benim için de öyle. Hala aklım almıyor.
Tricycle bir uçağımı retractlı yapmak istiyorum, yukarıdakine benzer bir retract da aldım ama daha uçağı tezgaha almaya fırsatım olmadı. Mevcut sistem yer darlığından biraz farklı. Şöyle ki;
Retract yekesi, açıkken dümen (rudder) servosuna çelik tel ile iki taraftan bağlı (pull-pull) ve teller gergin. Retract kapanınca teller boşa çıkıyor (bana göre dolanma/sıkışma riski var). Uzun uzun incelemedim. Şöyle biraz kurcalayıp baktım ve tam olarak sistemi kafamda oturtamadım. Sistemi kavramak için montaja girişmek zorunda kalacağım. O uçağımı tezgaha alana kadar başka önceliklerim var ama.

Biriniz bana bu retract sistemi biraz daha detaylı bir şekilde açıklayabilir mi?

Ölüp ölüp dirilen amca konusuna gelince, sen gel, başımın üzerinde yerin var tabii ki. Ama uyarıyorum: "A-aa, bu ölmemiş ki!" derler sıkarlar sana iki tane :D
 
Şu sarhoş tekerlek olayına kafam yatmadı, fikren bazı ilginç düşüncelere yol açabilir ama gerçekçi değil. Bana kalsa doğru da değil.

Abi dönemin uçaklarının kuyruk veya burun tekerleklerinin neredeyse tamamı sarhoş tekerlek. yönlendirme frenlerle yapılıyor, kuyruk tekerlekli uçaklarda da ekstra olarak bir kilitleme mekanizması var, uçak kalkış için pistbaşı yaptığında (ve iniş için yaklaşırken) kuyruk tekeri merkez konumunda kilitleniyor, böylece kalkış ve iniş sırasında uçağın düz gitmesi için pilota yardımcı oluyor. Diferansiyel fren olan bir pervaneli uçakta sarhoş tekerlek, ister kuyruk ister burun olsun, gayet güzel iş görür. Fren kullanımının uygun olmayacağı hızlarda zaten rudder etkin hale gelir ve yeterli olur.

Retract yekesi, açıkken dümen (rudder) servosuna çelik tel ile iki taraftan bağlı (pull-pull) ve teller gergin. Retract kapanınca teller boşa çıkıyor (bana göre dolanma/sıkışma riski var).

Benim Pantherin yön kontrol sistemi tam olarak böyle, kontrol tellerinin ortasına doğru yanlardan çeken paket lastikleri ekledim, tekerlek kapanırken gevşeyen telleri gövdenin yanlarına doğru çekiyor böylece biryerlere takılmasına engel oluyor bu lastikler. İlla göreyim dersen ilgili postu tarar bulur eklerim buraya :)
Eğer gövdede böyle yukarı aşağı veya yanlara çekecek kadar yer yoksa da tellere yay eklenip bu sorun giderilebilir. Bunu da sağlıklı uygulamak için çeşitli yöntemler var, ama temel mantık iniş takımı açıkken tellerin tam gergin halde olması (böylece kontrol kaybı olmaz) iniş takımı toplanırken de yayların bir şekilde telleri çekerek boş boş biyerlere dolanmasını engellemesi var.

Biriniz bana bu retract sistemi biraz daha detaylı bir şekilde açıklayabilir mi?

Bu fotoğrafını koyduğum sistemi soruyorsun sanırım. Bu sistem tam senin yukarıda bahsettiğin tellerin bollaşıp sağa sola takılmasını engellemek için geliştirilmiş bir sistem. Tellerin bağlı olduğu yeke ön tarafta retractın sabit kısmına monte. Böylece retract açıkken de topluyken de teller aynı gerginlikte. Dikme komple sağa sola dönebiliyor ve ön tarafındaki yeke ve pim sistemi de retract açıkken tellerin bağlı olduğu yeke sistemindeki kanala oturuyor. Böylece iniş takımı aşağıdayken teller yekeyi, yeke pimi pim de dikmeyi hareket ettiriyor. İniş takımı toplanırken de pim tellerin bağlı olduğu yekeden ayrılıyor. Sistemde basit bir yay teli var, bu yay dikmeyi yekeden ayrı olduğu zamanlarda merkezli tutmaya yarıyor ki geri açıldığında pim tam yuvaya denk gelebilsin. Bu yay sistemi benim panterin ön dikmesinde de var tabi, o da iniş takımının kapanırken, teller bollaştığında, tekerleğin sağa sola dönmesini engelleyip merkezli kalmasını sağlıyor.

faydalı oldu mu daha detaya gireyim mi :)

Ölüp ölüp dirilen amca konusuna gelince, sen gel, başımın üzerinde yerin var tabii ki. Ama uyarıyorum: "A-aa, bu ölmemiş ki!" derler sıkarlar sana iki tane :D

Umman yine sınırları kapattı gördün mü... gelemiyorum malesef... :lol::lol::lol:
 
Bu uçağın gelişim aşamalarında, arkadan yönlendirmeli sistemde bir süre ısrar ediliyor malum...

Evet bu çok komik bir hikaye aslında. Uçağın 3. prototipine kadar kuyruk tekeri kullanılıyor. İlk uçuşlarda da burunda pervane ve piston motoru da olduğu için bir şekilde kurtarıyorlar. Ama ilk sadece jet motorlu uçuş vakti geldiğinde test pilotu farkediyor ki kuyruğun yerden kalkmaya niyeti yok... Defalarca deniyorlar aynı sonuç. Neden niçin diye üzerine kafa patlatırlarken de farkediyorlarki uçak bu şekilde baş yukarda dururken kuyruk elemanları kanadın türbülansında (yelkenci terimiyle "pisinde") kalıyor, elevatör hakimiyeti sağlanamadığı için de bir türlü kuyruğu yerden kesemiyorlar. Dahası uçağın oturuş açısı da kanatların kritik hücum açısından fazla, yani kanatlar da aslında stall konumunda, hiçbir taşıyıcı kuvvet üretemiyorlar. Ne yapsak ne etsek derken de test pilotu Fritz Wendel'in aklına uçak belli bir hıza ulaşınca ani ve anlık olarak frenlere basıp kuyruğu yerden kesmek geliyor. Oturup hesap kitap yapıyorlar, hangi hızda bu fren dürtmesini yapmak gerek diye, 180km/saat hıza ulaşınca bunu yapmak gerek diyorlar. Bu hıza da yaklaşık 800 metrelik bir kalkış koşusuyla ulaşabiliyorlar. Toplam pist de 1100 metre sadece. Yani fikir işe yaramazsa durmaya yetecek kadar pist yok, pist sonundaki mısır tarlasına dalmak kaçınılmaz. Fikrin ne kadar delice olduğunu bir düşünün :) eğer pilot frenlere az basarsa veya yeterli hıza ulaşmadan basarsa kuyruk kalkmaz, haliyle uçak da kalkmaz, bir dolu jet yakıtıyla birlikte mısır tarlasına dalar, yok fazla sert basarsa bu sefer uçak burun üstü kapaklanmış halde mısır tarlasına dalar! Herşey işe yararsa bu sefer motorların çalışmaya devam edip edemeyeceği sorusu var (ilk jet uçuşta kalkar kalkmaz motorlar durmuştu, burundaki piston motor ve pervane sayesinde uçak geri gelip inebilmişti). Fritz Wendel bu denemeden sağ çıkma şansını en fazla %25 olarak değerlendirmiş... Ama buna rağmen vazgeçmeyip kokpite girip, kalkışın 800. metresinde frenlere basıp kuyruğu kaldırıp 900. metrede de uçağı yerden kesebilmiş...

İlk uçuştan bir ay sonra, hava kuvvetleri uçağı test etmesi için kendi test pilotlarını göndermiş, Fritz bu test pilotunu uçağı tanıtıp basit bir yer eğitimi vermiş. Kendisi de pistin 800. metresine gidip orda beklemeye başlamış. Bu sayede pilotun tam nerde frene basması gerektiği konusunda görsel bir işaret sağlamayı amaçlamış. uçak kalkış koşusuna başlıyor, bir sebepten sanki daha yavaş hızlanıyormuş gibi bir hisse kapılıyor Herr Wendel, tam önündeyken pilot frenlere basıyor, kuyruk kalkıyor, ama geri oturuyor piste, ve sonrasında da yerde kalıp havalanamadan tarlaya dalıyor... Mucizevi bir şekilde pilot çok ufak yaralarla sağ çıkıyor enkazdan. Sonrasında ne olup bittiğini anlamak için konuşurlarken pilotun herşeyi olması gerektiği gibi yaptığını görüyorlar, hata yok, çok yüksek ihtimalle havanın ilk uçuşa göre daha sıcak olması nedeniyle uçağın performansı daha düşüktü, 800 metre yerine 900 metrede frenlere basmak gerekliydi gibisinden bir sonuca varıyorlar. Onlar orda sohbet ederken kaza yerine gelen ambulans personelinden birisi elinde kocaman bir patates ile yanlarına geliyor. "Buyrun, tarihte bir jet uçağı tarafından hasat edilmiş ilk patates" diyerek patatesi pilotlara teslim ediyor :)

Bu olaydan sonra bu fren e basma yönteminin operasyonel pilotlarla keisnlikle olmayacağını çok daha net bir şekilde anlayıp sonraki tüm Me262 modellerinin burundan tekerlekli olmasına karar veriliyor :)


Mesela "fren sistemi" benim aklımdakilerden biri. :rolleyes: Yanlış anlama "peki bunu nasıl halledeceksin?" diye sormuyorum.

Jet modellerinde fren standart birşeydir zaten :) Eskiden çoğunlukla pnömatik frenler olurdu, bazen de mekanik. Ama bu aralar retractların da elektrikliye dönmesiyle birlikte frenler de elektromanyetik oldu. Benim panterde de bir çift elektromanyetik fren var. Dikmeye bağlı yuvarlak bir elektromıknatıs var, janta takılan da çelik bir disk. Elektromıknatısa elektik verilince diski kendisine çekip belli bir sürtünme kuvveti uygulanmasını sağlıyor. Elde edilen sürtünme, yani frenleme kuvveti de elektromıknatıstan geçirilen akımla (yoksa voltaj mı? Sümer abi bir el at sana zahmet :D ) orantılı olduğu için frenleme kuvveti kontrol edilebiliyor. E şimdi kontrol devresinin iki kanallı olduğunu ve iki tekerdeki freni ayrı ayrı kontrol ettiğini düşünün, işte yön kontrolü :) Şu an istenirse fren kontrolör devrelerine gyro eklenip frenleme sırasındaki istemdışı sağa sola kaçmalara engel olup uçağın düz bir şekilde yavaşlamasını sağlayabiliyorlar.


Yukarıdaki fotoda gördüğüm kadarıyla ön dikme merkezden kaçık değil. Foto biraz açılı çekilmiş, burun topundaki namludan hiza alınca tekerlek ve dikme merkezde duruyor. Sadece kapak kaçık görünüyor.
Yani ya Evren'e hata var, ya da fotodaki uçak scale değil!

Hocam hatta sanki biraz da sağa yatık gibi görünüyor bana. Ya da gözüm mü aldanıyor anlayamadım. Fotoda açı var tamam ama benim görüşüme göre merkezde değil:rolleyes: Ya da Evren ta oradan psikolojik telkin, illumunati bir şeyler mi uyguluyor üzerimizde? Algı yönetimi falan...:eek: Malum II. Harp civarlarındayız bu çalışmada; o yıllarda bu işler moda;D

:lol::lol::lol:
Neyse abi boşver, 3 vakte kadar elinde uçağın orjinal plan-paftaları ile koşar gelir. Tasarlayan mühendisin şeceresini bize okur, derken işler daha da karışır:lol: Düz ya da sağda; o nasıl derse oradan yürüsün gitsin biz de karıştırmayalım bence:D
Ama pistonu sığdırmak için yaptığı hamlenin gerçek uçakla ilişkilendirilmesi (ya da çalışılması), gerçekten takdire şayan:saygilar:



Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Bu RESMİ görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol
 
Abi dönemin uçaklarının kuyruk veya burun tekerleklerinin neredeyse tamamı sarhoş tekerlek. yönlendirme frenlerle yapılıyor, kuyruk tekerlekli uçaklarda da ekstra olarak bir kilitleme mekanizması var, uçak kalkış için pistbaşı yaptığında (ve iniş için yaklaşırken) kuyruk tekeri merkez konumunda kilitleniyor, böylece kalkış ve iniş sırasında uçağın düz gitmesi için pilota yardımcı oluyor. Diferansiyel fren olan bir pervaneli uçakta sarhoş tekerlek, ister kuyruk ister burun olsun, gayet güzel iş görür. Fren kullanımının uygun olmayacağı hızlarda zaten rudder etkin hale gelir ve yeterli olur.

Kendin de demişsin: "dönemin uçakları" diye. Mazide kalmış yani. Daha güvenli sistemler var artık. Ağırlığın daha da çok önemli olduğu radyo kontrollü bir uçakta, hele ki bu model köpükten yapılmış hafif bir şey değil, hala mantıklı gelmiyor bana. Kaldı ki, pervane olmadığı için kuyruk üzerinden hava akımı da olmayacak dediğin gibi.

Benim Pantherin yön kontrol sistemi tam olarak böyle, kontrol tellerinin ortasına doğru yanlardan çeken paket lastikleri ekledim, tekerlek kapanırken gevşeyen telleri gövdenin yanlarına doğru çekiyor böylece biryerlere takılmasına engel oluyor bu lastikler. İlla göreyim dersen ilgili postu tarar bulur eklerim buraya :)
Eğer gövdede böyle yukarı aşağı veya yanlara çekecek kadar yer yoksa da tellere yay eklenip bu sorun giderilebilir. Bunu da sağlıklı uygulamak için çeşitli yöntemler var, ama temel mantık iniş takımı açıkken tellerin tam gergin halde olması (böylece kontrol kaybı olmaz) iniş takımı toplanırken de yayların bir şekilde telleri çekerek boş boş biyerlere dolanmasını engellemesi var.

Mevcut haliyle sabit iniş takımı olduğu için buna ihtiyaç yok. Ama retract olursa ve tercih etmediğim halde pull pull kullanmak zorunda kalırsam yay fikri hoşuma gitti.

Bu fotoğrafını koyduğum sistemi soruyorsun sanırım. Bu sistem tam senin yukarıda bahsettiğin tellerin bollaşıp sağa sola takılmasını engellemek için geliştirilmiş bir sistem. Tellerin bağlı olduğu yeke ön tarafta retractın sabit kısmına monte. Böylece retract açıkken de topluyken de teller aynı gerginlikte. Dikme komple sağa sola dönebiliyor ve ön tarafındaki yeke ve pim sistemi de retract açıkken tellerin bağlı olduğu yeke sistemindeki kanala oturuyor. Böylece iniş takımı aşağıdayken teller yekeyi, yeke pimi pim de dikmeyi hareket ettiriyor. İniş takımı toplanırken de pim tellerin bağlı olduğu yekeden ayrılıyor. Sistemde basit bir yay teli var, bu yay dikmeyi yekeden ayrı olduğu zamanlarda merkezli tutmaya yarıyor ki geri açıldığında pim tam yuvaya denk gelebilsin. Bu yay sistemi benim panterin ön dikmesinde de var tabi, o da iniş takımının kapanırken, teller bollaştığında, tekerleğin sağa sola dönmesini engelleyip merkezli kalmasını sağlıyor.

faydalı oldu mu daha detaya gireyim mi :)

Daha detaya girmeni isterim, zira çalışır vaziyette olanını hiç incelemişliğim yok. Dolayısıyla da aklımda canlandırmakta güçlük çekiyorum (mühendis değilim neticede, bir yere kadar kafam çalışıyor). Ama bendeki retract böyle sofistike bir şey değil, Çin işi: (Sayın adminim; resim ekleyemedim! ".jpeg" formatına izin verilmez diyor sistem). Buradakinin aynısı bendeki:



Ama ME262'nin konusunu da gereksiz yere bulandırmak istemem.

Umman yine sınırları kapattı gördün mü... gelemiyorum malesef... :lol::lol::lol:

Elbet açacaklar. Ama iş yerinde değil de çok daha keyifli ortamlarda ağırlayayım seni. :),

NOT: Ben resim yüklemeye çabalarken ilerlemiş konu...
 
  • Beğen
Tepkiler: Mehmet Kucuksari
Kendin de demişsin: "dönemin uçakları" diye. Mazide kalmış yani. Daha güvenli sistemler var artık. Ağırlığın daha da çok önemli olduğu radyo kontrollü bir uçakta, hele ki bu model köpükten yapılmış hafif bir şey değil, hala mantıklı gelmiyor bana. Kaldı ki, pervane olmadığı için kuyruk üzerinden hava akımı da olmayacak dediğin gibi.

Abi konu warbird olduğu için dedim, modern uçaklarda da bek tekerleri hala kontrolsüz :) benim uçtuğum C172nin ön tekerinde yön kontrolü var mesela ama onu da düşük hızlarda frenle dönderiyoruz :D Sonuç itibariyle ben de fren sistemi yeterli yönlendirilebilir tekerleğe ihtiyaç yok demiyorum, fren sistemi hiçbir zaman yönlendirilebilir tekerin yerini tutmaz amma velakin sırf yönlendirilebilir tekerlek yapmak modele fazla karmaşıklık ve ağırlık getirecekse o zaman avantajını kaybedebilir ve fren sistemi daha avantajlı bir konuma gelebilir. mevzu bundan ibaret. Bu ön dikmeyi sarhoş tekerlek olarak yapmak mekanik açıdan yönlendirilebilir bir tekerlek yapmaktan çok daha basit ve hafif, hatta sonuç da çok daha sağlam olur. Ama benim tercihim yine de yönlendirilebilir sistemi denemekten yana olacak. Zira fazla ağırlık burunda, zaten ağırlık ihtiyacım olacak yerde. Karmaşıklık işin meydan okuması :) zayıflık ise kötü inersem kendini belli edecek. Burundan tekerlekli bir uçakta ilk önce burun tekerini yere vurursan zaten Allah cezanı verir :D

Diferansiyel fren sistemi ilave bir ağırlık getirmiyor, zira o frenler zaten orda :)

Daha detaya girmeni isterim, zira çalışır vaziyette olanını hiç incelemişliğim yok.

Aradım buldum, al izle abi, ortadaki burun retractı. pimin yekedeki yuvasına oturuşunu gör. Sonra o yekenin servoya bağlı olduğunu hayal et :)

Bu VIDEOYU görmek için izniniz yok. Giriş yap veya üye ol


Buradakinin aynısı bendeki:

Bu sistemler hiçbir zaman hoşuma gitmedi. Teoride o yekeye rijit bir pushrod bağlıyorsun, retract açılıp kapanırken o plastik yeke kulak artık ne dersen adına, o şaft üzerinde kayıp yerini alıyor iniş takımı aşağıdayken yönünü kontrol etmeni sağlıyor. Bana göre hataya çok açık bir sistem.

Elbet açacaklar. Ama iş yerinde değil de çok daha keyifli ortamlarda ağırlayayım seni. :),

Anlaştık :)

Dikme merkezde. Dikkatli bakın. Kaçık olan bölmenin kerndisi ve kapak.

Evet abi ya, sabahtan beri biz de bunu söylüyoruz zaten de işte yazarken klavyemiz sürçmüş. Aynen böyle, benim model de aynı böyle, dikme ortalı, yuva kenara kayık :evil:
 
O kadar aradım, onlarca video seyrettim, İlk kez bu kadar ayrıntılı olanına rastlıyorum. Teşekkürler.
 
  • Beğen
Tepkiler: Türker Akgün